Adana Umut Der Gıda Bankası Başkanı Abidin Serin, kendisinin de arasında bulunduğu İslami sivil toplum kuruluşu üyesi 24 kişiye verilen toplam 115 yıllık hapis cezasının Yargıtay aşamasında olduğunu ve halen mağduriyetlerinin giderilmediğini belirtti.

“Komplolar bir bir ortaya çıkarken Elazığ İhya Der ve Adana İslami STK dosyalarından hiç bahsedilmemesi çok manidar”

STK yöneticileri ile üyelerinin mağdur edildiği süreci İlke Haber Ajansı’na  (İLKHA) anlatan Serin, “Adana’da 2011 yılında İslami STK’lara yönelik düzenlenen polis baskınlarında gözaltına alınan 30 kişiden birisi de benim. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yıllar süren davamızda 24 kişiye toplamda 115 yıl ceza verildi. Nisan 2015’te verilen ceza, şu an Yargıtay aşamasında. Ceza aldığımız dosyaya bakıldığında Kutlu Doğum ve İslami etkinlikler düzenlemenin suç sayıldığını görüyoruz. Ayrıca emniyet ve JİTEM muhbiri olduğu söylenen şizofren birinin bilgisayarında çıktığı iddia edilen deli saçması düzemece iddialarla suçlandık. Bugün kirli eller bir bir ortaya çıkmışken, paralel yapıların İslami camialara kurduğu kumpaslar konuşulurken Elazığ İhya-Der ve Adana İslami STK dosyalarından hiç bahsedilmemesi çok manidar.” dedi.

“Ödül beklerken ceza aldık”

Kendisinin her ay yüzlerce muhtaca yardımlar ulaştıran Umut Der’in başkanı olduğunu ifade eden Serin, “Umut Der kurulduğu günden bu yana binlerce fakire başta gıda olmak üzere yardımlarda bulundu. Ama ne yazık ki dernek olarak tebrik beklerken hep cezalara çarptırıldık. Benden önce Umut Der Başkanlığını yürüten 2 arkadaşım daha hapis cezası almıştı. Bu nasıl bir şey anlam vermek mümkün değil. İnsanlara yardım eden, İslami, sosyal-kültürel etkinlik düzenleyen, fakirlerin umudu, yetimin sevinci olan derneğimizin ceza alan 3’üncü başkanı oldum.  Ayrıca Benimle birlikte dernek yönetiminde bulunan bazı arkadaşlarımıza da hapis cezası verildi. Adana’daki dindar kişilere yönelik hâlâ 28 Şubat devam etmekte.” ifadelerini kullandı.

“Yakalanmamız ve yargılanmamız bir kumpas sonucudur”

Yargılanma aşaması hakkında da kısa bilgiler aktaran Serin, “Savcı benim için beraat isterken Mahkeme hapis cezası verdi. Bizim yakalanmamız ve yargılanmamız bir kumpas sonucudur. Kaldı ki ortada bir suç da yok. Gerçekleştirdiğimiz yasal faaliyetlerden dolayı cezalandırılıyoruz, ne yapılmak isteniyor bunu anlamak mümkün değil. Birileri bizden dininizden vazgeçin mi, demek istiyor? Eğer öyleyse kusura bakmasınlar biz inancımız için her bedeli ödemeye hazırız.” şeklinde konuştu.

Kurulan kumpaslarla ceza aldıklarını ve dosyalarının Yargıtay aşamasında olduğunu dile getiren Adana Umut Der Başkanı Serin, “Biz herhangi bir suç işlemedik, aldığımız cezalar şu an Yargıtay’da. Eğer Yargıtay bu cezaları onarsa cezaevine gireceğiz.” dedi. Darbe düzenlemekten ceza alanların dahi cezaevinde kalmadığını ancak dindarların zindanda unutulduğuna ve görülmek istenmediğine dikkat çeken Serin, bunun adaletsizlik ve çifte standart olduğunu söyledi.

2000’li yıllarda da kumpaslar sonucu binlerce kişinin gözaltında işkence görüp cezaevlerine konulduğunu ve hâlen yüzlerce kişinin de cezaevinde olduğunu belirten Serin, “Geçmişte de bu camiaya yönelik kumpaslar kurulmuştu. İnsanlar günlerce işkencelerden geçirilmiş, zorla sahte ve düzmece ifadeler imzalatmak suretiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı. İslami çalışmalarından dolayı 15-20-25 yıldır halen cezaevinde olanlar var. Artık bu insanlar da görülsün, onların da aileleri var. Yeter artık, dindarlara yönelik 28 Şubat sürecine son verilsin.” dedi.

“Bize bu zulmü reva görenlere asla hakkımızı helal etmeyeceğiz”

Kendilerine kumpas kuranları Allah’a havale ettiklerini ifade eden Serin, “Eğer cezamız onanırsa ve biz İslami çalışmalarımızdan dolayı cezaevine girersek başımız dik yüzümüz ak olacaktır. Allah’ın izniyle cezaevinden de bir gün ya ayaküstü ya da sırt üstü çıkacağız. Ama bize kumpas kurup bu cezayı reva görenlerden kıyamet gününde davacı olacağız. Asla onlara hakkımızı helal etmeyeceğiz. Allah’ın huzurunda biz onların yakasına yapışıp hesap soracağız.” diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)