Adana'da Şehid Sacit Pişgin'i anma programı gerçekleştirildi
Adana Merkez Park Amfi tiyatro salonunda Şehit Sacit'in şehadet yıl dönümü münasebetiyle anma programı düzenlendi.
Avukat Emin Çınar'ın sunuculuğunu yaptığı program Muaz Demir'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kur'an Kerim tilavetinin ardından HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç selamlama konuşması yaptı.
Programın Özlem Ajans sanatçılarından Bilal Güler, Mahfuz Aktekin, Mehmet Ali Oğuz eserlerini ezgi ve marşlarla devam etti.
MEKTEB ADANA ekibinin hazırlamış olduğu Şehit Sacit belgeselinin fragmanı sinevizyonda yansıtılırken, belgeselin tamamının ise 22 Temmuz'da yayınlanacağı duyuruldu.
Programda günün anlam ve önemine dair İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş bir konuşma gerçekleştirdi.
"Dünyasını cennet karşılığında Allah'a satan, Şehid Sacit kardeşimizi rahmetle anıyoruz"
HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, selamlama konuşmasında şunları söyledi:
"Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Bugün Adanamız'ın yiğit evladı, dünyasını cennet karşılığında Allah'a satan, şehadet mektebinin öğrencisi, secde şehidi Şehid Sacit kardeşimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Onu katleden canileri, azmettiricileri de buradan bu vesileyle lanetliyoruz."
"Her birimiz birer Sacit'iz ve Sacit'in tevhid davasını haykıracağız"
Dinç, "Onlar bizden bir Sacit aldılar ancak binlerce Sacit dirildi. Bu Sacitler, Adana'nın her sokağında var olacaklar. Sadece Adana'da değil Ankara'nın göbeğinde, mecliste de her birimiz birer Sacit'iz ve Sacit'in tevhid davasını haykıracağız inşallah. Onlar Sacitleri katlederek biteceğini zannediyorlar ama daha güçlü, daha direnişli bir kuvvetle her mahallede bu kez onların karşısına dikileceğiz. Ya adaletle, hakla, merhametle Sacit'in davasını kabul edecekler ya da kinleriyle, küfürleriyle, zulümleriyle kahrolup gidecekler." dedi.
Kin ve nefret dilinin kullanılmamasına yönelik yaptıkları uyarıların dinlenilmemesi sonucu Sacit Pişgin'i şehit verdiklerini belirten Dinç, "Sacit kardeşimiz genel seçimlerden 2 ay sonra şehit oldu. Seçim sürecinde her platformda sürekli çağrı yaptık. Medyada, televizyonda, mitinglerimizde hep şunu söyledik, 'Ayrıştırcı dil değil, birleştirici dil kullanılsın, huzur ve sekinet ortamı oluşturulsun çünkü biz savaşa değil seçime giriyoruz' dedik ama maalesef bu konuda sözümüzü dinletemedik. İnatla, ısrarla kullandıkları o kin ve nefret dili acı meyvesini verdi ve il başkanlığında namaza duran il başkanımız ve Sacit kardeşimiz bıçaklı saldırıya uğradılar. İl başkanımız yaralandı, il sekreterimiz Sacit Pişgin kardeşimiz ise sevdiği şehadete kavuştu." diye konuştu.
"Bu saldırının arkasındakiler sürekli HÜDA PAR'ı hedef gösterip, düşmanlaştıran siyasi partilerdir"
Adana HÜDA PAR il binasına düzenlenen saldırının asıl faillerinin şiddet dili kullanan Kemalist ve Apoistlerin olduğunu vurgulayan Dinç, "Biz şunu çok iyi biliyoruz, sadece bu bir şahsın tek organize ettiği bir saldırı değildir ve böyle de değerlendirmiyoruz. Bu saldırının arkasındakiler sürekli HÜDA PAR'ı hedef gösteren ve meydan meydan gezerek partimizi düşmanlaştırıp hedef gösteren siyasi partilerdir. Toplumun en hassas olduğu konularda bize iftira atıp, partimizin hedef gösterilmesine ve onu katleden bu katilin motive edilmesine sebep oldular. Hiç şüphesiz ki bu katili de motive eden, partimizi sürekli hedef gösterip, iftira atan, karalamada bulunan kemalistlerdir. Sadece kemalistler değil bir de Apo-kemalistler var." ifadelerini kullandı.
"Onların düşmanlığı 'Allah-u Ekber' söyleminedir"
Dinç, "Şu anda yine aynı entrikanın içerisine girerek partimizi şiddetle özdeşleştirmeye çalışıyorlar. Gazze'de bir katliam var, 40 bin şehit var ve belki her saniyede orada kardeşlerimiz katlediliyor. Diyarbakır'da bir grup vicdanlı genç, onları harekete geçirdi ve SİYONİSTLERE açıktan destek veren kafede protesto yaptılar. Birileri bu protesto yüzünden kıyameti kopardı. Öyle ki bu protestolarda bir sandalye dahi yerinden oynamamıştı. Buna rağmen öyle kirli bir propaganda yapıyorlar. Biz biliyoruz onların düşmanlığının neye olduğunu çünkü o gençler 'Allah-u Ekber' dediler. Onların düşmanlığı 'Allah-u Ekber' söyleminedir." şeklinde konuştu.
"Bu demokratik sahtekârlardan insan haklarını öğrenecek değiliz"
Helvadan put olan sözde demokratik eylemlerin, vicdan ehli olan insanlar tarafından da bilinmesi gerektiğini dile getiren Dinç "Bunlar Kürtleri kendi değerlerinden uzaklaştırmak, asimile etmek için bir projedirler. Bunların geçmişi ve şimdiki halleri çok temizmiş gibi bize insan haklarından bahsediyorlar. 6-8 Ekim'de 53 insanımızı katledenler ve onlarca saldırı gerçekleştirenler demokratik bir eylem gerçekleştirmiş gibi anlatıyorlar. 16 yaşında Yasin Börü ve Arkadaşlarının sığındığı evin içinde o gençlerin kafalarını ezip, binadan atarak yetmezmiş gibi yaktılar ve bunun 'demokratik eylem' olduğunu söylediler. Hiçbir ırkın örfünde olmayan bir biçimde katledilmiş o gençlerin etrafında zılgıt çalarak oynamayı da herhalde demokratik eğlenme olarak değerlendiriyorlar. Helvadan put olan demokratik eylemleri biz çok iyi biliyoruz fakat en azından vicdan ehli olan kardeşlerimizin bunları görmesi gerekiyor. Bu demokratik sahtekârlardan insan haklarını öğrenecek değiliz." şeklinde konuştu.
Şehit Sacit'in katledilmesinde rol oynayan azmettiricilerinde hukuk önünde yargılanması gerektiğini belirten Dinç, Şehit Sacit'in, şehit olmasının ardından kendilerini arayan siyasi partilere de tekrar teşekkür etti. Dinç, konuşmasının sonunda Şehit Sacit'e rahmet dileyerek, yolunun yolları olduğunu ve bu yoldan kimseyi onların döndüremeyeceğini ifade etti.
"Allah bir beldeden kendi yolunda can, mal almıyorsa o memleketi silmiş demektir"
Programda günün anlam ve önemine değinen İlahiyatçı-Yazar Mehmet Göktaş ise, "'Allah müminlerin canlarını ve mallarını satın almıştır' buyruluyor. Bunun bir anlamı da şudur, ey Adana! Allah, sizinle alış-veriş yapıyor, sizin memleketinizden can alıyor, gençlerinizi, ömrünüzü, yiğitliğinizi alıyor ve böylece Allah-u Teala bizim beldelerimizden alış-veriş yapıyor. Allah bir beldeden kendi yolunda can, mal almıyorsa o memleketi silmiş demektir. Onun için bu Adana içinde ayrı bir onur ve ihsandır" dedi.
"Ayetleri Gazzeliler'in ağzından her duyduğumuzda Cebrail Aleyhisselam yeni getiriyormuş gibi"
Allah'ın nurun önce Gazze'ye indiğini ifade eden Göktaş, "Gazze'de gerçekten Allah'ın nuru öylesine görünür bir şekilde ki oradan dünyanın dört bir tarafına yayılıyor. O beldenin insanlarına bir bakar mısınız, ağızlarında ettikleri dualara, annelere, yavrulara ve onları taşıyan babaların okuduklarına bir bakar mısınız? Aslında bizim her zaman okuduğumuz ayetler ama onların ağzından her duyduğumuzda sanki daha yeni duyuyormuşuz gibi, Cebrail Aleyhisselam yeni getiriyormuş gibi öylesine etki ediyor." diye konuştu.
"Şehit demek her şeyinden vazgeçip Allah'a gitmek demektir"
Şehitlerin, şehadete kavuşmadan önce Allah'ın velileri olduklarını dile getiren Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
"Gazze'deki kardeşlerimizin çağrısı öylesine dünyayı bürüdü ki dünyanın en önemli merkezlerini bürüyüverdi. Allah yolunda can veren insanlar onlar. Şehit olmayı basit görmeyin. Bir insan canını Allah'a verdiğinden dolayı değil önce şunu bilin şehit aynı zamanda şehit olmadan önce Allah'ın velisi olmuştur. Bir insan Allah yolunda şehit olmaya karar vermişse bu demektir ki o insan dünyanın bütün sevgisini kalbinden atmıştır bu yüzden evliya olmuştur. Şehit demek dünyadan, mirasından, her şeyinden vazgeçip Allah'a gitmek demektir."
"Bugün kâfirler, bizim alnımızdaki secde izine, edebimize, kızlarımızın örtüsüne düşmanlar"
Müslümanların asıl düşmanlarının aile kurumuna, haya ve iffet temsili olan tesettüre düşmanlık edenlerin olduğunu vurgulayan Göktaş, "Sacit'imiz, Yasin'imiz gibi ve nice şehitler aynı zamanda yeryüzünde edebin, hayânın ve her şeyin temsilcileridir. Bugün kâfirler inanınız ki, bizim alnımızdaki secde izine, edebimize, hayâmıza, kızlarımızın örtüsüne, kızaran yüzlerine düşmanlar. Bugün Müslümanların yeryüzündeki en büyük düşmanı Aile düşmanlarıdır. Biz namustan, iffetten yana isek düşmanımız çok olacak. Safımızı iyi belirleyelim. Bizim safımız hakkın safıdır. İnsanlar akın akın İslam'a giriyor. Katledilmemize rağmen bizim dinimiz yayılıyor. Nice hocalar, ilahiyatçılar olarak bağırıyoruz fakat Sacit'in çehresi gibi olmuyor. Eğer bir yerde şehadet varsa Allah orayı seviyor." şeklinde konuştu.
"Eğer Allah'ın dinine saldıranlar bizi karşılarında bulurlarsa, çenelerini kapatacaklardır"
Secdeye, nikâha, edebe, tesettüre düşmanlık edenlerin karşılarında Müslümanları bulacaklarını hatırlatan Göktaş, "Ne zaman İslam'a, Kur'an'a hakaret edildi Diyarbakır, Adana, Batman ayağa kalkacak. Biz biliyoruz küfrün en büyük özelliği nerede edep, hayâ, tesettür var oraya saldıracaklar ama bu defa karşılarında hazır kıta Müslümanları bulacaklar. Eğer Allah'ın dinine saldıranlar bizi karşılarında bulurlarsa bundan sonra geri çekilip, çenelerini kapatacaklardır. Allah, Müslümanların kendi dinlerine yapılan zulümlere karşı susmalarını istemiyor. Aksi takdirde biz burada yok sayılırız. Allah şehitlerimizi ve kendi yolunda harcama yapanlarımızı eksik etmesin." şeklinde konuştu.
Program Molla Ekrem Derdiyok'un yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.