Mehmet GÜLSEVER
Yeni Başkan Nokta Koymalı
Bir dikkatsizliğin, bir özensizliğin, bir görmezden gelmenin, bir lakaytlığın, bir bananeciliğin, gelip bizi getirdiği yerdir 15 Temmuz.
Zamanında tedbir almamanın, “müdahale edersek ne derler” kaygısının, “tasfiye edersek iç kargaşa çıkar” endişesinin bedelidir 15 Temmuz.
“Paralı, rütbeli, cübbeli olsun da; ne olursa olsun” anlayışının bizi taşıdığı girdaptır 15 Temmuz.
Helalin, doğrunun, dertlinin, gamlının, yanığın, yoksulun tasfiye oluşunun tufanıdır 15 Temmuz Helaki. “Nice Helak olmuş toplumlar”dan biriyiz 15 Temmuz'la.
15 Temmuz diyorsam buradan bir tek FETÖ'yü anlamayın lütfen. 15 Temmuz bilumum kokuşmuşluğun, çürümüşlüğün toplamının ortaya çıkardığı zehirli bir gazdır aslında. Hak ettiği halde anacığına “müjde ana işe alındım” deme hakkı elinden alınan “kendilerinden olmayan” masum bir vatandaşın “ahı”dır 15 Temmuz. Bu günün mülakat sınavları da dünya kadar “ah” taşıyor maalesef.
Bu gün FETÖ'ye karşı olanların kahır ekserisinin FETÖ ile yolu bir şekilde kesişip deccalımsı sofrasından nemalandığı halde “aslında biliyordum da…” ile başlayan ve o günleri yerle yeksan eden analizler yapması da gösteriyor ki birçoğumuz o günün gücünden ve güçlüsünden yana gözümüzü yummuşuz. Ve bu göz yummuşluk bu gün “gözümüzü” çıkarmıştır.
Değerli dostlar! Bu vebal dün buna göz yuman herkesindir. Şundan emin olalım ki bu günün ihmallerinin bedelini de yarın hep birlikte ödeyeceğiz. Çocuklar ve yeni nesiller ödeyecektir. Bu değişmez bir kaidedir. Adedullahtır. Sünnetullahtır. Tabiatın içinde ürettiği, boşluk kabul etmez kaidesidir.
Sayın Cumhurbaşkanı yeniden Ak Parti'nin başına geçti. Sorunlar da beklentiler de çok büyük.
Ben Fırat'ın Dicle yakasına bakan tarafına daha vakıfım ve bilirim ki bu yakada eline “asa” verilerek çoban yapılanların büyük çoğunluğu ehil olmadığı gibi sürüden olabildiğince nemalanma yoluna gidiyor. Çıkarcı, kaygısız, zengin, ailevi kadrolaşma çabasında, ne insana, ne doğuya ne de batıya dair derdi olmayan; ama vitrine iyi oynayan, ağzı laf yapan, çarçabuk renk değiştirebilen kadrolar yerelde yönetiyor hem teşkilatı hem de mülki idareyi Fırat'ın bu yakasında. Eğer yerel teşkilat “yerel gidişatta” mutlak belirleyici olmasaydı teşkilatlarıyla hiç ilgilenmezdik bile.
Üstelik bunları en “yanık” partililer de biliyor ama bir şey değişmiyor. Bunu merkez de biliyor ve göz yumuyorsa tehlike çok büyük; yok eğer bilmiyorsa tehlike daha da büyük; hele ki biliyor ve müdahale etmiyorsa o zaman da yorumu siz yapın.
Değerli dostlar mutlaka ama mutlaka yapıcı ve eleştirel olmalıyız. Yeri geldiğinde bedeli ne olursa olsun sorumluluk almalıyız. Ama asla koyun olmamalıyız. Haykırmalıyız, çabalamalıyız. Yangından ciğerparemizi kurtarırken çarpacağımız birkaç kişiyi görmemeliyiz bile.
İyi niyetle doğruları takdir ederek hataları da çözüm önerileriyle birlikte söylemek ve peşine düşmek namuslu her vatandaşın boynunun borcu olmalı.
Bu nedenle Ak Parti'nin yeni başkanı behemehâl halkta oluşan haklı beklentiye cevap vermeli ve bir an önce dürüst, tasası olan, ehil, halkın menfaatini önceleyen kadroları teşkilat ve bürokrasiye atamalı. Aksi halde Ankara'nın kaynağından berrak çıktığını tahmin ettiğimiz suları bizim buralara hep bulanık varacak ve ahali “pis” sular ile zehirlenmeye devam edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.