Dünya mazlumlarının yaşadıkları acılara dikkat çekmek amacıyla 16-23 Mart tarihleri arasında ilan edilen "Dünya Mustazaflar Haftası" dolayısıyla Ergani Kardeş-Der tarafından program gerçekleştirildi. Programın yapıldığı salonda dünya Mustazaflarını konu edinen resim sergisi açıldı.

Programa HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Metin Kaya, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Kardeş-Der yetkililerinden Mustafa Öz, açılış konuşması yaptı.Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR Yenişehir İlçe Başkanı İbrahim Yaz, zalimlerin tarih boyunca Allah’a inanmış, Rabb’ine hakkıyla kulluk etmeye çalışan insanları zulüm altında tutmaya çalıştıklarını söyledi.

Dünya Mustazaflarını konu edinen resim sergisine atıfta bulunan Yaz, "Bu tablolara bakarken özellikle çocuklar paramparça edilmişler. Şunu tüm samimiyetimle söylemek istiyorum. Ben işin duygusal boyutunda değilim. Bütün bunlar neden başımıza geliyor? Biz çok mu biçareyiz, çok mu mazlumuz? Gücümüz gerçekten yok mu? Neden giden bize vuruyor, gelen vuruyor? Neden sürekli olarak Müslümanların evleri yıkılıyor? Neden sürekli kardeşlerimiz katlediliyor, bacılarımızın ırzına geçiliyor? Neden çocuklarımızın böbrekleri satılıyor? Neden, neden ve nedenler…?” ifadelerini kullandı.

“Özümüzü kaybettiğimiz için belalar üzerimize sel gibi aktı”

Yaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun -belki farklı cevapları verilebilir fakat- tek bir sebebi var: Biz davetçi kimliğimizi, özümüzü kaybettik. Kaybettiğimiz için bela ve musibetler üzerimize sel gibi aktı. Peygamberlerin ortak mücadelesi tevhit mücadelesidir. Onların mücadelesi mazlumları, mustazafları müstekbirlerin şerrinden koruyabilme mücadelesidir. Onlar gelmeden önce yeryüzünü ifsat kaplamıştı. Peygamber aleyhisselam gelmeden önce kız çocukları diri diri gömülüyordu. Yeryüzünde figanlar yükseliyordu.  İnsanlar İslam’ı bilmedikleri için her türlü zulmü birbirlerine yapıyorlardı. ‘La’ dedi Peygamber aleyhisselam. O tevhit davetiyle meydana indiği zaman ilk başta mazlumlar, mustazaflar onun etrafında kenetlendi. Bir vücudun azaları gibi oldular. Onlar yeryüzünün mazlumlarıydılar, mustazaflarıydı. Onlar Sümeyye gibi köleydiler, Ammar, Bilal, Suheyb gibi. Fakat onlar öyle bir şekilde teslim olup inandılar ki onların zalimlerin zorbaların zulmüne karşı ‘La’ deyişiyle Mekke şirk devletinin temelleri sarsıldı."

“Batı kendi refahını bizim kanlarımız üzerine tesis etmiştir”

Ardından konuşan HÜDA PAR Sur İlçe Başkanı Mahmut Akgül ise Müslümanların İslam’dan yüz çevirmesiyle zulme maruz kaldıklarını belirti.

 Akgül, Batı dünyasının içinde bulunduğu müreffeh halin Müslümanlardan çalındığını belirten Akgül, “Zalimler kanlarımız, cesetlerimiz, feryatlarımız üzerinde refah tesis ettiler. Fransa’da, Almanya’da insanlar rahat yaşıyorlar. Küfür bu rahatlığı bizim topraklarımızdan çaldı. 4 milyon Cezayirlinin, 2 milyon Libyalı Müslüman'ın kanı üzerinde kuruldu bu refah. Bizim feryatlarımız, suyumuz ve toprağımız üzerinde kuruldu bu refah." İfadelerini kullandı.

Müslümanların Allah’ın ipine sımsıkı sarılması durumunda perişan olmayacağını belirten Akgül, "Mustazaf kimdir? İyice anlaşılması lazımdır. Kur’an’da 4 sınıf mustazaf vardır. Bunlardan 2 sınıf Müslüman değildir. Dünya ve ahirette perişandırlar. Dünya Müslümanlarının bu vasıflardan uzaklaşması lazımdır. Biri kimsesizliktir, perişanlıktır. Allah (cellecelaluhu) hiçbir zaman hiçbir Müslümanı bir yerde çakılı bırakmamıştır. Eğer dini yaşanmıyor, davası galibiyete doğru gitmiyor, eğer o Allah’tan, İslam’dan ve Peygamberden uzaklaşıyorsa Müslümanların orayı terk etmesi lazımdır. Küfre teslimiyet yoktur. Kırılalım ama teslim olmayalım, sert olalım yumuşamayalım. Bu fotoğraflarda çocuklarımız ve kadınlarımızın cesetleri, eksilmez. Halepçe, Hama, Enfal, Susa ve Maraş bitmez. Perişanlık bitmez.  Allah’ın emrine göre yeryüzünde yürürsek, Kur’an etrafında toplanırsak Allah’ın ipine toptan sarılırsak, ümmet bu şekilde perişan olmaz." diye konuştu.

Dünya Mustazaflarını konu edinen ilahi ve ezgilerin seslendirildiği etkinlik yapılan dua ile son buldu.

İLKHA