Akdeniz'de çıkacak bir savaş en fazla ekonomisi bitik Rumları ve Yunanlıları etkiler

Akdeniz'de çıkacak bir savaş en fazla ekonomisi bitik Rumları ve Yunanlıları etkiler

Doğu Akdeniz ve Ege'de yaşanan gerginliği değerlendiren emekli Tümgeneral Doçent Doktor Güray Alpar, Yunanistan'ın talep ettikleri ve olaya maksimalist yaklaşımı aslında bir etki altında olduğunun açık göstergesi olduğunu belirtti.

Yunanistan ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz'de yaşanan gerginliklere ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan SDE Başkanı emekli Tümgeneral Güray Alpar, "Rum ve Yunan halkının geleceği tehlikeye atılıyor. Bundan dolayı hem Rum tarafının hem de Yunan tarafının daha aklı selim ve barışçıl politikalar izlemesinde fayda olduğunu düşünüyorum." dedi.

Doğu Akdeniz'de ve Ege'de yaşanan gerginliğin hiçbir tarafa faydası olmadığını belirten Alpar, Fransa, Türkiye'nin haklı olduğunu bildiğini söyledi.

Alpar, "Yunanistan bu gerginlikten bir fayda elde edemez. Aynı şekilde Türkiye'de bu bölgelerde bir gerginlik olmasını istemiyor. Türkiye'nin tezleri açık ve bunu da bazı ülkeler kabul etmiş durumda. Aynı şekilde Fransa'da Türkiye'nin haklı olduğunu biliyor. Çünkü Fransa ile İngiltere arasında da benzer şekilde zorunlu bir ada var. Fransa bu ada üzerinden İngiltere'ye hiçbir hak vermiyor. Ancak bakıyorsunuz ki geliyor burada Türkiye'ye 2 kilometre uzaklıkta Yunanistan'a 580 kilometre uzaklıktaki bir adaya kendisinin de inanmadığı halde bazı hakların verilmesi gerektiğini söylüyor." dedi.

"Türkiye'nin denizlere çıkışı engellenmeye çalışılmaktadır"

Doğu Akdeniz'de gerginlik oluşturacak bir durum olmadığını aktaran Alpar, şunları söyledi:

"Peki neden gerginlik oluştu? Bakıyorsunuz işte bir 'Sevilla Haritası' diye bir şey çıkardılar ve küçücük bir adaya Türkiye ile aynı hakların verilmesi gerektiğini ileri sürüyorlar. Tabi bu uluslararası hukuka uygun değil. Türkiye'de bu bağlamda gerekli adımları atıyor. Aynı şekilde Yunanistan'ın buradaki adaları silahlandırması da yanlış. Çünkü bu adalar Lozan Anlaşması'na göre silahlandırılmamak şartı ile Yunanistan'a verildi. Bu Türkiye için çok önemli bir durum. Çünkü burada Türkiye'nin denizlere çıkışı engellenmeye çalışılmaktadır. Buna AB'nin bilerek veya bilmeyerek alet olması doğru değildir. Tabi AB Yunanistan'ın aklı olduğu konusunda tam bir ittifak halinde değil. AB ülkeleri arasında da görüş ayrılıkları var. Yani Fransa'nın olaya bu kadar müdahil olmasını da hoş karşılamayanlar var. Çünkü Fransa'nın buralarda nüfuz elde etmesinden rahatsızlar. Fransa, AB'ye baskı yaparak Türkiye aleyhine kararlar alınması için çalışıyor. Ancak ben başarılı olacağına inanmıyorum. Velev ki AB, Türkiye aleyhine bazı karalar alsa dahi Türkiye bu kararları kabul etmeyecektir. Ancak AB kendi iç işleyişi ve bazı duygusal nedenlerden dolayı bazı kararlar alabilir fakat bu hakikati değiştirmez."

"Haklılığımızı dünya kamuoyuna çok iyi anlatmamız gerekir"

Yakın zamanda bir çözüm olmasa bile gerginliğin azalabileceğini ifade eden Alpar, "Burada tam bir çözüm nasıl olur? Türkiye'nin gerek Akdeniz'deki gerekse Ege'deki hakları Yunanistan tarafından kabul edilirse ancak o zaman çözüm olur. Ancak Yunanistan bu küçücük adalar üzerinden Ege ve Akdeniz'in tamamını kontrol etme hayallerine devam ederse çözüm olmaz. Tabi bizim haklılığımızı dünya kamuoyuna çok iyi anlatmamız gerekir. Kamu diplomasisini iyi işletebilir ve Türkiye'nin haklılığını her platformda ısrarla anlatabilirsek, daha fazla ülkenin Türkiye'ye hak vereceğini düşünüyorum. Aynı şekilde Yunanistan'ın taleplerinin uluslararası hukuka uygun olmadığı da anlatılmalıdır." Dedi.

"Çıkacak bir savaş en fazla ekonomisi bitik durumda olan Rumları ve Yunanlıları etkileyecektir"

Son olarak Alpar, şunları kaydetti:

"Eğer Yunanistan başka ülkelerin yönlendirmeleriyle değil de kendi ülke ve halkının menfaatlerini göz önünde bulundurarak hareket ederse bu anlaşılabilir. Şu anda görünen tablo durumun böyle olmadığını gösteriyor. Çünkü Yunanistan'ın talep ettiği şeylerin gerçekte sahip olmaları gerekenden çok fazla olması, olaya maksimalist yaklaşımı aslında bir etki veya yönlendirme altında olduğunun açık bir göstergesi. Yunanistan yönetiminin ve halkının bu durumun farkında olması lazım. Aksi takdirde bu onların zararına olacaktır. Çünkü şu anda gerek GKRY'nin gerekse Yunanistan'ın aldığı bazı kararlar ve attığı bazı adımlar bölgenin adeta bir savaş alanı olmasına sebep olacak girişimlerdir. Yani düşünün bölge ile ilgisi olsun olmasın bütün ülkeleri buraya çağırıyorlar. Askeri tatbikatlar veya kimi ülkelere askeri üsler vermek gibi yanlış hamleler yapmaktadırlar. Ancak şunun farkında olmaları lazım. Burada çıkacak bir savaş en fazla ekonomisi bitik durumda olan Rumları ve Yunanlıları etkileyecektir. Burada savaş olduğunu düşünün. Buraya turist veya yatırımcı gelir mi? Yine buralardan Ticaret gemileri geçiyor. Tüm olumsuzlukları Yunanistan'ın iyi hesap etmesi lazım. Çünkü şu an izlediği politika ile Rum ve Yunan halkının geleceği tehlikeye atılıyor. Bundan dolayı hem Rum tarafının hem de Yunan tarafının daha aklı selim ve barışçıl politikalar izlemesinde fayda olduğunu düşünüyorum."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.