"28 Şubat kararı hukuk açısından büyük bir lekedir"

"28 Şubat kararı hukuk açısından büyük bir lekedir"

​28 Şubat sürecinin baş aktörlerine yönelik verilen müebbet hapis cezasının uygulanmamasına tepki gösteren UHİM Hukuk İşleri Direktörü Avukat Mustafa Demiral, kararın hukuk açısından büyük bir leke olduğunu söyledi.

28 Şubat darbesine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, 1. Ordu komutanı Çetin Doğan, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve daha birçok komutanın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmasında çıkan karara, hukukçulardan tepki gelmeye devam ediyor.

Verilen kararlara ilişkin İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Hukuk İşleri Direktörü Av. Mustafa Demiral, 28 Şubat sürecinin baş aktörlerine yönelik verilen müebbet hapis cezasının uygulanmamasına tepki gösterdi.

28 Şubat davasında 21 sanığa "Türkiye Cumhuriyeti Devletini cebren devirmeye iştirak" suçundan müebbet hapis cezası verildiğini fakat sanıklarla ilgili tutuklama kararının verilmediğini, sadece yurtdışına çıkma yasağı verilerek rütbelerinin söküldüğünü hatırlatan Demiral, yargı sisteminin "Ne şiş yansın ne kebap" mantığı ile hareket ettiğini belirtti.

Türk Ceza Kanununda 10 yıl ve üzeri ceza alan mahkûmların karar ile beraber tutuklandıklarını söyleyen Demiral, "Oysaki burada müebbet hapis cezası verilen sanıklar, bir takım zorlama gerekçelerle tutuklanmaları gerekli görülmedi. Sadece adli kontrol tedbiri verildi. Bu, aslında Türkiye’de darbe geleneğinin maalesef yargı eliyle temizlenemediğinin göstergesidir. Belki bu darbeye teşebbüs edenler veya darbeyi gerçekleştirmiş olanların bir şekilde yargı kararıyla mahkûm edilmesi sevindirici bir gelişme olabilir ama akabinde baktığınız zaman bu darbeyi gerçekleştirmiş olan kişilerin yaklaşık olarak 5 yıl süren yargılama sonucunda sadece mahkûmiyetlerine karar veriliyor ve bu kararın infazı bir nevi engelleniyor. İnfaz edilmiyor ve resmen, ‘Siz darbecisiniz! Sizi mahkûm ettim ama hapse de atmıyorum' deniliyor." ifadelerini kullandı.

28 Şubat sürecinde bir çok masum kişinin "terörist" ilan edildiğini ve tutuklandığını söyleyen Demiral, halen cezaevinde olan mağdurlara işaret etti.

"Hukuk devleti açısından büyük bir lekedir"

Demiral, "Burada 28 Şubat'ı yapanlar mı haklı yoksa 28 Şubat'a karşı çıkanlar mı haklı?' gibi basit bir mantık sorusu ortaya çıkıyor. Sen, 28 Şubat'ı yapanları mahkum ediyorsun ama hapse atmıyorsun! Öbür tarafta 28 Şubat'ın muktedirlerinin yargılandığı kişiler mahkum oluyor ve hâlâ cezaevindeler. Bu çelişki gerçekten demokrasi, hukuk devleti açısından büyük bir lekedir. Bu lekelerin ortadan kaldırılması lazım. Kaldırılmadığı takdirde Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olması mümkün değildir. Belki tarihte ilk defa darbeye teşebbüs edenler, siviller tarafından yargılandı ve mahkûm edildi fakat sonuçta infaz yok. İnfaz edilmeyen mahkeme kararların varlığıyla yokluğu arasında çok da bir fark yoktur. Sadece sembolik manası vardır." ifadelerini kullandı.

"Hukuk herkese eşit ve adil uygulanmalıdır"

Türkiye’deki yargı sisteminin pratiğinin aslında şüphelilerin kolaylıkla tutuklanabileceği yönünde olduğuna dikkat çeken Demiral, toplumun bu yargılama süreçlerini değerlendirdiğini belirtti.

Demiral, "Gerek bugünkü yargılama süreçlerinde yargılananlar gerekse geçmişteki darbeyi gerçekleştiren insanlara karşı  uygulanan bu müsamahakar tavrı mukayese ettikleri zaman hukukun eşit, adil şekilde uygulanmadığı kanaati toplumda oluşuyor. Hukuka güvenin daha fazla zedelenmemesi lazım. Hukuk, herkese eşit ve adil uygulanmalıdır. Aksi takdirde Türkiye’deki hukuksal problemlerin, tartışmalarının önüne geçemeyiz. Bunun önüne bir şekilde geçmemiz lazım." diye konuştu.

28 Şubat sürecinin arkasında Batılı devletlerin de olduğunu bu nedenle verilen son karara herhangi bir itirazda bulunmadıklarına dikkat çeken Demiral, "Avrupa'nın bakış açısını biliyoruz. Avrupa her zaman bu toplumun değerleriyle mücadele eden kişi ve kesimlere destek çıkmıştır. Onların arkasında durmuştur. Açıktan veya zımnen, gizli olarak, perde arkasından destek vermiştir ama her kim ki bu toplumun içinden çıkmış, bu toplumun değerlerini savunmuşsa Avrupa her zaman ona bir kulp takmış, ona itiraz etmiş, onun karşısında durmuştur. Peki, Avrupa'yı biliyoruz. Avrupa'nın tutumu böyle. Bizim şu anki iktidarımızın bu tavrının nasıl yorumlanacağı kafalarda ciddi bir soru işaretidir. Yani bir nevi Avrupa'nın bakış açısı ile bizimkilerin bakış açısı bir yerde birleşmiş oluyor." dedi.

"28 Şubat sürecindeki yaşanan mağduriyetlere sebebiyet veren o günün muktedirlerinin yargılanması için toplumsal bir istek olduğunu söyleyen Demiral, verilen cezaların caydırıcı olmadığını belirtti.

"Böylesi dosyaların ne kadar uzatıldığını biliyoruz"

İnfaz edilmeyen 28 Şubat kararlarının hiçbir anlamı olmadığını sözlerine ekleyen Demiral, "Buna dikkat etmek lazımdı ama maalesef dikkat edilmedi. Mahkumiyet verildi ama mahkumiyet bölge mahkemesine gidecek, itiraz edilecek. Hadi diyelim onaylandı. Bu sefer Yargıtay'a temyiz yoluna başvurulacak. Yargıtay'da dosyaların ne kadar uzun süre kaldıklarını, özelikle de böylesi dosyaların ne kadar uzatıldığını biliyoruz. Yani bu kararların kesinleşmesi için tahmini olarak yaklaşık 3-4 sene daha bekleyeceğimizi zannediyorum. 3-4 sene sonra da bu sanıkların bir kısmı belki yaşamını yitirmiş olacak. Dolayısıyla gerçekten kararlar infaz edilemeden bir şekilde etkisiz bir yargısal işlem gibi hukuk tarihinde yerini alacaktır." ifadelerini kullandı.

"28 Şubat mağduriyetlerinin derhal giderilmesi gerekiyor"

28 Şubat sürecinde oluşan mağduriyeti düzeltmenin iktidarın öncelikli görevi olması gerektiğini dile getiren Demiral, "Tamam, bir takım düzeltmeler yaşanıldı. Yani okuldan kılık kıyafet sebebiyle devamsızlık sebebiyle atılanlara yeniden okuluna dönüp bitirme hakkı tanındı. O gün belki bir takım atılan memurların geri dönüşümü sağlandı ama cezaevinde yatan kişiler ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmadı. Bununla ilgili zaman zaman çalışma yapılacağına dair yetkililerden beyanatlar duyduk ama bu insanlar hâlâ cezaevinde yatıyorlar ve ciddi bir çalışma yapılmadı. Bu mağduriyetlerinde derhal giderilmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda 28 Şubat'ın aslında etkisini kırmak için bu iktidarın yapabileceği öncelikli işlerden birisidir." değerlendirmesinde bulundu. 

İLKHA




 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.