Mehmet ŞENLİK
Ailenin çocuğa karşı bazı teknik görevleri
Bundan bir önceki yazımızda, İslami bir ailenin çocuğa karşı yerine getirmesi gereken bazı temel görevleri zikretmiştik. Bu yazımızda ise, onların yanı sıra teknik bazı görevleri anlatacağız ki bunlar nafile sünnetlerdir:
1-Tahnik: Yeni doğan bebeğin, henüz ana sütünü tatmadan önce hurma, bal vb. tatlı bir besin ezilerek bununla damağının ovulması. (Müslim)
2-Kulağına ezan okuma: «yeni doğmuş bebeğin sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okuyunuz.” (Ebu Davud Tirmizi)
3-Akika kurbanı: Doğumun yedinci günü veyahut daha sonraki günlerde şartlarına göre bir «akika” kurbanı keserek eşe dosta ikram etmek. Eğer 15 yaştan sonraya kalmışsa kurban olarak kesilir.
4-Sünnet (hıtân): Doğumunun ilk gününden buluğ yaşından önceye kadar bir zaman içinde çocuk sünnet ettirilir. Bu hem çocuğun sağlığı için önemli, hem de nebevi (İbrahimi) bir sünnettir.
5-Saçını tıraş edip ağırlığınca sadaka vermek: Doğumunun yedinci günü çocuğun saçı tıraş edilir ve bunun ağırlığınca gümüş ya da altın tutarında para veya mal sadaka olarak verilir.
Bütün bunların yanında, çocuğa verilecek her şey şiddetle değil, sevgi ve şefkatle olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, çocuğa sevgi, şefkat ve anlayışla muamele etmek İslami talim ve terbiyenin en temel ilkesi ve özelliğidir.
İslami eğitimciler, eğitimin doğumla birlikte, hatta daha önceden (anne veya baba adayını seçerken) başlaması gerektiği hususunda görüş birliği içindedir. Çocuğu, sağlıklı, ahlâklı ve iyi bir Müslüman olarak yetiştirmek, ancak çok erken yaşlardan başlayarak onun eğitimini ciddiye almakla mümkün olur.
Çocuğun, kendisine söylenenleri tam olarak anladığı ve kendi düşüncelerini az çok ifade edebildiği yaştan itibaren İslami esasların öğretimi yapılmalıdır. Bu konuda ilk öğretilecek şey, tevhid inancıdır. Nitekim Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Çocuklarınıza önce “Lâ ilâhe illâllah” cümlesini (anlamıyla birlikte) öğretin” Buyurarak tavsiyede bulunmuştur. (İbn Mahled, s. 142)
Allah inancı, küçük çocuklara onların anlayabileceği sade ve açık bir dille anlatılmalıdır. Ayrıca, temyiz yaşına doğru Allah sevgisiyle birlikte uygun bir üslûpla Allah korkusunu da aşılamak, bu suretle değer yargılarına ters düşen davranışlar karşısında iyiliklerini ödüllendirecek, kötülüklerini cezalandıracak olan İlâhî otoritenin varlığını vicdanında hissetmesini sağlamak gerekir.
Çocuklarda küçük yaştan itibaren imanla birlikte ibadet şuurunun da geliştirilmesi gerekir. Namazın öğretilmesi ve emredilmesi, aile reisinin de bunda devamlı olması Kur'an-ı Kerim›de özel olarak zikredilmiştir. (Taha, 132)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, çocuklara yedi yaşında namazın öğretilip kıldırılmaya başlanmasını, on yaşına geldikleri halde kılmıyorlarsa, hafifçe cezalandırılmalarını tavsiye eden hadisleri vardır. (Ebu Davud, Tirmizi)
Bu konular, başta anne ve babalar olmak üzere bütün Müslüman eğitimcilere ışık tutmaktadır. Küçük çocuklara namazın dışındaki ibadetler hakkında da bilgi kazandırılması, bunlardan uygun olanlarının zaman zaman tatbik ettirilmesi, onların gelecekteki Müslümanca hayatları için büyük önem taşır.
İslami eğitim, tedricilik, sevgi ve ikna gibi pedagojik metotları esas alır. Korkutucu, ürkütücü ve emredici tutumlar, çocuk için hem anlaşılmazdır, hem de yıpratıcıdır. Çocuğun sevgiye, iyi örneklere, açıklayıcı ve doğru bilgilere ihtiyacı vardır. Bunların yerli yerinde uygulanması onun Müslümanca bir hayat modeli edinmesinde büyük etkisi olacaktır. Müslümanca bir aile yöneticisi olmanız dileğiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.