Menderes YILDIRIM
Yemen'deki Ayna
Yemen melikesi Belkıs: «Şüphesiz, krallar bir şehre girdikleri vakit, perişan eder ve ahalisinin şereflilerini zelil kılarlar ve işte onlar hep böyle yaparlar.»(Neml-34).
Melike (kraliçe) Belkıs'ın ağzıyla anlatılan tarihi gerçekte, Belkıs imanla tanışır, Yemen mamur olur.
Suudi kralı öncülüğündeki gasıplar; Yemen'e Hz Süleyman gibi “besmele..” ile başlayan dostluk mektubu veya davet üzerine girmediler.
Halkın, “İslami devlet” isteğini hep öteleyen ezici çoğunluğun tepkisi üzerine kaçıp canını zor kurtaran firari, laik, Sisi misal eski cumhurbaşkanı Hadi'nin -sözde- isteği üzerine Yemen'e saldırdılar. Suudi merkezli koalisyon; -kesinlikle- “ABD adına halklarına hükmeden RİYAD FİRARİLERİ ve Vesayetlerinin bekası” için Yemen halkının üzerine çullandı.
Eğri oturup doğru konuşalım! Başkent San'a'nın bombalanmasından sonra bir milyon insanın Koalisyon karşıtı yürüyüş yapması bunun göstergesidir ama görmek istemeyenler görmedi! Yemenlilerin istemedikleri, koalisyon güçleri ve ABD'nin Müslüman avlayan İHA'larıdır.
Yemen, bu gün başına gelenleri asla hak etmiyor. Hukuksuz yapılan her bombardımanda aşırı sivil kayıplar oluyor. Osmanlının kendi kendisine ihanet ettiği bir dönemde dahi “Osmanlı'ya biatini bildirip Şerif Hüseyn ailesi ve İngilizlerle savaşan” Husî İmam Yahya'nın çocuklarına yapılanların vebali büyük olacaktır.
Son olarak Yemen'in şahsında oluşturulmak istenen “ırk-mezhep algısı ve çatıştırılması” kesinlikle ecnebi imalatı bir üst aklın ürünüdür. Kimse mü'minin aklıyla alay edemesin! Olayın seyrine bakalım:
Aylar öncesinden Suudi merkezli olarak; devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, bürokratların mahrem görüşmeleri başladı. Sonra devletlerin istihbarat başkanlarının izahı yapılamayan görüşmeleri yine Riyad'da oldu. Vakit bulanlar; ihrama girip hacı(!) bile olmaya çalıştılar.
Kıskandığımız falan yok; Rabbim, niyetlerine göre ecirlerini versin; gururlandık bile. Medyaya servis edilen görüntülerin perde arkası derin olsa da manzara pek duygusaldı ama yetmez.
Anadolu halkı köylü zihniyetinden çıkalı çok oldu; nohut, şehre indi hatta leblebi bile oldu. Halk; artık soru soruyor, cevabını da bekliyor; cevaplar ötelenince de unutmuyor, tekrar soruyor.
Safa-Merve koşuları tamam ama bir kavme karşı ağızlardan taşan öfke söyleminin gerekçesi neydi?” Eloğludur sorar; “Osmanlı'nın; yakıp-yıkan bir asi diye yakalayıp Edirne'de idam ettiği Abdullah İbn Vehhap'ın ekolü Sünni midir? Mazlum halka; Irak'ta faşist Saddam'ı, Suriye'de cani-sosyalist Esed'i arattıran kim ve hangi zihniyettir?
Yine sorarlar; Filistin yerle bir olurken, annelerin yüreğine korlar düşerken; seçilmiş Hamas yönetimi kadroları, Siyonist yönetim tarafından hapse atılırken Arap Birliği(!?) nerelerde ne işle meşguldü. Hz Peygamber (a)'ın dahi sağlayamadığı(!) “Arap Birliği” hemi de 10 devletlik savaş birliği –bir gecede- nasıl oluştu?
Hep soracaklar; “En çelimsiz Arap kralı bile Netenyahu ile yarışsa; “güreş(?), yemek, giysi, saray, at, araba, safari, GDO'suz beslenme, halkına şiddet uygulama, Emperyalist liderlere gülümseme..” alanlarında birinciliği alıp Guinness Rekorlar Kitabı'na bile girebilir. “Deve yarışlarını” da unutmamak lazım. Ancak, “atletizm/maraton koşuları” hariç, çünkü Şeyhimler 50 metreyi dahi koşamaz.
Hal bu iken neden israil'e “höt!” diyemiyor; neden Mahmut Abbas'a rahmet, Hamas'a zulmet yağdırıyorlar? Her yere “cumhuriyet, demokrasi, basın özgürlüğü” isteyen Batı, neden Arap çöllerinde ”KRALLIK'lara” razı oluyor?
Mısır'da dakikalar içinde; yüzlerce “aydın, alim, sıradan muhafazakara idam cezası” verebilen; RABİA MEYDANI canisi emperyalist maşa Sisi Ehl-i Sünnet kurtarıcısı mıdır? Sisi darbe yaptığında, katil Esed; “İslamcıların sonu geldi” diye sevindi mi?.
Körfez muhtarlıklarının Yemen'e kükreyen savaş kahramanları, öncelikle ABD'nin üs yaptığı ve giremedikleri öz topraklarına girebilecekler mi?
Arap Birliği(!), Filistin için ömründe böyle bir karar almadı, alamaz da. Düşünün, israil'e 150 bin asker, 100 uçakla saldıran(!!??) bir Arap ordusunu! Yürekleri yanmış ümmet; “helal be, işte bu!..” demez mi?
Orduları, iyi besleniyor ve kiloludurlar; iyi koşamasalar da iyi güreşirler diye düşünüyorum. Ama nerde? “kâfire karşı sertlik; mi'mine karşı halimlikten” eser yok; “Bizim Çocuklar” kendi halkıyla savaş celladı, gâvurla barış havarisi kesiliveriyorlar.
Bir Şii için Sünni; bir Sünni için de Şii “can, mal, namus emniyetinin garantörü” olamaz mı? Bizdeki muhalefet gibi, doğruları da yanlış gibi görerek eleştirecek miyiz? Yetmedi mi?
Müslüman ülkelerin krallıkları da cumhuriyet ile yönetilenleri de Yemen ‘de sınıfta kaldı. Her sorumlu kişi aklını başına devşirsin.
Yemen; Doğu ve Batı için bir ayna, bir terazidir. Müslümanları ayrıştırıp çatıştırma, Batı ve yerli işbirlikçilerinin işi ve umududur. Bırakalım, bir islami hareket de başarıya yürüsün. Gelin “Arap baharı kışa döndü” diyenleri şaşırtalım! Dua ile!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.