Nezir TUNÇ
Yusufiler
Onlar, Kuran hadimleri…
Onlar, Camii müdavimleri…
Onlar, her devrin mağdurları…
Onlar, toplumun ıslahı için mal, can ve makamlarından feragat eden Rabbaniler…
Onlar, kumpaslarla zindana atılan ve zindanı medreseye çeviren Hz. Yusuf''un varisleri…
Onlar, mağduriyetleri gün gibi ortada olmasına rağmen, cezaevlerinde unutulan Müslüman mahkûmlar…
Onlar, YUSUFİLER.
Tarih; toplumun ıslahı ve hidayeti için çalışan davetçiler ve çeşitli bahaneler ile bu davetçileri devirmek isteyen zalimlere çok kez şahitlik etmiştir. Yakın tarihimizde Üstad Bediüzzaman, İskilipli Atıf Hoca ve Şeyh Said bunun en somut örnekleridir.
Özellikle medya ve yargıya hâkim olan egemen güçler, her dönem Müslümanlara zulüm etmiş, kumpaslar kurmuş ve onları kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmak için en aşağılık iftiraları atmaktan çekinmemişlerdir. Ne yazık ki kamuoyu da bu algıları mutlak doğru olarak kabul etmiş ve muvahhit Müslümanlara ona göre muamele etmiştir.
Doksanlı yılların karanlık günlerinde devlet namına ahkâm kesen, “Yargı da benim, adalet de benim” deyip, özellikle İslami çevrelere aleni olarak zulüm eden çokça çeteler vardı. Bu çeteler devlet içinde örgütlenmiş; bazen asker, bazen polis, bazen yargıç, bazen de eğitimci olarak karşınıza çıkıyordu. Hepsinin ortak noktası “Türkiye'de İslami kesimin çalışmalarını durdurmak ve İslami kesimi toplumun nazarında itibarsızlaştırmaktı.” Bunlara ister Ergenekon ister JİTEM isterseniz FETÖ deyin hiç fark etmez. Çünkü perde arkasında bunları yönlendiren güçler “İslam ve Müslümanlara düşmanlık” noktasında hemfikirdiler.
Bu karanlık yapıların kumpasları sonucunda binlerce Müslüman işkencelerden geçti, kimi şehit oldu, kimi de sakat kaldı, kimilerinden de bir daha haber alınamadı.
O dönemde sözde ‘Adalet dağıtmakla görevli' DGM yargıçları; adalete ihanet ederek binlerce masum Müslümanın kalemini kırdılar. Daha hazin olanı ise, o yargıçların siyasi ve ideolojik olarak verdikleri hukuksuzca kararların hala uygulanıyor olması.
İdeolojik ve hukuksuzca verilen kararların mağdurları 15-20-25 yıldır cezaevindeler. Bunlardan biri de Ömer Faruk Aykan'dır.
Dün gazetemizin manşet'ten verdiği,” 'Derin Devlet' ve FETÖ Mağdurundan CUMHURBAŞKANINA AÇIK MEKTUP!” haberini okumuşsunuzdur.
Yusufilerden Ömer Faruk Aykan'ın Sayın Cumhurbaşkanı'na hitaben yazdığı mektupta; “…Beş, on, on beş yıl değil, tam yirmi beş yıldır cezaevinde çürümeye terk edildim, edildik…” cümlesi ile başlıyor ve Yusufiler kimdir? sualine şu cevabı veriyor;
“… Allah rahmetini onlara asla ulaştırmaz, diye yeminler ettiğiniz…” (Araf 64)
Acınası, külde ateşlerle solanlarız, biz!
Varlık içinde yokluğun imani varlığını yaşayan acizleriz, biz!
‘… Girin Cennete!...' emrini bekleyen, ahirete talip yalın ayaklılarız, biz!
Başından çekiştirilen, hesap sorulan, düşmanlara güldürülen Peygamber Harun'un zalimlerle bir tutulmasıyız, biz!
Peygamber Yahya'nın zindanda inin inim inleyip fokurdayan kanının iniltileriyiz, biz!
Peygamber Yusuf'un gözlerinden süzülen kordan zindan siccinileriyiz, biz!
İmam Ebu Hanife'nin kırbaç şakırtılarından zindanı inleten iniltileriyiz, biz!
Taifte taşlanan, Yesrib'in çöllerine sürülen Peygamber Muhammed (sav)'in yetimleriyiz, biz!”
Ey sabrın pirleri, Ey imanlarının bedelini ödeyen ümmetin medar-ı iftiharları Yusufiler! Hz. Yusuf'u zindandan çıkarıp aziz eden Allah (cc) sizi de aziz edecektir inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.