Zekât fakirlikle mücadelede en önemli etkenlerdendir

Zekât fakirlikle mücadelede en önemli etkenlerdendir

Zekâtın fakirlikle mücadelede en önemli etkenlerden biri olduğunu vurgulayan alimler, zekâtın hakkıyla verilmesi durumunda fakir sayısının önemli oranda düşeceğini belirtti.

İslam'ın beş şartından olan zekatın önemini anlatan Cizre Meydan Camii İmam Hatibi Cevher Arasan, zekâtın fakirlikle mücadelede en önemli etkenlerden biri olduğunu belirterek, "Zekât hakkıyla verildiğinde fakir kimse kalmaz." dedi.

Zekât İslam'ın şartlarından olduğunu ve Kur'an'da namazla birlikte zikredildiğini ifade eden Arasan, bu durumun da zekatın İslam'da ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi.

Zekatın önemini aktardığı hadisle anlatan Arasan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Peygamber efendimizde bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor: Ben, insanlar Allah`tan başka ilahın olmadığına, Muhammed`in de Allah`ın elçisi olduğuna şehadet edinceye, namaz kılıncaya, zekât verinceye kadar onlarla savaş etmekle emrolundum. Bunları yaptılar mı, kanlarını, mallarını bana karşı korumuş (emniyet altına almış) olurlar. İslam`ın hakkı hariç. Artık (samimi olup olmadıklarına dair) durumları Allah`a kalmıştır" Bundan şu anlaşılıyor biri namazını kılmazsa ve zekâtını vermezse sanki kelime –i şehadet getirmemiş gibi olur. Bu hadisi şerifte bu dördü birlikte zikredilmiş; Allah'a iman, peygambere iman, namaz kılıp, zekât vermek. Bu yüzden Hz Ebubekir efendimizin halife olduğu zamanlarda bazı zenginler zekât vermeyeceklerini söylediklerin de onlarla savaşmıştır. Bunu gören Hz Ömer kelime-i şehadet getirenlerle nasıl savaşabilirsin dediğinde Hz Ebubekir efendimiz kelime-i şehadetle zekâtın birbirinden ayrılmaz olduğunu bu ikisini birbirinden ayıranlarla savaşacağını söylemiştir ve zekât vermeyenlerle mücadele etmiş taki onlar zekâtlarını verene kadar."

"Zekât insanın hayatta kalmasının vergisidir"

Zekâtın insanın hayatta kalmasının vergisi gibi olduğunu dile getiren Arasan, "Bunu da hayat veren Allah Teâlâ’ya değil de kendinden düşük gelirli ailelere veriyor. Allah nasıl size rızık veriyor siz de sizden düşük olanlara verin diyor. Zekâtın miktarı da çok değildir her yüz lira başına iki buçuk liradır. Eğer bugün hakkıyla zenginlerimiz zekâtlarını verseydiler bugün bu kadar insan fakir bir durumda olmazdı. Ömer bin Abdulaziz döneminde sadece iki yıl zekât hakkıyla verildiğinden dolayı nerdeyse fakir kimse kalmamıştır. Fakirlikle mücadele de en önemli etkenlerden biri de zekâttır. Çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve esnaflar hakkıyla mallarının zekâtını verseler fakirlik diye bir şey kalmaz. İnsanlar biraz düşünse Allah niye zekâtı farz kılmış bunu idrak eder." şeklinde konuştu.

"Veren el olalım"

Zekatın verileceği yerlerle ilgili de bilgi veren Arasan, günümüzde Müslümanların zekatlarını İslami yardım kuruluşlarına verebileceğini söyledi.

Arasan, "Asrısaadette insanlar zekâtını devlete veriyordu devlette toplanan zekâtı fakirlere dağıtıyordu günümüzde böyle bir imkân olmadığından riyakârlık olmasın diye İslami kuruluş veya vakıflara zekâtımızı verebiliriz onlar da belirlediği fakirlere verebilir. Böylece zekâtı alan şahıs zekâtı veren kişiye karşı mahcup olmaz Bu kuruluşlar da zenginlerle fakirler arasında bir köprü vazifesi görmüş olur. Böylece zekâtımızın kime gittiğinden haberimiz olmaz bu da en büyük ihlâs çeşitlerinden bir tanesidir.

Zekât öyle bir farzdır ki fakir insanlar kendilerini Allah'a, Peygamberine, İslam'a karşı minnet altında hissederler zenginlere karşı değil. Çünkü bu fakirlerin hakkıdır eğer o vermezse Allah onu cezalandırır. Yani Allah fakirlerin hakkını zenginlerin mallarının içine katmıştır zenginler de sadece burada aracıdır." Dedi.

Kimlerin zekat vermesi gerektiğini de anlatan Arasan, İslam'da zenginliğin ve fakirliğin ölçüsü belli olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: "İmam Şafii’ye göre bir kimsenin 80 gram altını veya 80 gram altın değerinde parası veya bu miktarda ticaret malı varsa ve aradan bir yıl geçmiş ise o kimse zekâtını vermekle mükelleftir. Zekât veren bir kimseye zekât verilmez ya veren el olacağız ya da alan el. Bizim bu ölçüye göre davranmamız lazım eğer bu ölçüyü karıştırırsak denge bozulur. Fakirler haklarını alamaz olur ve zenginlerin de zekâtı boyunlarında kalır."   (İLKHA)



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.