Abdulhalim SEÇKİN
Altın Fiyatlarının Düşüşü
Altın fiyatları geriledi. 16 Nisan’da 1321 dolara kadar düşerek son iki yılın en düşük düzeyini gördü. Altın fiyatları bu yıl yüzde 15 değer kaybetti. 1920 dolarla rekor kırdığı 2011 yılından bu yana yaklaşık yüzde 35 geriledi. Yatırımda en güvenli liman olarak görülen altındaki sert düşüş yatırımcının dikkatli olması gerektiğini hızlı yükselişlerle beraber sert düşüşlerin olabileceğini gösterdi.
Sert düşüşten sonra bu günlerde bir toparlanma yaşansa da hâlâ düşme riski devam ediyor.
Altın fiyatlarının bu seferki düşüşünün arkasındaki en büyük sebep olarak Yunanistan ile beraber ekonomik krize giren Güney Kıbrıs’ın altın satma planı görülüyor. Rumların 400 milyon Euro’luk altın satabileceği, bunun diğer ülkelere de sıçrayabileceği korkusu yatırımcıları kaygılandırdı.
Zor durumda altın satma geleneği ise yeni değil. En son 2011 yılında Japonya da deprem ve tusunami felaketi sonrasında ekonomiye destek için 20 trilyon yenlik altın satmıştı.
Altın fiyatlarında yaşanan bu düşüşün arkasındaki bir başka sebep de hedge fonlarıdır. Hedge fonlarının domino ettiği piyasadaki spekülatif hareketler dikkat çekicidir. Bu fonlar, son bir haftada kasalarındaki altın miktarını erittiler. Fonlar ayrıca 9 Nisan’da opsiyonlarındaki 20 milyon onsluk pozisyonu dörtte üç düşürerek 5.6 milyona indirdiler. Konuyla ilgili 5 hedge fonunun adı geçiyor. Bunlar arasında Barrick Gold Corporation, Goldcorp Inc, SPDR Gold Trust, Freeport-McMoRan Copper & Gold Inc. ve Newmont Mining Corp var. Bu fonların hepsi de ABD kaynaklıdır.
Altın fiyatların arkasındaki sert düşüşün bir başka nedeni de bir aracı kurumun sert düşüşte parmağı olduğu yönündedir. Merrill Lynch’in 400 tonluk yani 20 milyar dolarlık altın satışı ile düşüşün başladığı belirtiliyor. Haziran vadeli kontratlarda 3.4 milyon ons yapılan satış sonrasında altın önemli teknik seviye olan 1.540 dolara gerilerken 2000 yıllında başlayan boğa piyasasının da sonunu getirdiği belirtiliyor. Yıllık altın üretiminin yüzde 15’ine denk gelen 400 tonluk satıştan ilk etapta 300 tonluk satış yapıldığı kaydedildi. İkinci yüklü altın satış işleminin 100 ton ile yapıldığı belirtilirken ilk satışın ardından iki saat sonra yapıldığı konuşuluyor.
Altın fiyatlarındaki bu sert düşüşle beraber sermaye yapmak isteyenler altına saldırdı. Bu aşırı talep altını karaborsaya düşürdü.
Genel anlamda biz insanlar altını severiz. Altın fiyatı yükselse de düşse de biz altın almaya devam ederiz.
Altın talebinin büyüklüğünü her ay ve toplamda her yıl Darphane’nin bastığı ziynet ve sikke halindeki Cumhuriyet altını için kullanılan altın miktarı gösterir. 2003 - 2005 yıllarında Darphane yılda 50 ton altından ziynet ve sikke basıyordu. 2006 yılında 66 ton altın kullanıldı. 2009 yılında altın miktarı 33 tona geriledi. 2011 yılında 64 ton, 2012 yılında 43 ton altından ziynet ve sikke üretildi.
İlginç olan şu: Son on yılda altının gramı (yıl ortalaması olarak) 17 TL’den 97 TL’ye kadar tırmanırken ziynet ve sikke talebi sadece kriz döneminde geriledi. Ama bu arada Türkiye’nin altın ithalatı yılda 269 tona kadar yükseldikten sonra 2009 yılında 37 tona kadar geriledi. 2009 yılında 37 ton ithalata karşın Darphane’de 33 ton altın, ziynet ve sikke haline getirildi.
Daha açık bir şekilde anlatırsak toplam altın ithalatı ile Cumhuriyet altını talebi birbiriyle pek uyuşmuyor. 2012’de 120 ton altın ithal edildi, Darphane’de 43 ton altın ziynet ve sikke haline getirildi. 2013 yılının ilk 3 ayında 46 ton altın ithal edildi. Darphane’de baskıya verilen altın, 2012 yılının ilk 3 ayında 14 ton iken bu yılın ilk 3 ayında 31 tona yükseldi.
Halkımız ucuz diyerek kuyumculardaki altınları bitirince kuyumcular Darphane’ye 5.4 ton külçe altın teslim ettiler. Bu altının ziynet ve sikkeye dönüştürülmesini istediler. Bunların piyasaya sürülmesi ile beraber altın piyasası biraz rahatlasa da talebi tamamen karşılamaya yetmeyecektir.
Neticede altın yatırımcısının spekülatif iniş ve çıkışlara karşı dikkatli olması gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.