Muhammed Ali AKAY
Öğretmene puan verdiren mantık ve öğretmene şiddet
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlevleri Yönetmenliği Taslağı çok büyük bir tepki çekti. Bütün eğitim sendikaları ilk kez bir konuda tek ses oldular. Performans Değerlendirmeye ‘Hayır!' diyen tüm eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı'na tepkililer. İmza kampanyaları ile işe başlayan eğitimciler, seslerini duyurma konusunda çok ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü basın eğitim haberlerini önemsemiyor.
Bu ülkenin öğretmenleri, muallimleri; öğretmeni karalamayı her fırsatta kendine meslek edinmiş art niyetli habercilerden mi dert yansın yoksa çalıştığı kurumun öğretmenini değersizleştiren adımlarını mı anlatsın? Dert bir değil elvan elvan… Düşünün bir, şimdiye kadar yaramaz öğrenciler öğretmeni dövmek, arabasını çizmek gibi şeylerle tehdit ederken şimdi de derste yaramazlık yapıp sınıf ortamını bozan öğrenci, bu sefer şöyle diyecek: ‘Öğretmenim bana karışma yoksa notunu düşürürüm.' Evet, yanlış duymadınız. Bu sözleri artık öğretmen değil, öğrenci söyleyecek. Ne kadar yazık! Öğretmenini bu kadar aşağılayan, toplumsal değerini alaşağı eden acaba başka bir kavim, millet, ülke var mı?
Daha önce öğretmenin itibarı konusunda birçok yazı yazmıştık. Öğretmenlerin seminer ve mesleki gelişimleri hakkında bazı önerilerde de bulunmuştuk. Biz, öğretmenine değer veren, öğretmeninin itibarını yükseltecek, hak ettiği kıymetin toplumca verilmesine vesile olacak adımlar beklerken MEB'ten tam tersi, öğretmeni ayaklar altına alan düzenlemeler geliyor. Bir tuhaflık yok mu? Hükümet acaba bile bile tüm eğitim camiasını kendine muhalif mi etmeye çalışıyor. Yoksa bu tür düzenlemelerle cumhurbaşkanını devirmek isteyen güçler, kaleyi içten çökerterek halkı istedikleri yöne doğru yönlendirmek mi istiyorlar? Unutmayın ki eğitim camiasını karşısına alan, aşağılayan hiçbir hükümet, hükmedemez. Bir eğitimciye son dönemlerde yaşanan gelişmeler hakkında düşünce ve fikirlerini sorduk. Malumunuz ‘Merdiven altı din eğitimini yasaklayacağız. İşte izinsiz Kur'an Kursu falan olmayacak gibi açıklamalar ve son olarak öğretmene not verme mevzusu' hakkındaki düşünlerini sorduk. Bu dertli eğitimci: ' Eceli gelen keçi çobanın ekmeğini yermiş. Dünyada eceli gelen bütün hükümetler ya din ile ya da eğitim ile menfi anlamda uğraşmaya başlar ve kendi sonlarını hazırlarlar.' Dedi.
Gerçekten de son dönemlerde yaşanan gelişmeler ülke insanını rahatsız etmiş durumda. Dine, cemaatlere, İslami şahsiyet sahibi âlimlere, Medreselere yönelik olaylar, baskılar ve son olarak bu performans değerlendirme taslağı, eğitim işi ile ilgilenen herkesi çileden çıkartmış durumdadır. Hatta geçen gün bir öğretmen arkadaşımın dersten çıktıktan hemen sonraki halet-i ruhiyesi ile ilgili yaşadığımız bir olayı sizinle paylaşayım ki durumun vahameti ortaya çıksın. Öğretmenin büyük bir ah ile bu eğitim sistemini bu hale getirenin ‘Allah belasını versin' dediğini işittim. Sonra ‘Yahu ne oldu?' diye sorduk. Dedi: ‘Yahu öğrenci dersi bozuyor, bağırıyor çağırıyor, yerine oturmuyor. Bak yerine otur sinirleniyorum, diyorum ama çocuk sinirlen ne olacak?' diyor? Gülüyor ve diyor ki akıllı ol a hoca yoksa Alo 147 ‘ye şikâyet ederim. ‘Ben de bu bedduayı ettim.' Biz : “Yine de hocam beddua etme. Mazlumun ahı indirir şahı dedik. Ve sen beddua değil dua et de yetkililer bu durumun farkına varsın. Ve eğitim sistemimiz düzelsin.” Şeklinde birçok cümleden sonra hocayı bedduadan vazgeçirdik, hamdolsun. Her şeye rağmen öğretmen arkadaş dua etti.
Hatırlarsanız bir yazımızda ‘Yöneticilerimize beddua değil dua edelim' diye başlık atmıştık. Bu konudaki düşüncemiz için okuyucularımız o yazımıza bir baksınlar. Evet, beddua yok, dua var. Allah ülkemizi yönetenlere feraset versin. Kalplerine Allah korkusu yerleşsin. İslam Ümmetine, bu millete ve tüm insanlığa fayda verecek hayırlı amellere bizleri ve ülkemizi yönetenleri vesile etsin. Unutmayalım ki dua toprağı gümüşe, gümüşü altına çevirir. Beddua ise eğer beddua eden haklı ise ‘indirir Şahı'.
Beddua yemeden dua alarak yaşayabilen, yönetebilen Allah'tan korkarak konuşabilen kimselerden olma dileği ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.