6-8 Ekim olayları yüz yıllık bir projenin yansımasıdır
6-8 Ekim şehidlerini anma programında konuşan Eğitimci-Yazar Cengiz Aydın, "6-8 Ekim olayları yüz yıllık bir projenin yansımasıdır." dedi.
İstanbul Umut-Der, 6-8 Ekim şehidleri için bir anma programı düzenledi.
Sultangazi Nikâh Sarayı'nda düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak Eğitimci-Yazar Cengiz Aydın katıldı. 7'den 70'e yüzlerce kişinin katılım sağladığı programda, salona sığmayan vatandaşların bir kısmı sahnede oturmak zorunda kaldı.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ve şehidlerin hayatını anlatan sinevizyon gösterimiyle başlayan programda konuşan Eğitimci-Yazar Cengiz Aydın, 6-8 Ekim olaylarının küresel çapta uygulanmaya çalışılan yüz yıllık bir projenin yansıması olduğuna dikkat çekti.
Programa gösterilen ilgiden memnun olduğunu dile getiren Aydın, Şehidlerin şehadetinin ardından aradan geçen 5 yıla rağmen hafızaların diri kaldığını, diri kalması gerektiğini söyledi.
Hazreti Peygamber (Sallalahu Aleyhi Vesellem)'in "Bir mümin aynı delikten iki defa ısırılmaz" hadisini hatırlatan Aydın, Müslümanların her zaman uyanık olmaları gerektiğini ve geçmişlerinden ders almaları gerektiğini ifade etti.
"6-8 Ekim olayları yüz yıllık bir projenin yansımasıdır"
Aydın, "Şehid Yasin ve arkadaşları 3 günlük kaotik bir ortamın yansımasından ötürü şehid olmadılar. 6-8 Ekim olayları, olaylardan 3 yıl önce Güneydoğu illerini bazı mayın eşekleri, Amerika ve emperyalist güçlerin sahasını rahatlatmak için başlatılan bir eylemin yansıması değildir. 6-8 Ekim yüz yıllık bir projenin yansımasıdır. Çünkü 6-8 olaylarından öce şehid Yasin gibi yüzlerce şehidimiz var." dedi.
"Güneydoğuda yanan kıvılcım İstanbul'da alevdir"
Güneydoğuda yaşananları herkesin doğru anlaması için bas bas bağırdıklarını ancak buna rağmen anlaşılamadıklarını belirten Aydın, "Allah aşkına Türkiye'nin Güneydoğu'su cehaletle yan yana kalıyor diyerek bas bas bağırıyorduk. Herkes bir takım terör faaliyetlerini burada salt birer terör eylemi olarak görüyor ama bunun öyle olmadığını söylüyorduk. Güneydoğuda yanan kıvılcım İstanbul'da alevdir. Güneydoğu'da bir tahtın sallanması Ankara'daki iktidarların tahtlarının sallanmasıdır. Söylüyorduk ama dinlemiyorlardı. Bu şehidlerin şehadeti ellerinde kurban eti dağıtan 5 kişinin yamyamlar tarafından şehid edilmesi sadece kinlerini dışa vurmaları değildir. Bilinçaltlarında geçmişten gelen bir kin var." diye konuştu.
"Eğer bunların zulmü durdurulmazsa vallahi ne İstanbul ne Ankara ne de İzmir selamette olur"
Aydın, "Bir insan nasıl bir yamyam olur ki başka bir insanı kırk yerinden bıçaklar. Bir insanın zihin dünyasında nasıl bir vahşet var ki başkasını üçüncü kattan aşağıya atar, başını kesmeye çalışır, arabayla üzerinden geçer ve cesedini yakar. Bunlar batı zihniyetli kinin yansımasıdır. Biz bunları iyi tanıyoruz. Biz bunları 1992 yılında mescitte ibadet ederken ibadethaneleri basılan Susa köyünden tanıyoruz. Bütün Türkiye'deki Müslüman kardeşlerimize sesleniyoruz! Biz bunları çok iyi tanıyoruz. Bu Amerika ve siyonist terör şebekesinin mayın eşeklerini iyi tanıyoruz. Biz bunları Başbağlar'da 33 masum Müslümanı kurşuna dizdikleri zamandan tanıyoruz. Hazreti Nuh (Aleyhisselam) gibi yol üstlerinden haykırıyoruz. Bütün Müslümanlara yaşadığımız şehirlerde zulmü iliklerimize kadar yaşadığımızı haykırıyoruz. Sırf kendilerine biat etmedikleri için Diyarbakır'ın Karacadağ bölgesinde masum köylülerin alışveriş için şehre giden araçlarına mayın bağlayıp patlatmalarından tanıyoruz. Biz bunları 2011'de Yüksekova'da şehid ettikleri Ubeydullah Durna'dan tanıyoruz. Bunların zulmü sadece Güneydoğu, Doğu Anadolu ile müteşekkil değildir. Eğer bunların zulmü durdurulmazsa vallahi ne İstanbul ne Ankara ne de İzmir selamette olur." ifadelerini kullandı.
"6-8 Ekim küresel çapta bir eylemin yansımasıdır"
Kobani eylemlerinin sadece bir bahane olduğunu, asıl amacın Müslümanları yok etmek olduğunu hatırlatan Aydın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"6-8 Ekim olaylarında birileri yaşananların birer prova olduğunu söylediler. Hayır, vallahi bu olaylar küresel bir operasyondu. Bazı ahmak yerli işbirlikçileri bunlara ev sahipliği yaptı. Amerika'nın Adana Başkonsolosu bizzat bu operasyonu ilan etti. Bu operasyonla 40 yıl önce yapamadıklarını 2014 yılının Ekim ayında yapmak istediler. Bu bölgede İslam'ı ve Müslümanları yok etme operasyonuydu. Şehidleri şehid edenler başka bir ülkeden gelmedi. Bunlar Kürt çocuklarıydı. Kürt çocuklarını Kürtlere kırdırdılar. Bazıları da bilerek veya bilmeyerek alttan alta onlara destek verdiler. Kobani eylemlerinde mesele Kobani eylemleri olarak yansımadı. O gün Güneydoğuda bazı Komünist mürted örgütün dilinde alttan alta şu şekilde yansıyordu. 'Kobani eylemleri İslam ile Kürtlerin savaşıdır.' deniliyordu. Onlar eğer Güneydoğu'da da İslami hassasiyeti bitirirlerse ülkeyi ele geçirme operasyonları en kısa zamanda gerçekleşeceğini biliyorlar. Bunlar küresel çapta bir eylemin yansımasıdır."
Program seslendirilen ezgiler ve yapılan dua ile son buldu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.