Yeni bir anayasa gelmediği sürece sorunlar bitmeyecektir
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop,seçilenler tarafından yapılan yeni bir anayasa gelmediği sürece Türkiye'nin anayasa ile ilgili sorunlarının bitmeyeceğini söyledi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Hükümet Sistemi Olarak Cumhurbaşkanlığı" konulu konferansa katıldı.
Gaziantep Valisi Ali Yerlika, GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı konferansta konuşan Şentop, ilk defa 2014'te Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçildiğini, yapılan bu sistem değişikliği ile Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin aslında bir hükümet sistemini gösterdiğini söyledi.
Yeni anayasa ile mevcut sistemdeki vesayetçi yapının da ortadan kalkacağını söyleyen Şentop, 1982 Anayasanın ruhunda problem olduğunu belirterek, "Ruhunu teslim etmiş anayasa ne demek, bu anayasanın ruhunu teslim etmesi demek. Bu anayasa ruhunu teslim etmediği sürece Türkiye, milletin seçtikleri eliyle yeni bir anayasa yapmadıkça anayasa ile ilgili sorunlar bitmeyecektir. Peki, bu ruh nedir? Anayasa ruh diyor, ama anayasanın zihniyeti, paradigması ve belki ideolojisi diyebiliriz 1982 anayasasında olan bir şey sadece orada olan ve orada da başlayan bir şeyin olduğunu düşünmek yanlıştır." dedi.
Şentop, Türkiye'de 1982 anayasası ve onun paradigmasının esasen 1961 yılında hazırlanan anayasa ile başladığını belirterek, "1982 aksayan yönleri tahkim eden bir düzenlemedir. Esas felsefe, zihniyet 1961 yılında hazırlandı. 1961'de malumunuz 27 Mayıs 1960 darbesinden hemen sonra hazırlanmış bir metindir. Burada İkinci Dünya Savaşı sonrası hazırlanan ve 1960 yılına kadar da devam eden iki süreç vardır. Birisi uluslararası bağlamda, birisi de Türkiye'nin içerisinde. Yani İkinci Dünya Savaşından sonra anayasalara yeni bir anlam yükleniyor. Hukuki anlamın dışında siyasi bir anlam yükleniyor." ifadelerini kullandı.
İkinci Dünya Savaşının galiplerinin, yeni bir dünya düzeni kurduklarını da belirten Şentop, şöyle devam etti:
"Bu düzende önemli bazı kavramları var: Demokrasi, çok partili hayat, serbest seçimler… Şeklindeki bir sistem. Dünyada demokrasi, çok partili hayat, serbest seçimler yaygınlaşsın ve seçimleri de kazanan, ülkeleri yönetsin. Ama bu ülkelerde yeni kurulan bu dünya sisteminin dışına çıkmasınlar. Daha basit bir ifade ile hem seçim olsun hem de bizim çocuklar kazansın, diyorlar. 'Bizim çocuklar' tabirini; İkinci Dünya Savaşı sonrası savaşın galiplerinin dışındaki dünyada, savaşın mağluplarını ve batının dışındaki dünyada galiplerin yöneticilere bakış açısını ifade eden kullanışlı bir kavram olarak görüyorum. Arap baharı başladığında da seçimler, diktatörler, serbest seçimler olacak, çok parti olacak ama baktılar ki 'bizim çocuklar' dedikleri kazanamıyor. Arap baharı ondan sonra farklı bir seyir aldı."
Türkiye'de ilk defa 2014 yılında Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçildiğini ve yapılan bu sistem değişikliği ile Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin aslında bir hükümet sistemini gösterdiğini söyleyen Şentop, "2007'de cumhurbaşkanını seçmek için referanduma gidildi. Genelkurmay başkanı hemen o gün Cumhurbaşkanında aradığı nitelikler ilgili bir açıklama yaparak 'Cumhurbaşkanının sözde değil, özde laik olmasını istiyoruz' dedi. Gel o zaman seç, tabi seçemiyor. Çünkü oy kullanma hakkı yok. Hemen arkasından da anayasa mahkemesi devreye girdi. 367 kararını verdi. Cumhurbaşkanı seçilemedi. Bunun üzerine bir anayasa değişikliği yaptık. O anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı seçimini biz parlamentodan alıp doğrudan halka verdik. Türkiye'de ilk defa 2014 yılında Cumhurbaşkanı ilk defa halk tarafından seçildi. Bu sistem değişikliği ile de Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi bize bir hükümet sistemini gösteriyor. Türkiye'de 2007 öncesinde yazılmış Anayasa Hukuku kitaplarında Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçildiği sistemler yarı başkanlık sistemleridir. Yani bir parlamenter sistemde Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmeye başlanmışsa bu sistem yarı başkanlık sistemi demektir. Aslında Türkiye 2007 yılında yarı başkanlık sistemine geçti." şeklinde konuştu.
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür'ün konuşmasının ardından Şentop öğrencilerin sorularını cevapladı
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.