Mehmet Zeki ERGİN

Mehmet Zeki ERGİN

Yönetenler değil rejim İslamileşinceye kadar...

28 Şubat meşum “Post Modern” darbenin yıldönümündeyiz. Geldiğimiz nokta itibariyle o sürecin, ana ve diğer aktörlerinin bugün lanetleniyor olmaları sevindirici… Hatta o gün bu kötülük hareketine yandaş olanların, destek verenlerin bile onu lanetlemek zorunda kalmaları inanç ve inançlı kesim açısından apayrı olumlu bir durum…

Figüran olarak öne sürülenler ya dört duvar arasına hapsedilmiş ya da her an kapılarının çalınması endişesiyle insanlıktan mahkûm olmanın korkusunu taşıyorlar ve ebediyen kurtulmayacaklar bu duygudan…

Düşünceleri bugün olduğu gibi  o zaman da mahkûmdu. İyiliğin bütün kapılarını insanların yüzüne kapatıp var güçleri ile kötülüğü insanlığa kötülük/günah pompalayan bir düşünce nasıl mahkûm olmasın ki… Ama zayıflığa mahkûm kötülüğün elebaşları o gün için güçlüydü. O yüzden süreç bu zamana kaldı. Bu başarı şimdiki iktidarın hanesine yazılmış en büyük kazanımlardan biridir. Bundan dolayı onu takdir etmemek insafsızlık olacak. Ama bununla beraber o dönemden kalma o kadar çok uygulama hala milleti öyle sıkboğaz ediyor, inançlarını yaşama önünde öyle bir engel oluşturuyor ki bu haliyle Müslüman halkın sevincini tabiri caizse kursağında bırakıyor.

Bu sürecin değerlendirilmesi ile ilgili dönemin içişleri bakanı Meral Akşener bir haber kanalında; “O gün olan mağduriyetler bugün hala devam ediyor. O gün de bir başörtülü okuyamıyor, memur olamıyordu. Bugün de aynı şekilde olamıyor. Ama bir farkla, o gün bu hakkı isteyen, talep edenler vardı. Bugün ise bu hakkı talep edenler yok.”

Akşener’in bunu iyi niyetle dillendirdiği kanısında değilim. Ama kimin söylediğine değil ne söylediğine bakılır diyor Hz. Ali… Söylediği hak mı değil mi ona bakılır.

Özellikle son ibare; “O gün bu hakları talep edenler vardı ama bugün bu hakları talep edenler yok” ibaresi…

Her olayın (olumlu olumsuz) bir negatif bir pozitif tarafı var. İş o olayı değerlendirme becerisine bağlı… Zorluk olumsuzdur. Ama insanı bileme, onu teyakkuzda tutma, hareketleri ve insanı temizleme özelliği var. Aynı şekilde rahatlık, daha olumsuz versiyonu ile rehavet, olumlu bir durumdur. Ama insanı mayıştıran, uyuşturan, dikkatinin dağılmasını sağlayan, odaklanma gücünü zora sokan olumsuz tarafları çoktur. Nitekim Hayber zaferine gidilirken Hz. Resulullah’ın; “Zafer kazanacak, büyük ganimetler elde edeceksiniz, ama bu sizin için hayırlı olmayacak” sözü buna işaret ediyor kanaatimizce.

Ak Partinin kaç seçimdir seçimleri kazanması ve iktidar olması ve bu vesile ile yönetimin inançlı insanların eline geçmesi özelde inançlı kesimleri genel olarak da tüm toplumu sevindiriyor. Zira toplum, ekonomik olarak rahatlamış, inançlı kesim ise üzerindeki baskıların kalkmış olmasından dolayı rahatlamış.

Ama rahatlık beraberinde rehaveti getirmiş… Hatta öyle bir rehavet ki eskinin radikal Müslümanları  hepsi olmasa bile büyük çoğunluğu neredeyse ülkeye İslam hakim olmuşa kani olmuş ve biri diğerine bakarak bundan nemalanmanın telaşı içerisine girmiş.

Hala devam eden mağduriyetleri -bastırılmaya çalışılan birkaç sesin dışında- dillendiren kimse yok. Oysa inançlıların yola çıkarken hedeflediklerinden, üzerlerindeki baskının kalkmasından başka hiçbir şey demek abartılı olsa bile, büyük çoğunluğu yerine gelmiş değil. Hatta birçok konu olumsuzluktan yana kaymış. 2002 yılındaki münkerat ile bugünkü münkeratı karşılaştırın nasıl bir sonuç elde edeceksiniz acaba…

Müslümanlar olarak, inançlı insanlar yönetime gelsin, derken oraya kurulmaları kast edilmiyordu. Oraya gelip münkeratın kapıları kapatılıp fitne fesadın kaynağı kurutulsun, iyiliğin önü de alabildiğine açılsın diye idi. Oysa böyle bir durum ortada yok.

Hükümete yönelik eleştiriler dile getirildiği zaman; “diğerleri olsa daha mı iyi?” diye karşılık görülüyor. Kimsenin; yönetim inançlıların elinden alınsın hak ve halkın düşmanlarının eline verilsin, dediği yok. Ama başta da dediğimiz gibi; Bu durum rehavet doğurmamalı, hedefler konusunda revizyona neden olmamalı, araçlar amacın yerini almamalı…

Yapmak istediğimiz uyarı budur; İnançlıların başta olması köhnemiş rejimi, onun uygulamalarını meşrulaştırmamalı…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.