M. Ali DOYAR
Yeni müfredat programı nasıl olmalı
Bismillah
Geçen gün Milli Eğitim Bakanı Ismet Yılmaz, eğitim programıya ilgili yeni bir taslak hazırladıklarını, «Yeni Müfredat Taslak Programı» olarak 10 Şubat 2017 tarihine kadar halkın görüşüne sunduklarını ve görüşleri dikkate alarak ortak aklın ürünü olacak bir program hazırlayacaklarını ifade edip 1, 5 ve 9. sınıf öğrencilerinin önümüzdeki eğitim-öğretim yılında yeni müfredatla eğitime başlayacaklarını belirtti.
Öncelikle şunu ifade edeyim ki; böyle bir çalışma yapılması ve bunun kamuoyuyla paylaşılarak halkın görüşüne sunulması önemli ve olumlu bir gelişmedir. Ancak bunun formaliteden uzak olması ve siyasi propaganda malzemesine dönüşmemesi gerekir. Gerçekten de ortaya konacak olan müspet görüşler dikkate alınmalıdır.
Hiç şüphesiz eğitim programı, bireylerin yetişmesi ve toplumun şekil almasında önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla eğitim programlarının temel felsefesinde; öğrenciye her şeyi öğretmek yerine, doğru bilgileri almasını ve aldığı bilgileri nerede ve nasıl kullanacağını bilen bireyler olarak yetiştirmek yer almalıdır. Bunun özünde; Rabbini tanıyan, kendini bilen, toplumun inancı, kültürü ve ahlaki değerlerini benimseyen insan modeli olmalıdır.
Sorunlu eğitim sistemi, sorunlu bireylerin yetişmesine kaynaklık eder. Halkın yüzde doksan dokuzu Müsülüman olan ve yüzyıllardan beri aile yaşamında, sosyal hayatında, örfünde ve kültüründe İslam'ı esas alan Türkiye insanı; Cumhuriyetin kurulması ve ardından materyalist felsefesine dayalı Batı tarzı karma eğitim sisteminin esas alınmasından sonra, kendi özüne yabancı, inanç ve değerlerine düşman ve toplumuyla çatışan nesiller ile tanıştı. Bugün Türkiye'de Müslüman halkın inanç ve değerlerine karşı çıkan, toplumu geren, çatışma ve kaos çıkaran bireylerin yetişmesinde, sorunlu eğitim sisteminin rolü büyüktür. Bu nedenledir ki eğitim sistemi sürekli eleştiri konusu olmuş, kurulan her hükümetin defalarca yaptığı müdahalelerle adeta yaz-boz tahtasına dönüştürülmüş, buna rağmen sorunlu olmaktan kurtulamamıştır.
Bu nedenle evvela, eğitim sistemini sorunlu olmaktan çıkarmak; müfredat programını, sorumlu bireyler yetiştiren bir şekle büründürmek gerekir.
Bunun için;
*Karma eğitime ya tamamen son verilmeli veya isteğe bağlı hale getirilmelidir.
*Başörtüsü sorunu yasal çözüme kavuşturulmalı ve güvence altına alınmalıdır.
*Fen ilimleri yanında İslami ilimlere de yeterince yer verilmeli, bireyin maddi gelişiminin yanında manevi gelişimine de özen gesterilmelidir.
*Kitaplarda; halkın inanç ve değerlerine, gelenek ve kültürüne aykırı hususlar kesinlikle yer almamalıdır.
*Kitap metinlerinde, Türk milliyetçiliğini öne çıkarıp ırkçılığı aşılayan kavram ve mesajlar bulunmamalıdır. Bu söylemler, içinde birçok kavmin yaşadığı Türkiye ortamında ayrışmaya ve çatışmaya zemin hazırlamaktadır. Türkçülüğü öne çıkarmak yerine, «Türkiye Halkı», «Türkiye İnsanı», «Türkiye Toplumu» gibi kavramlar kullanılmalıdır.
*Kitap metinlerinde; argo, küfür, ahlaki değerlere aykırı davranışlar, cinsellik ve şiddet gibi hususlar yer almamalıdır.
*Kitap metinlerinde; İslam dinine karşı şüphe uyandıracak, İslam'ı tartışmalı hale getirecek kavram ve ifadeler yer almamalıdır.
*Hayat Bilgisi ve Felsefe gibi ders kitaplarında, insanın yaratılışı ile ilgili İslam dışı inanç ve fikirlere kesinlikle yer verilmemelidir. Bu konuda, yabancı düşünür veya bilimadamları yerine, İslam alimlerine çokça yer verilmelidir.
*Yeni hazırlanan müfredatta İslami STK'ların, Diyanet İşlerinin ve İslami kimliğiyle tanınan araştırmacı-yazar şahsiyetlerin görüşlerine yer verilmeli ve onlardan özellikle istifade edilmelidir.
Hazırlanmakta olan yeni müfredatın hayırlara vesile olması dileğiyle, Allah'a emanet olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.