“Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak Allah’ın bize emridir”
HÜDA PAR Van İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen “Vahdet Tasavvuru” konulu forumda konuşan Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar, Müslümanların yekvücut olarak Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalarının Allah’ın bir emri olduğunu söyledi.
HÜDA PAR Van İl Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından “Vadet Tasavvuru” konulu forum düzenlendi.
Düzenlenen forumda HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar ve HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın bir sunum yaptılar.
Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an tilaveti ardından bir sunum yapan HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, Müslümanların vahdeti ile ilgili olarak gençlerin fikirlerine önem verdiklerini ve bu konuda ne düşündüklerini bilmek istediklerini söyledi.
“Müslümanların vahdeti için bir mekanizmanın oluşturulmasına ihtiyaç vardır”
Programda, İslam'da vahdete verilen öneme dikkat çeken Doyar, “Özellikle milliyetçilik illetinden kurtulmak, vahdet konusunda toplumun her kesimine bilinç kazandırmak, bununla beraber ortak paydalarda buluşmak, teferruatları bir tarafa bırakıp asıllara yoğunlaşmak gerekir. Müslümanların vahdeti için bir mekanizmanın oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu mekanizma üzerinden Müslümanların aralarında diyaloğun oluşması ve sürekli hale getirilmesi gerekir. Özellikle âlimlerin bir araya gelmesi ve bu işe öncülük etmesi bir ihtiyaçtır.” ifadelerini kullandı.
“Müslümanlar birlik üzere kalmak ve dağılmamakla vazifelidirler”
Al-i İmran suresinin 103’üncü ayetinin vahdeti çok güzel ifade ettiğini söyleyen Doyar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu ayet, bütün Müslümanlara hitap ederek toplu halde Allah’ın ipine sarılmalarını ve ayrılığa düşmemelerini söylemektedir. Burada, Allah’ın ipinden maksat, Peygamberin hadisinde de ifade ettiği üzere Allah’ın kitabıdır. Müslümanların birliklerini bozmaları ve ayrılığa düşmeleri yasaktır. Bu, İslam’daki hükümdür. O halde bu hüküm bütün Müslümanları bağlar ve bütün Müslümanlar bu hüküm gereğince Kur’an’ı Kerim etrafında bir araya gelmekle ve Kur’an’ı Kerim’in hükümlerini beraberce yaşamakla mükellef olup birlik üzere kalmak ve dağılmamakla vazifelidirler.”
“Peki, o halde Müslümanların ne yapması lazım?”
“Müslümanların tek çatı altında toplanması elbette ki güzel bir şeydir, arzu ettiğimiz bir şeydir” diyen Doyar; “Peki o halde Müslümanların ne yapması lazım? Müslümanların, yani bütün Müslümanların çalışmalarının en azından bu istikamette olması lazım. Teferruatlarda boğulmamak, asıllarda yoğunlaşmak, önyargılardan kesinlikle uzak olmak lazım. Aynı çatı altında bulunanların mutlaka fikir birliği, dil birliği ve eylem birliği içinde bulunmaları gerekir. Farklı çatı altında bulunanların ise; birbirlerini hedef edinmemeleri, birbirleriyle çekişmemeleri, birbirlerine karşı tavır takınmamaları, birbirlerini sözlü veya yazılı olarak kötülememeleri gerekir. Ortak düşmana karşı birbirlerini savunmaları gerekir. Kendi aralarındaki meseleleri, kendi iç meseleleri görüp İslam düşmanlarının buna müdahalesini kabul etmemeleri gerekir. Birbirleriyle yakınlaşmaya çalışmaları, ortak paydalarda buluşmaya çalışmaları ve birbirlerine destek vermeleri gerekir.” İfadelerini kullandı.
“Müslümanların; kardeşliği esas almaları ve bu hal üzere sabretmeleri şarttır”
Müslümanların sayıca çok olmasına rağmen bölünüp parçalandıkları için zayıf düştüklerini ve ağırlıklarının kalmadığını belirten Doyar, Enfal suresinin 46’ıncı ayetinden örnek vererek, “Ayet-i Kerime de Müslümanların; Allah’a ve Resulüne itaat etmeleri, birbirleriyle çekişmemeleri, çekişmeleri halinde heybetlerini ve ağırlıklarını kaybedecekleri ifade edilmektedir. Bugün Müslümanlar sayıca çok oldukları halde bölünüp parçalandıkları için zayıf düşmüşler ve zayıf düştükleri için de ağırlıkları kalmamıştır. Onun için Müslümanların; kardeşliği esas almaları, kardeşlik üzerine birliği bina etmeleri, birbirleriyle çekişmemeleri ve bu hal üzere sabretmeleri şarttır. Birlik güçtür, birlik kuvvettir. Birlik olmazsa kuvvet olmaz ve Müslümanlar kendilerini de, dinlerini de, mukaddesatlarını da muhafaza edemezler. Tarihten ders çıkarılması lazım. Müslümanlar birlik içerisinde oldukları dönemlerde asla yenilgiye uğramamışlardır. Ama tefrika içerisinde bulduklarında da maalesef muzaffer olamadıkları gibi rahatlık yüzü de görmemişlerdir, sürekli aralarında fitne var olmuş ve onları yiyip bitirmiştir. Birlik halindeyken güçlü olmuşlar, tefrika içerisindeyken zayıf olmuşlar. Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde olması için de Kur’an ve Sünnete bağlı kalmaları lazım.” ifadelerini kullandı.
“Davanın üzerinde yükseldiği omuzlardan en önemlisi gençlerdir”
HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın; programı düzenlemekteki amaçlarının belli konular hakkında katılımcıların görüşlerini almak ve partilerinin görüşlerini aktarmak suretiyle karşılıklı olarak istifade etmek olduğunu söyledi.
Sayğın, “Gençlik buluşmalarıyla ilgili programlarımız, şüphesiz ki gençlerle bir araya gelip, onların fikirlerini almanın yanında aynı zamanda Parti içi bir eğitim olması hasebiyle de çok önemli programlardır. Bilinçli gençlik, şüphesiz ki bir davanın yükselişinde en temel organlardan bir tanesidir. Davanın üzerinde yükseldiği omuzlardan en önemlisi gençlerdir, gençliktir. Fakat bu gençlik şüphesiz ki bilinçli bir gençlik olma noktasında bir çalışma gerektirir, gençlerin yapacağı çalışmanın bilinçli bir çalışma olması lazım, bir program üzerinde ilerlemesi lazım ve her şeyden önemlisi Kur'an ve Sünnet ışığında bir çalışma içinde olması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Program, vahdet konusunda katılımcıların görüş ve önerilerini dile getirmeleriyle devam etti. (Yunus Tuğrul-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.