Hamas hareketinin bu süre içinde kazandıklarını üç ana başlık altında toplamak mümkün.

Bir: Hareket alanında kazandıkları

Hamas bu süre içinde siyasi, askeri, güvenlik, ekonomik, sosyal ve spor vb. alanlarda birbirleriyle irtibatlı, hareketin ilke ve prensipleriyle uyumlu hareket eden kurumlar inşa etti.

Hamas’ın birçok alanda kurduğu bu kurumlar sebebiyle işgal rejiminin kurulduğu günden itibaren hareketin önde gelen liderlerine karşı sürdürdüğü suikast, sürgün ve tutuklama politikaları başarısızlıkla sonuçlandı. Hamas hareketinin işgalcinin işlediği bu ahmakça cinayetlerin ardından durumu kendi lehine çevirdiği bile söylenebilir. Bu olayların ardından Hamas Filistin, Arap ve uluslararası kamuoyunu yönlendirmeyi başardı. 2006 yılında yapılan seçimlerde Filistin halkının kendisini seçmesinin ardından çalışmalarını bu kez belediyeler, öğrenci sendikaları ve dernekler aracılığıyla da yapmaya başladı. Hamas’ın liderleriyle mensupları arasında güven ve itaati esas alan terbiye metodu sayesinde de basın yayın organlarında mensupları arasında güvensizlik oluşturmak için çıkarılan yalan haberlerin hareketi sarsmadığı görüldü. Son saldırılar Hamas ve hareketin yönetimi ve tecrübesiyle ilgili yayılan yalan ve uydurma haberleri kökünden yok etti.

İki: Ulusal alanda kazandıkları

Hamas hareketinin kuruluşu Filistin ulusal hareketine çok şeyler kazandırdı. Hamas Filistin mücadelesi ve direnişinin her şekline katkı sağladı. Filistin iç cephesini güçlendirmeye katkı sağlayacak tarzda akideyi esas alan ve Kur’an’ı hıfzeden ve onu yaşayan mümin bir nesil yetiştirdi. Yine Hamas’taki Müslüman Kardeşler anlayışı Filistin’de İslamî Hareketin kök salmasına vesile oldu. Boy atan Hamas hareketi iktidar olunca, bu kez kendisine dayatılan ambargonun halkalarını Filistin halkının da direnişiyle bir bir kırmaya başladı. Direnişe destek veren, onun özgürlük ve dönüş düşüncesini destekleyen ve uluslararası vesayeti reddeden demokratik tercihi nedeniyle bu halk bu tercihin ağır faturasını dün ödediği gibi bugün de ödemeye devam etmektedir.

Üç: Bölgesel ve uluslararası düzlemde Hamas’ın başarısı

Hamas Filistin davasını uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdığı gibi Arap ve İslam ülkelerinin hem kalbine hem de ilgi alanına taşıdı. Yine bu çabalar Gazze’yi bu halklar için çok önemli bir bölge haline getirdi. Kara yoluyla Gazze’ye gelen yabancı heyetlerle, kuşatmayı kırmak için Akdeniz yoluyla gelmeye çalışan ve burada ağır bedeller ödeyen kafileler bunun açık örnekleridir. Filistin davasını İslamî zemine çeken Hamas, bu konuda Siyonistlerle Avrupa’nın tavrının zayıflamasına neden oldu. Filistin’in Birleşmiş Milletlerde gözlemci devlet statüsüne kavuşması için yapılan oylamada dünya ülkelerinin Siyonistleri ve Amerika’yı yalnız bırakması uzun süre devam eden bu çabaların bir sonucu olmaktan başka bir şey değildir. Siyonist rejim ve onunla birlikte hareket eden Ortadoğu Dörtlüsü Hamas hareketini yalnızlaştırmak için zalim görüşlerini dayatmaya çalışırken, Hamas bunu tersine çevirdi ve Siyonistlerin gerçek yüzünü bütün dünyaya gösterdi.

Direnişi ve yönetimi elinde bulunduran Hamas, bazen ateşkes sağlanması, bazen görüşünü anlamak ve bazen de en son yapılan Özgürlerin Vefası gibi bazı anlaşmalar imzalamak için birçok ülkenin kendisiyle görüşmesini sağladı. Yine seçimleri kazanmak adına büyük komutan Caberi’yi şehit etmekle büyük bir hata işleyen Siyonistleri bin pişman etmeyi başaran Hamas, diğer direniş hareketleriyle birlikte düşmanın kuruduğu tuzağa kendisinin düşmesini sağladı ve Siyonist liderlerin siyaset sahnesinden düşmesine neden oldu. Siyonist Savaş Bakanı Ehud Barak’ın siyaseti bırakması bunun bir sonucuydu. Yine 22 Ocak’ta yapılacak seçimlerde Likud koalisyonunun da çözülmesi bu özgün duruşun ve Siccil Taşları savaşının doğal bir sonucu olarak okunacaktır.

Bu kazanımlardan biri de Avrupa ülkelerinin Hamas hareketini terör listesinden çıkarmaya hazırlandıklarıyla ilgili kulislere yansıyan gayri resmi bilgilerdir.

Hamas artık kıtalar arası bir hareket. O zaman kendisinin de büyüklüğüyle paralellik arz edecek enformatik bir dil geliştirmesi ve Filistin devletinin çıkarına olacak şekilde realite ile örtüşecek şekilde dilini yeniden düzenlemesi gerekir.

Husam Ed-Ducni Filistinhaber