M. Ali ORTAÇ
ZORLU İMTİHAN
Çocukluğum Batman’ın en fakir mahallelerinin birinde geçti. Etrafımızdaki ailelerin de neredeyse tamamının maddi geliri bizimki gibi düşüktü .
Sabah kahvaltılarımızda genellikle mercimek çorbası olurdu. Kahvaltılıklarımız çoğu zaman olmazdı. Şekerimiz olduğunda dem, demimiz olduğunda da şekerimiz bazen de yağımız yoktu.
Komşular bir birilerinden dem, şeker ve yağ gibi temel ihtiyaçları ödünç alırdı. İmkan oluştuğunda da ödünç alınanlar iade edilirdi. Sofralarımızda zeytin nadir olurdu. Kahvaltılarımızda zeytin yediğimiz günler ise bizlere birer tatlı anı oldu. Büyüklerimiz bir zeytini, en az 3 lokma ekmekle yememizi sık sık tekrar ederlerdi.
En güzel günlerimiz bayramlardı. O günlerde güzel yemekler yerdik. Biz çocuktuk. Anne babalarımızın ızdırabını o zamanlar anlamıyorduk. Ancak şimdilerde yaşadıkları zorlukları çok iyi hissedebiliyoruz. Onlar için en öncelikli sorumluluk karnımızı doyurmak, üstümüze kullanılmış da olsa kıyafet temin etmekti.
Çocuk eğitimi için çok şey bilmeleri ve yapmalarına gerek yok gibiydi. Gelenek görenekler toplum arasında yaygındı. Çocuklar da çoğunlukla bu değerlerle büyürdü. Bu değerler, büyüklere saygı, küçüklere sahip çıkmak, ahlaklı, edepli olmak... idi. Namaz mı? Zaten kılan büyüklerimiz bizler için doğal örneklik teşkil ederdi.
Kız ve erkek çocukların kıyafetleri de aynı şekilde İslam’a uygun olan gelenek göreneklerimizden esinleniyordu. Moda bu denli yaygın değildi. Takip edecek imkan ve ekonomik bir bütçe de yoktu.
Böylelikle, yeni yetişen nesil doğal bir döngüde çok fazla bir riske maruz kalmadan yetişip hayata atılmaktaydı.
Bu zamanın ebeveynleri olan bizlerin en dar gelirlisi bile bahsettiğim dönem de ailelerin genelinin yaşadıkları ekonomik sıkıntının ancak onda birini yaşıyor. Kabul etmemiz gerekir ki bugün çocuklarımızı doyurmak ve üstlerine elbise almak gibi büyük kaygılar ve zorluklar yaşanmıyor. Maalesef bugün daha büyük ve farklı sıkıntılar yaşanmakta.
Bir çoğumuz çocuklarımıza sahip olduğumuz inancı, ibadetlerimizi, örf, adet, gelenek göreneklerimizi, değerlerimizi ve mutedil olan giyim kuşam tarzımızı benimsetmekte, zorlanmakta.
Çünkü İnsanlık ve İslam düşmanı yeni dünya düzeninin ahlak ve inanç anlayışı yok. Bu düzenin tek gayesi insanlığı ilkesiz bir şekilde sömürerek para kazanmaktır. Sinsi, gizli siyonist kirli odaklar, satın aldıkları işbirlikçileri üzerinden neslimizin ahlak ve maneviyatına savaş açmış. Bu savaşlarını da içine sızdıkları, ele geçirdikleri eğitim sistemleri, yazılı ve görsel medya organları. Sahip oldukları sosyal medya ağları, siyasetçileri, örgütleri, sözüm ona sanatçıları... üzerinden ara vermeden yürütmektedirler.
Bu zorluklar, çocuklarımızı yukarıda bahsettiğim değerlerle yetiştirme sorumluluğumuzu ortandan kaldırmaz. Bizler, en başta kendimizi ve aile bireylerimizi Allah’ın azabına sebep olacak davranışlardan sakınmakla mükellefiz.
Çocuklarımızı günümüz şartlarına göre yetiştirmeyi öğrenmeli, ona göre davranmalı. Çocuk eğitiminin anne karnından başladığı artık bilinen, kabul gören bir gerçektir. Anne karnındaki bebek, annenin yedikleri, dinleyip izledikleri, düşündükleri, yaşadıklarından etkilenmektedir. Öyleyse, yenilenlerin helal olması, dinlenip, izlenilenlerin ve giyilenlerin genel ahlak ilkelerine aykırı olmaması, ibadetlere özen gösterilmesi, çocuğun ruhu üzerinde olumlu etki bırakacağı unutulmamalı.
Anne babalar, çocuklarının ahlak ve inançlarının şekillenmesinde en belirleyici etkenlerdir.
Kız çocuklarımıza ve erkek çocuklarımıza fıtratlarına uygun bir şekilde davranmalı. Uygun güzel isimler, elbiseler, yaşlarına göre bilgilendirmeler, uygun arkadaşlıklar ve ortamlarla ta ki kişilikleri oturuncaya kadar bu eğitim sürecini bıkmadan, usanmadan sürdürmeliyiz. Zafer ve başarı inşallah hikmetle, sabırla bu uğurda emek veren anne babaların olacak. Daha erken deyip çocuklarının eğitimleri, giyim kuşamları üzerinde durmayıp, erteleyeneler, maalesef sonradan çok geç kaldıklarını üzülerek anlayacaklardır.
Rabbim bizleri ve sahip olduğumuz evlatlarımızı mufid kullarından eylesin. Bizden ve evlatlarımızdan ailemiz, akrabalarımız, milletimiz ve Ümmet fayda görsün. Amin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.