14 yıllık tutsağı eşinin cenazesine bırakmadılar
Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Hasan Tilki’ye, cezaevi savcılığı tarafından eşinin cenazesine katılmasına izin verilmedi.
2000 yılında camide Kur’an dersi verdiği için, polis tarafından gözaltına alınan ve günlerce işkence gören Hasan Tilki, dün vefat eden ve 6 yıldır görüşüne gelemeyen eşinin cenazesine katılmasına izin verilmedi.
İslami kimliğe sahip mahkûmlara yapılan zulümlerin ardı arkası kesilmiyor. 2012 yılında gardiyanların dindar mahkûmlara yaptığı işkence ile gündeme gelen Osmaniye Cezaevi, tekrar bir zulümle gündeme geldi.
14 yıldır cezaevinde bulunan Hasan Tilki’ye, vefat eden eşinin cenazesine katılmasına izin verilmedi. İlke Haber Ajansına konuşan ağabeyi Şükrü Tilki (49) kardeşinin cenazeye katılmasına izin verilmemesine tepki gösterdi.
“Kardeşim Hasan, eşini son bir kez görmek istedi”
Şükrü Tilki yaptığı açıklamada “Kardeşim Hasan 14 yıldır cezaevinde suçsuz yere tutuklu bulunuyor, eşi kardeşim cezaevine girdikten sonra hastalandı. 8 yıldır kalp hastalığı ve astım tedavisi görüyordu. Yengem 6 yıldır kardeşimin görüşüne hastalığından dolayı gidemiyordu. Kardeşim Hasan, eşini son bir kez görmek istedi ama Osmaniye cezaevi savcısının işgüzarlığına uğradı.” diyerek yapılan hukuksuzluğu yargıya taşıyacaklarını dile getirdi.
Olayla ilgili kendisi ile konuştuğumuz kardeşi Mehmet Emin Tilki (43) ise Osmaniye cezaevi savcısının yaptığı hukuksuzluğu dile getirerek “Yengemin vefat haberini Cumartesi günü saat 16.30 da aldık. Vefat haberini aldıktan sonra ağabeyimin cenazeye katılabilmesi için gerekli evraklarımızı hazırladık ve cezaevine yolladık. Cezaevi savcısı Yüreğir İlçe Emniyetinden cenazede güvenlik açısından bir sorun olup olmayacağını sormuş, polis de Pazar günü sabah eve gelip bizimle görüştü. Bize ağabeyimin düşmanı var mı diye sordu. Biz de ağabeyimin düşmanı olmadığını, cenazede bir sıkıntı çıkmayacağını söyledik. Polis, biz gerekli açıklamayı cezaevi savcısına yaptıktan sonra ağabeyiniz cenazeye gelecektir dedi.” şeklinde konuştu.
Cenazeyi öğle namazını müteakip defnettiklerini söyleyen M. Emin Tilki, “Ağabeyime izin verilmediğini öğleden sonra cezaevini aradığımızda öğrendik. Sebebini sorduğumuzda ise bize, Cezaevi idaresi ‘Adana Yüreğir Emniyetinin güvenliği sağlayamayız’ raporundan dolayı izin talebi, cezaevi savcısı tarafından reddedilmiştir açıklaması yapıldı.” dedi.
Cezaevini aradıktan sonra İlçe Emniyet Müdürlüğüne giden Hasan Tilki’nin ailesi, polisin olumlu rapor verdiğini ve cezaevi savcısı tarafından mağdur edildiklerini öğrendi. Cezaevi savcısına telefonla ulaşmayı deneyen aile, telefonlarına cevap verilmediğini dile getirdi.
“Savcı neden var olan kanunları uygulamıyor?”
Yapılan hukuksuzluğu sert bir dille kınayan Hasan Tilki’nin kardeşi M. Emin Tilki “Böyle bir şey olabilir mi? polis tamam bir sıkıntı olmaz diyor ama Cezaevi savcısı keyfi bir muamele ile ağabeyime izin vermiyor. Savcı neden var olan kanunları uygulamıyor? Bu kanunlar dindar insanlar için geçerli değil mi? Başka davalardan hapis yatanlar sesleri çok çıktığı için mi onlara her türlü kolaylık sağlanıyor.’’diye konuştu.
Hükümetin bu tür olaylara karşı sessiz kalmasına bir anlam veremediğini söyleyen M. Emin Tilki, “Bu tür hukuksuzlukların artık Hükümet tarafından görülmesini ve gereğinin yapılmasını istiyoruz.” diyerek yetkilileri göreve çağırdı.
Babasının 2000 yılında işkence altında zorla imza attırılarak işlemediği suçlardan dolayı müebbet hapis cezası aldığını söyleyen Hasan Tilki’nin oğlu Muhammed Tilki (22), “Babam cezaevine girdiğinde annemin hiçbir hastalığı yoktu. Babam Muş cezaevine nâkili yapıldıktan sonra annemde hipertansiyon, kalp hastalığı, astım hastalığı çıktı ve sonradan astım hastalığı Kua’ya çevirdi ve annem artık babamın görüşüne gidemez oldu.” dedi.
“Onlarla Mahkeme-i Kübra’da hesaplaşacağız”
Annesini 6 yıldır göremeyen babasına yapılan bu hukuksuzluğu içene sindiremediğini, buna sebep olanları ALLAH’ a havale ettiğini ve onlarla Mahkeme-i Kübra’da hesaplaşacaklarını söyleyen Muhammed Tilki, “Babam 32 yaşında cezaevine girdi. Annem ile 23 yıldır evli idi ama yalnızca 10 yıl beraber kaldılar. 5 yıl muhaceret hayatı yaşadı ve hayatı hep sıkıntılar içinde takip, taciz ve işkence ile geçti. Bunlara sebep olanları Allah’ a havale ediyorum. Onlarla Mahkeme-i Kübra’da hesaplaşacağız.” diyerek dünden bugüne babasının yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekti.
Dayısının 2000 yılında paralel yapı tarafından mağdur edildiğini söyleyen Osman Sülün (30) ise “Bu insanlar paralel yapı tarafından mağdur edildi. Dayım gibi binlerce insan sırf camide Kur’an dersi verdiği için işkencelerden geçirildi ve zorla ifade tutanakları imzalattırıldı. Dayım yapılan hukuksuzlukları AİHM’e götürdü ve bunun neticesinde, Türkiye 12 bin TL tazminata mahkûm edildi.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.