Yusufî mahkum düğününe katılamadı
İslamî hizmetlerinden dolayı yaklaşık 27 yıldır cezaevinde bulunan İbrahim Halil Göv, ailesi tarafından düzenlenen düğününe katılamadı.
Karanlık güçler ve derin devletin kumpasları sonucu müebbet hapse mahkum edilen ve 27 yıldır cezaevinde bulunan İbrahim Halil Göv, ailesinin organize ettiği düğününe katılamadı.
Şanlıurfa’nın merkez Eyyübiye ilçesine bağlı Eyyüpnebi Mahalle’sinde bulunan Eyyüp Peygamber Camisinin yanındaki meydanda gerçekleşen düğün, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Daha sonra ses sanatçılarından Nezir Güler, Mustafa Altuntop, Derviş Madsor, Özcan Atsat, Burhanettin Cebba, ve Şanlıurfa Kardeşler İlahi Grubunun seslendirdikleri ilahi ve ezgilerle davetliler hep birlikte halaya durdu.
Yemek ikramının ardından davetlilere hitap eden bölgenin tanınmış alimlerinden Molla M. Beşir Varol, İbrahim Halil Göv ve Nuran Demir’in bu izdivaçlarının hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Avrupalıların evliliği Müslümanların gözünde karartmaya çalıştıklarına dikkat çeken Varol, "Gelinimizi, damadımızı ve her ikisinin ailelerini tebrik ediyoruz. Allah Teâla onları dünya ve ahirette mesut etsin. Peygamber Efendimiz, ‘Her kimin evlenmeye gücü varsa ve evlenmezse O kişi bizden değildir.’ diyor. Dinimizde evlenmek çok önemlidir. Evlenme konusunda birçok ayet ve hadisler var. Buna rağmen birçok insanımız, evlenmek istemiyor. Neden? Çünkü bunu Avrupalılar bize sevdirmiş. Avrupalılar, Allah-u Teâlâ’ya ve Peygamber Efendimize ait ne varsa ona karşıdırlar. Allah-u Teâlâ’ya ve Peygamber Efendimize ait ne varsa, bilinçli ve çok büyük imkânlarla bizi Onlardan beri koymaya çalışıyorlar. Onları gözümüzde karartmaya çalışıyorlar. Çünkü onlar, şeytan için çalışıyorlar. Şeytan ise insanların düşmanıdır. Biz Allah Teâlâ’nı kuluyuz. O, bizi ve kâinatı yaratmış. Bizler Müslümanız. Öyleyse Allah Teâlâ’ya ait ne varsa onu desteklememiz, inanmamız ve kendi amellerimizi ona göre ayarlamamız gerekir. Peygamber Efendimiz bize; ne emretmişse ne söylemişse ne talimat vermişse ona uymamız lazım. Çünkü Hz. Resulullah, Allah Teâlâ’nın sözcüsü-elçisidir." dedi.
"Avrupalı kâfirler gece gündüz bizleri Allah’tan, İslam’dan, Peygamberden uzaklaştırmaya çalışıyorlar"
Her Müslümanın Allah-u Teâlâ’nın davasına sahip çıkması gerektiğini belirten Varol, "Bir kâfir, kâfirce yaşarsa normaldir. Ama bir Müslüman kâfirce yaşasa, çok garip, çok yanlış bir şeydir. Aklı ve mantık bunu kabul etmiyor. Müslüman odur ki küfre çizgi çekendir. Allah-u Teâlâ’ya ait olmayan ne varsa, üzerine çizgi çekendir Müslüman ve Allah-u Teâlâ’ya ait ne varsa, ona tabi olandır, kabul edendir Müslüman. Bir Müslüman, eğer ‘ben Müslümanım’ diyorsa, Allah-u Teâlâ’nın davasına sahip çıkmalı ve onu insanlara ulaştırmalıdır. Çünkü her Müslüman, bir davetçidir ve İslam’ı insanlara ulaştırmakla mükelleftir. Müslüman, Müslümanca yaşamalı, kâfirce değil. Maalesef bir gaflet bize ve milletimize düşmüş. Yıllarca Allah’ın dini insanlara anlatılmadığı için ve Avrupalı kâfir dinsizler, gece gündüz medyalarıyla, bütün imkânlarıyla bizi, Allah’tan, İslam’dan, Peygamberden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Maalesef çalışmalarında bir yere kadar da muvaffak olmuşlar." ifadelerini kullandı."Eğer bu dini elden bırakırsak dünyada da ahirette de her şeyi kaybederiz"Emperyalistlerin gece gündüz İslam’ı yok etmek için yaptıkları çalışmalarına karşı her Müslümanın da İslam’a daha çok sarılması gerektiğini ifade eden Varol, sözlerine şöyle devam etti:
"Kendimize gelmemiz lazım. Eğer biz, kendimize gelmezsek, Rabbimize, dinimize, Peygamberimize göre yaşamazsak, şeytanlara, Avrupalılara göre yaşasak, hiçbir şeye sahip olamayız. Hem dünyamızı, hem de ahiretimizi elimizden alırlar. Çünkü onların düzeni menfaat üzerine kurulu bir düzendir. Emperyalistlerin oyunlarına gelmemeliyiz. Onların oyunlarına-tuzaklarına düşer, Rabbimizin ahkâmına, şeriatına, dinine, kitabına sırt çevirirsek, düşmanlarımız için çalışıyoruz demektir. Çünkü izzetimiz, şerefimiz, her şeyimiz bu dine bağlıdır. Eğer bu dini elden bırakırsak hiçbir şeye sahip olamayız. Dünyada da ahirette de her şeyi kaybederiz. Elimizde ki bir kuruşumuzu bile alırlar. Avrupalılar, bunu yapmak için gece gündüz çalışıyor.""Buluğ çağına eren Müslüman evlenmek için gece gündüz çalışmalıdır"
Evlenmenin ve nikâhın Allah-u Teâlâ’nın emri olduğunu söyleyen Varol, "Nikâh, Rabbimizin ve Peygamberimizin emri, dinimizin gereği ise o zaman her Müslüman evlenmelidir. Buluğ çağına eren Müslüman, evlenmek için gece gündüz çalışmalıdır. Neden? Çünkü Rabbimiz bunu istiyor. Rabbimiz bize hayırlı olan ne varsa, herkesten daha iyi biliyor. Evlenmek aleyhimize olsaydı Rabbimiz ve Peygamberimiz bize emretmezdi. İnsanın aleyhine olan hiçbir şeyi; Allah Teâlâ emretmemiştir. Peygamber Efendimiz, ‘Evlenmeye imkânı olan, evlenmezse O bizden değildir.’ diyor. Onun için Avrupalılar, ellerindeki bütün imkânları kullanarak, evlenmeyi gözümüzde karartıyor, kötü bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Evlenenleri de çocuk yapmamaya teşvik ediyorlar. Müslümanların sayıları azalsın, çoğalmasın istiyorlar. Onlar, evlenmememizi istiyorlarsa, bizde onların inadına evleneceğiz. Allah Teâlâ ve Peygamber Efendimizin emrini yerine getirmek için evleneceğiz, çoğalacağız." şeklinde konuştu.Dua ile son bulan düğün törenine; HÜDA PAR Eski Genel Başkanı Avukat Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Basri Demir, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şanlıurfa Şube Başkanı Fevzi Çelik, İHH Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila, Yusufi mahkûmun akrabaları ve davetliler katıldı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.