AGD Genel Başkanı, "İslam'ın gür sedası Avrupa'da yerleşmeye başladı"
İsveç'teki Kur'an-ı Kerim yakma olayına tepki gösteren AGD Genel Başkanı Salih Turhan, İslam düşmanlarının, İslam'ın Avrupa'da yayılmasına tahammül edemeseler de İslam'ın kalplere yerleşmesine engel olamayacaklarını söyledi.
AGD Genel Başkanı Salih Turhan, yaşanan çirkin duruma tepki göstererek Müslümanların birlik olması gerektiğine vurgu yaptı.
Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırıyı kınadığını dile getiren Turhan, "Yapılan saldırıları kabul etmemiz mümkün değildir. İsveç ve Norveç'te yapılan bu saldırılar, bir tahammülsüzlüğün göstergesidir. Burada da iki temel şey var. Bunlardan birincisi bu durum kendilerinin çürümüşlüğü ve kokuşmuşluğunun bir göstergesidir. Bir insan bir şeye inanıyor ve güveniyorsa bunun arkasında durur ve bunun için bir mücadele ortaya koyar. Bu mücadeleyi ortaya koyarken de karşıdakini ikna ederek hareket etmiş olur. İkinci olarak yapılan bu saldırılar, inanç itibarıyla ne kadar çürümüş bir hale geldiklerini ve anlatacak bir şeylerinin kalmadığını, anlatacak bir şeyleri kalmadığı için de illegal bir sürece girdiklerinin de göstergesidir." dedi.
"Ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar İslam'ın Avrupa'da yayılmasını önleyemezler"
Konuşmasının devamında Turhan, "Batı'da bir tahammülsüzlük hali var. Ne kadar İslamofobi çalışmaları yaparlarsa yapsınlar, ne kadar Müslümanları 'terör ile' irtibatlandırmaya çalışırlarsa çalışsınlar İslam'ın Avrupa'da yayılmasını önleyemezler. Batı ve Avrupa toplumunda Müslümanlar o kadar nezaketli ve güzel bir süreç yürütüyorlar ki kapı komşularıyla dahi insani ilişkilerine dikkat ediyorlar. Onlar yaşlı anne babalarını yalnız bıraktıkları zaman kapı komşuları olan Müslüman bir gencin 70-80 yaşındaki bir Avrupalıya nasıl yardım ettiğini ve nasıl nezaketle hareket ettiklerini gördüler. Okullarda Müslüman çocukları ne kadar edeple hareket ettiklerini ve ne kadar çalışkan olduklarını gördüler." ifadelerini kullandı.
"Kokuşmuş Batı tolumu içerisinde İslam'ın kalplere yerleştiğini görüyoruz"
Müslümanların Avrupa'da ortaya koydukları ahlaklarıyla örnek olmalarına tahammül edemeyenlerin olduğuna dikkat çeken Turhan, "Batılılar, Müslümanların kendi toplumları içerisinde nasıl adaletli hareket ettiklerini ve işlerini nasıl temiz ve düzgün yaptıklarını, ayrıca ibadetlerinde de nasıl hassas davrandıklarını ve farklı inanan insanlara da ne kadar saygılı olduklarını gördüler. O kokuşmuş Batı tolumu içerisinde İslam'ın kalplere yerleştiğini gördükleri için de tahammülsüzlükle bu tür tepkiler vermeye başladılar. Sadece İsveç'te değil Avrupa'nın birçok bölgesinde İslamofobi çalışmalarını hep görüyoruz. Müslümanlara yapılan saldırıları duyup öğreniyoruz. Bu süreç, onların bittiğinin göstergesidir. İslam'ın yükselişinin o kutlu müjdesini de hep beraber görmüş oluyoruz." diye konuştu.
"Avrupa'daki saldırılar lokal değil, çok organize bir çalışma ile karşı karşıyayız"
Avrupa'da İslam'a karşı yaşanan saldırıların arka yüzünde çok sistemli bir hazırlık olduğunu belirten Turhan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
Müslümanları illegal bir sürecin içine çekmek istiyorlar. Birçok Müslümanın da hayatlarını yitirecek eylemler yaparak bir terör hadisesine dönüştürmek gibi bir planı da hassaten görmüş oluyoruz. Kesinlikle bir iki tane insanın lokal bir eylemi değil bu. Organize bir şekilde Müslümanları bir çatışma ortamına çekmenin altyapı hazırlıklarıdır. Bu süreç yeni değil, yüz yıllardır devam eden bir süreçtir. Batı toplumu içerisinde Müslümanların izzetli tavırlarına tahammülsüzlüklerinin tepkisini ortaya koyan bir çalışmadır. Avrupa'daki saldırılar lokal bir şey değil, çok organize bir çalışma ile karşı karşıyayız.
"Müslümanlar ümmet şuuruyla birlikte hareket etmeli"
Turhan, "Müslümanların yeryüzünde dağınık ve sıkıntılı bir halleri var. Siyonist ve Batı toplumlarının insanlar nezdinde güçlü gözüken tarafları var. Net bir şekilde söyleyelim; bunlar güçlü değil ancak bizler dağınığız. Bizim dağınık halimiz onların bu hallerini ortaya çıkarmış oluyor. Müslümanlar olarak vahdaniyet ve ümmet şuuru içerisinde bir ve beraber hareket etmemiz gerektiğini de yaşanan olaylarla birlikte görmeye başlıyoruz. Batı toplumundaki yetkili ve devlet başkanlarının bu olaylara doğru düzgün bir tepki verdiklerini göremiyoruz. 11 Eylül 2001 olaylarından sonra Müslümanları bambaşka göstermek için çok organize bir çalışma ortaya koyduklarını da hep beraber görmüş olduk." dedi.
"Hak gelince batıl zail olur, muhakkak ki Müslümanlar galip gelecektir"
Avrupa'daki Müslümanlara tavsiyelerde bulunan Turhan, "Avrupa'da yaşayan Müslüman kardeşlerimizin farklı farklı dernek ve grupları var. Onların bu noktada beraber hareket etmesi gerekir. En ufak bir şekilde bu terörize olayları tertip edenlerin oyununa gelmeden, onların yaptıklarının aksine şefkatli, merhametli ve kuşatıcı olmaları lazım. İllegal süreçlere girmeden son derece meşru olarak ortaya koyulması gereken tavırları ortaya koysunlar. Müslümanlar camilerde, derneklerde ve sokaklarda birbirlerine sahip çıksınlar. Bunu yaparken de karşı tarafı dışlayan bir sürecin içine girmesinler. Çünkü orada son derece masum insanlar var. Masum insanların hepsi, İslam'ın kalplerine yerleşmesini bekleyen insanlardır. Bunu da dikkate alarak bir ve beraber hareket edersek Allah'ın izniyle büyük netice kendiliğinden gelecek. Yeter ki biz onların organize etmiş olduğu terör planı içerisine düşmeyelim. Aksine şefkatle hareket ettiğimizi ortaya koyduğumuz vakit, o toplumlara İslam'ın şefkat ve merhametli sedasını hep beraber ulaştırdığımız vakit, o toplum çözülecek. Çünkü hak gelince batıl zail olur, muhakkak ki Müslümanlar galip gelecektir." ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.