745. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus Programı Konya’da gerçekleştirildi

745. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus Programı Konya’da gerçekleştirildi

Hazreti Mevlana'nın 745. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus Programı, Konya’da gerçekleştirildi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, programa katılarak bir konuşma yaptı.

Hazreti Mevlana'nın 745. Vuslat Yıl Dönümü Şeb-i Arus Programı'na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaptığı konuşmada, Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi vuslatının yedi yüz kırk beşinci sene-i devriyesinde rahmetle yâd ettiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Mevlana her şeyden önce bir İslam mütefekkiridir. İlhamını Kur’an’dan, sünnetten, İslam’ın evrensel ilkelerinden, insan tasavvurundan, sevgi ve barış ufkundan almıştır” dedi.

Erbaş, Mevlana’nın Anadolu’nun hikmet ve muhabbet yurdu haline gelmesindeki katkısından söz ederek, “Bizler, Yunus Emrelerin, Hacı Bayram-ı Velilerin, Hacı Bektaş-ı Velilerin, Ahmet Yesevîlerin, Mevlanaların muhabbet ikliminde, kardeşliği, sevgiyi, barışı en üst değer olarak bilmiş ve yaşamış bir milletin ve medeniyetin mensuplarıyız” diye konuştu.

Medeniyetimizde tefrikanın değil, birliğin ve dostluğun olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Bu medeniyette kavga yok, benlik yok; vahdet var. Bu medeniyette haset, kibir yok; gıpta ve tevazu var. Bu medeniyette kula kulluk yok; Allah’a kulluk var” ifadelerini kullandı.

“Mevlana’ya göre tasavvuf, iyiliğin hâkim olması için gayret göstermektir”

Mevlana’nın tasavvufa bakışını anlatan Başkan Erbaş, “Mevlana’ya göre tasavvuf; tembellik, miskinlik değil; çalışma, gayret, kazanma, paylaşma, cömertlik ve infaktır. Sadece ibadet ve zikir değil; emr-i bil maruf ve nehy-i ani’l münker yolunda iyiliğin hâkim olması için gayret göstermektir.” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, Mevlana’nın eserlerinde, dünyanın geçici olduğunu ve insanın dünya ile ilişkisindeki dengeyi anlatan en güzel örneklerin bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Mevlana’ya göre, insanlar Allah’a kul olmadıkları takdirde altın ve gümüşün, paranın pulun esiri olurlar. Hırstan kurtuluşun tek yolu aşktır. Aşkın menbaı ise Allah; rehberi de Peygamber Efendimiz’dir. Ona göre, biz aşkın ümmetiyiz. Hasret, vuslat, ümit, sevinç, keder hepsi bu aşkla var olmuştur. Gayesiz kimseleri tuzağına düşüren, adeta kuş avlamak için ağzını açmış bir timsahı andıran bu dünyada mal ve mülk, kişinin hırsını artırır ve insana yüktür.”

Erbaş, Mevlana’ya göre toplumun ahlaki seviyesinin yükselmesinin yolunun, herkesin kendi kusurlarını görmesi ve düzeltmeye çalışmasından geçtiğini hatırlatarak, “Güzel ahlâk, dürüstlük, cömertlik, alçak gönüllülük, sabır, iyilik, başkalarının iyiliğini istemek, doğru sözlü olmak, helal lokma yemek, Hakk’a şükretmek gibi bugün insanlığın muhtaç olduğu pek çok erdemi sürekli ele alıp bu faziletlerin eğitimini verir.” diye konuştu.

“Mevlana’nın zihin ve gönül dünyasına girebilmek için üç aşama oldukça önemlidir”

Mevlana’nın zihin ve gönül dünyasına girebilmek için üç aşamanın oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Erbaş, şunları söyledi:

“Birincisi; ilim yani bizleri insan, eşya, tabiat ve kâinatı öğrenmeye; son raddede ise Rabbimizi bilmeye ve nihayetinde bilişmeye sevk eden değer. Bu, Mevlana düşüncesinin tevhit boyutunu ifade etmektedir. İkincisi; idrak yani söz konusu bilgiyi bilinç düzeyine çıkarıp anlamlandırarak iman, ibadet ve ahlak ekseninde yaşanır hale getirmek. Diğer bir ifadeyle kâlden hâle geçmek. Üçüncüsü ise ihsas yani bahsettiğimiz idrak merhalesini düşünce, söz, tavır ve ibadetlerimizle çevremize olduğu gibi yansıtmak. Bu da Mevlana düşüncesinin vahdet boyutudur. Vurgulamaya çalıştığım bu üç hususun muhtevasında; Mevlana’nın, imanın içselleştirilerek tahkiki seviyeye çıkarılması, ibadet ve dindarlığın bilgiyi, ihlası, samimiyeti, etik, estetik ve takvayı merkeze alması ve ahlakın ideal boyutta yaşanması noktasında çağlar öncesinden bugüne ışık tuttuğu gerçeği apaçık görülmektedir. Bu itibarla, maddeye yönelimin arttığı, biz şuurunun azaldığı, anlamın kaybolmaya yüz tuttuğu, insanlığın eşya ve hadiseye mekanik perspektiften yaklaştığı günümüzde, Hak aşığı Hazret Mevlana’nın evrensel öğretisine her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuzun altını çizmek istiyorum.”

“Tarih boyunca millet olarak bizler, bütün zorluklarımızı Mevlana’da somutlaşan bahse konu inanç ve değerlerle aşmışız” diyen Erbaş, “Tefrikaları bu muhabbetle çözmüşüz. Onun için bugün özellikle gençlerimizi ve nesillerimizi, medeniyetimizin öncüleri ve değerleri ile tanıştırma, inancı ile buluşturma, köklerine kavuşturma yolunda çalışmayı bir seferberlik ve en önemli sorumluluk olarak görüyor; dünya ve ukbâ mutluluğumuzun bu yolla elde edileceğine yürekten inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.