Bildane KURTARAN
3 Aylar ve Manevi Disiplin
Hızla kirlendiğimiz, her geçen gün yeni hassasiyetlerimizi yitirdiğimiz, süfli arzular uğruna, en güzide erdemlerimizi, vefasızca bir kenara ittiğimizin en büyük şahidi zamandır hiç kuşkusuz. Ve zaman, kendisine karşı tutunduğumuz lakayt tavrın da şahididir ne yazık ki.
Zaman nimetini hoyratça savurduğumuzun şahidi olan Rabbimizin (c.c), gafletimiz ve nankörlüğümüze rağmen bize bahşettiği, bir manevi mevsime girdik. Rahmetinin muazzam meyveleri adedince hamdolsun.
Rabbimizin; Rahmet eli misali, başımızı okşamaya, ruhumuza nurdan meşaleler yakmaya gelen, “Mübarek 3 Aylar”…
Şimdilerde birileri, “3 Aylar, var mıdır yok mudur?” Diye tartışa dursun. Üstelik popülist kültürün çaldığı günleri, geceleri, ayları görmezden gelsin. Manevi bir atmosfere giren Müslümanların ayaklarına çelme takarcasına, akıllarını çelercesine, mübarek zaman dilimlerini sıradan zamanlarmış gibi göstermeye çalışsınlar.
Şunu biliyoruz ki; bidat ve hurafelerden arınarak, sahih kaynaklardan beslenerek mutedil bir şekilde, Allah Resulü'nün (s.a.v) öğretileriyle bu manevi zamanlar bizler için fırsat günleridir.
Nefsini tezkiye edip, salih amel çıtasını yükseltmek isteyenler için de ciddi ve ihlaslı bir çaba ve de manevi disiplin gerektirir. Çünkü; final bin aydan daha hayırlı bir gecedir. O, ana kadar durmadan koşmak, bir hayırdan sonra hemen diğer bir hayrın kapısında soluklanmak şiar olmalıdır.
Bütün bir yılın, kulluk motivasyonunu etkileyecek, 3 aylık manevi staj dönemi için söylenen şu anlamlı, “Receb'i olmayanın Şaban'ı, Şaban'ı olmayanın Ramazan'ı, Ramazan'ı olmayanın bütün bir yılı olmaz” cümlesi durumu ne kadar da doğru yansıtmakta.
Allah Resulü'nün (s.a.v.) ”ALLAHIM! RECEB VE ŞABAN'I HAKKIMDA BEREKETLİ KIL VE BENİ RAMAZAN'A ULAŞTIR” duası karanlıkta kalmış sinelerimize ve karanlık nefsani oyunların pençesinde kıvranan hayatlarımıza nurdan bir kapı aralıyor. Aralanan bu kapıdan girip, karanlıklarını aydınlığa çevirmek isteyenlerin Rabbimiz Azze ve Celle yardımcısı olsun.
Bu yola elbette azıksız çıkılmaz, gelişi güzel bir tutumla verim alınamaz. O halde; “azığımız=kazancımız” diyebiliriz. Bu aşamadan sonra, manevi disiplin için, almamız gereken azıkları tespit etmek elzemdir. Bu hususta bazı tavsiyeler edilebilir. Ancak şunlar, ilk almamız gerekenler arasında olmalıdır:
Yeni bir başlangıç için; TEVBE VE TESLİMİYET
Rıza-yı İlahi'den sapmamak için; İHLAS VE İHSAN
Bilincimizin diri kalabilmesi için; İDRAK VE İRADE
Sağa sola sapmamak ve hız kesmemek için; İSTİKAMET VE İSTİKRAR
İç disiplin ve manevi otokontrol için; TEVAZU VE TAKVA
Hakkıyla ihya edebilmek için; İLİM VE İBADET
Sünnete göre sosyalleşmek için; TEBLİĞ VE İRŞAD
Merhamet, muhabbet ve birr'e kavuşmak için; İSAR VE İNFAK
Manevi disipline ulaşabilmek için zamanı doğru kullanmak ve zaman israfına neden olan alışkanlıklarımızı da disipline etmek gerekir hiç kuşkusuz. Uyumak, gezmek, yemek, alışveriş, TV izlemek, sosyal medya ağlarına takılmak, malayaniyle uğraşmak gibi. Batılın istilasının ilacı, hak ile meşgul olmaksa, marufun yeşermesi de; münkerin can damarlarının kurutulmasına bağlıdır.
Üstad'ın şu tavsiyesine binaen, bunlar önce kendi nefsimize sonra kardeşlerimize hatırlatma olsun. Rabbimiz Receb ve Şaban'ı hakkımızda bereketli kılsın ve bizleri Ramazan'a ulaştırsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.