Mehmet GÖKTAŞ
Zalimlerin hava gücü
Hiç dikkat ettiniz mi? Suriye'de, özellikle Halep'te katledilen Müslümanların tamamına yakını havadan yapılan saldırılar neticesinde gerçekleşmiştir. Hatta birileri Türkiye'ye sığınan mültecilere niçin savaştan kaçıyorsunuz dediklerinde, gökten ölüm yağdığını, buna karşı yapabilecekleri bir şeylerinin olmadığını söylemişlerdi ki, bu doğruydu.
Hatta son asırda ümmetin uğradığı katliamların büyük bir kısmı kâfirlerin ve zalimlerin hava saldırılarıyla olmuştur.
Bu durum karşısında Müslümanların, mazlumların yapacakları hiç bir şeyleri yok mudur?
Diyelim ki onlar gibi hava gücüne ulaşmaları imkânsız. Peki, zalim yönetimlere karşı ayaklanan mazlumlar onların hava gücünü hiç mi hesap etmiyorlar?
Mazlumları zalimlerin uçakları altında savunmasız orta yerde yapayalnız hedef olarak bırakma konusunda tamamen masumlar mı, hiç mi suçları yok? Ayağa kalktıklarında üzerlerine ölüm yağacağını bilmiyorlar mı? Zalim yönetimlere karşı kıyam edenler, madem kendilerinin hava güçleri yok, hiç olmazsa zalimlerin hava güçlerini tahrip edemezler mi? Hava alanlarını işlemez hale getiremezler mi? Hava güçlerinin ikmal yollarını kesemezler mi?
Eğer bunları yapamayacaklarsa ümmeti zalimlerin ve kâfirlerin uçaklarının altına kurban gibi dizmenin vebalini yüklenmiyorlar mı?
Cihad hukukunu, zalim yönetimlere kıyam hukukunu birazcık okuyanlar görecektir ki ümmetin maslahatı her şeyden önde gelir. Yani başarıya ulaşamayacak, özellikle büyük oranda cana mal olacak kıyamlara asla cevaz verilmemiştir.
Gerçi zalimler ümmeti katletmek için onların kıyam etmelerini beklemez, başka bahaneler de bulur, orası ayrı bir konu, o zaman da elbette mazlumların yapacakları şeyler vardır.
Bu anlamda hiç bir hava gücüne sahip olmayan DAEŞ de eninde sonunda mağlup olmaya mahkûmdur. Mensuplarını rakiplerinin uçaklarının hedefine kurbanlıklar gibi dizmiştir.
Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminde halkın sergilediği tavır dikkate şayandır. Tehlikenin nereden geleceğini bilmiş ve derhal oralara yönelmiş, hava limanlarını, tank birliklerini neredeyse işlemez hale getirmiştir. Uzaktan konuşmanın kolay olduğunu söyleyebilirsiniz. Üstelik ben bir savaş uzmanı değilim, stratejiden anlamam. Fakat müminleri sevmesini bilirim, ümmetin heba olmaması, harcanmaması için çırpınmasını bilirim. En azından bundan sonra aynı hataya düşülmemesi için nefes tüketilmesi gerektiğine inanıyorum.
Suriye'de katliamın durdurulabilmesinin bir tek yolu vardı, Esed rejiminin hava gücünü çalıştırmamak, yani uçuşa yasak bölge ilan etmek ve bunu gerçekleştirmek. Bunu sen ben yapamazdık, hatta her hangi bir ülke tek başına da yapamazdı, Birleşmiş Milletlerin göreviydi, Nato'nun göreviydi bu.
ABD füzeleri tarafından Esed'in Humus'taki hava üssünün vurulması dolayısıyla bunları söylüyoruz. Keşke Esed'in yıllardır ölüm yağdırdığı gücü önceden kırılsaydı, hem de başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasının etkinliğiyle kırılsaydı.
Veya hiç olmazsa bugünden itibaren olup bitenler artık ümmetin lehine, Suriye'deki mazlumların hayrına neticelenseydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.