15 Temmuz’dan sonra devlet, hafızasını yenilemelidir

15 Temmuz’dan sonra devlet, hafızasını yenilemelidir

15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yıldönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan yazarlar, devletin 15 Temmuz'dan sonra hafızasını yenilemesi gerektiğini söylediler.

15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından ABD’nin desteğiyle gerçekleştirilen ve 250 kişinin katledildiği, 2 bin 740 kişinin ise yaralandığı darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle açıklamalarda bulunan yazarlar önemli tavsiyelerde bulundular.

Gazeteci-Yazar Veysi Demir, Tarihçi-Yazar Selam Uruk ile Yazar Ekrem Işık, Türkiye’nin bir daha darbe girişimleriyle yüzleşmemesi için tavsiyelerde bulunarak, devlet daha önce belirleyen hafızasını 15 Temmuz’dan sonrasına göre yenilemesi gerektiğini ifade ettiler.

“Hiç kimse laiklik, demokrasi gibi beşerî kavramlar için sokağa çıkmadı”

Temmuz 2016’da ABD ve Siyonist işgalci destekli FETÖ'nün halkın inancına ve iradesine ipotek koymak amacıyla bir darbe ve işgal girişiminde bulunduğunu belirten Demir, “15 Temmuz’da Müslüman halkımız tekbirlerle, inancının gereği olarak sokağa çıktı. Allah-ü Teâlâ’nın o geceye mahsus olarak verdiği iman, cesaret ve kalplere verilen sekinet ile tekbirlerle sokağa çıktı. Hiç kimse laiklik, demokrasi gibi beşeri kavramlar için sokağa çıkmadı. İşte, demokrasi şehitleri, demokrasi mücadelesi gibi yapılmakta olan algı operasyonlarına karşı halkımız uyanık olmalıdır. Bu şekilde yapılan algı operasyonuyla halkın devrimini çalmaya çalışıyorlar, buna kesinlikle izin verilmemelidir.” dedi.

15 Temmuz’dan yola çıkara devletin dost ve düşmanını iyi tanıması gerektiğini belirten Demir, "Devlet, 15 Temmuz’da sokağa çıkan Müslüman halkı görerek kimin dost, kimin düşman olduğunu artık görmelidir. Devlet daha önce belirleyen hafızasını yenileyip, 15 Temmuz’dan sonrasına göre yenileyip kimin dost ve kimin de düşman olduğu kavramını yenilemelidir.” ifadelerini kullandı.”

"En kötü yönetim şekli dahi darbeden daha iyidir"

"En kötü yönetim şekli dahi darbeden daha iyidir" diyen Tarihçi-Yazar Uruk ise şöyle konuştu: 

 “Tarihsel süreç içerisinde 15 Temmuz aslında bir süreklilik arz ediyor. 1923 yılından beri devam eden Laik-Kemalist sistemin Türkiye tarihi boyunca yapa geldikleri önemli bir konudur aslında 15 Temmuz. 1960-1980 darbeleri de incelendiğinde yukarıdan totaliter baskıcı darbe girişimleri her zaman olmuştur. Bu açıdan bakıldığında aslında bu darbe de anlaşılır olmuştur. Bu darbe girişimi farklı bir açıdan da yorumlanabilir. Şu şekilde yorumlanabilir; 15 Temmuz darbe girişimi ayrıyeten bir devlet olma çabası içerisinde olanlar için bir fırsat doğurmuştur. Buna dikkat edilmesi gerekiyor.  Bu açıdan bakıldığında tarihsel süreç akamete uğratılmıştır. Çok şükür 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olamadı. Darbe nerden gelirse gelsin, nasıl olursa olsun kötüdür. En kötü yönetim şekli dahi darbeden daha iyidir. Bu şekildeki bir bakış açısı daha insancıl anayasaya daha uygun sonuçlar doğurur. Bunun için her türlü darbeye karşı çıkılmalı ve darbeler kesinlikle kabul edilmemeli en kötü yönetim şekli ile darbe arasında kalınsa bile yönetim şekli seçilmelidir.”

15 Temmuz darbe girişiminin akamete uğramasından dolayı halk olarak şanslı olunduğunu belirten Uruk, “Bunlardan çıkaracağımız derslerin başında halkın gücüdür. Halk, birlik ve beraberlik olduğu zaman, önünde hiçbir engel durmadan, bütün devrimleri ve inkılapları gerçekleştirecek gücü kendinde görür. Lider ile halkın birlik ve beraberliği içinde halka karşı yapılacak herhangi bir darbe girişiminin akamete uğrayacağını 15 Temmuz'da ders olarak aldık. Bu yüzden halkın 15 Temmuz gibi darbe girişimlerine daha bilinçli davranması ve bu konuda kendini eğitmesi, her ne olursa olsun kendi liderinin arkasında durması gerekir.” dedi.

“15 Temmuz vesayetlerin son günüydü artık”

15 Temmuz'un milletin "diriliş günü" olarak kabul edilmesi gerektiğine değinen Yazar Işık da  “15 Temmuz'u, Osmanlı’dan (Abdülhamit Han) bu yana gelen darbe vesayeti sürecini sonlandıran bir gün olarak kabul edebiliriz. Tabi bu millet 1960’ları, 1971’leri ve1980’leri de gördü. İttihat ve Terakki Cemiyeti içerden, dışardan da Avrupa birliği ve batılı güçlerin desteğiyle yapılan darbeleri gördü. Bunun sonucunda bu vesayetlere bir son deme ihtiyacı hissetti. Çünkü 10 yılda bir yapılan bu darbe milletin ayakta kalmasını milletin yürümesini engelleyen bir zihniyetin ürünüydü. Dolayısıyla bu süreç, vesayetleri sonlandırarak dış güçlerin niyetlerini bozarak, içerdeki taşeron örgütlerine de birer ders niteliğinde oldu. Bu aslında bize şunu gösteriyor; Tarih tekerrürden ibarettir ve bu tekerrür için bir ibret gerekiyor. Millet bundan bir ibret ve ders aldı. Bu dersi 15 Temmuzda sonlandırdı.” ifadelerini kullandı. 

Işık, son olarak şunları söyledi: “15 Temmuz vesayetlerin son günüydü artık! ABD ve batının veya NATO’nun içerden desteklediği mihraklar bir cesaret bulamayacaktır. Millet artık tanklara, toplara ve diğer silahlara karşı canı pahasına da olsa buna artık dur diyor. ABD daha önceki darbeleri rahatlıkla gerçekleştirdi.  Fakat milletin buradaki karşı duruşuna karşı artık herhangi bir çözüm üretemedi ve üretemeyecektir. Artık millet tercihini ortaya koymuştur. Millet kimi seçerse kime evet derse o iktidara geliyor. Tabi ki millet burada istikrar istiyor. İstikrarı sürdüren iktidara evet dediği zaman ve bu iktidarın arkasında durduğu zaman ister ABD olsun ister NATO ister AB olsun hiçbir iç mihraka destek veremeyecek hiçbir darbeyi gerçekleştiremeyecek, millete de artık mâni olamayacaktır.”şeklinde konuştu.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.