İslami kimliğinden dolayı 17 yıldır tutuklu olan hasta mahkûm Şeyhmus Alpsoy, 13 Temmuz Perşembe günü Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kolon kanseri ameliyatı geçirdi.

8 saat süren ameliyatın ardından vücudunun iki tarafına poşet yerleştirilen Alpsoy, 10 gün müşahede altında kaldıktan sonra, Sincan Kapalı Cezaevi kampüsünde bulunan hastaneye gönderildi. Alpsoy’un eşi, eşinin cezaevine getirilmesinin üzerinden geçen 25 güne rağmen hastaneye kontrole götürülmediğini belirti.

Alpsoy’un hastaneye kontrole götürülmemesine tepki gösteren Suat Alpsoy, eşinin, askerlerin devam eden FETÖ davalarına gönderilmesi nedeniyle kontrole götürülmediğini belirtti.

“Mahkemeler başladı mı hastane randevuları da iptal ediliyor”

Yaşanan durum karşısında ne yapabileceklerini bilemediklerini söyleyen Alpsoy, “Eşimin ilk haftada kontrole götürülmesi gerekiyordu, götürtülmedi. ‘Bu hafta içinde götürülecek’ dediler halen götürülüp götürülmediğini bilmiyoruz. Eşimin bu hafta kontrole götürülmesini istiyoruz. FETÖ davalarının başlamasından dolayı askerler yokmuş, ondan dolayı hastaneye götürmüyorlar. Askerler dava yerine kaydırıldığı için eşimi hastaneye götürmüyorlar. Mahkemeler başladı mı hastane randevuları da iptal ediliyor. Bunu bizzat asker kendisi yapıyor. Artık hasta mahkûm ölür mü kalır mı kimsenin umurunda değil.” dedi.

“Artık sözün bittiği yerdeyiz”

Eşinin cezaevinde kalacak durumda olmadığına vurgu yapan Alpsoy, “Yetkililer yaşadıklarımız karşısında kör ve sağır olmuş. Sesimizi duymamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Artık her şeyi Allah’a bıraktık. Bizim tek isteğimiz var o da eşimin cezaevinden çıkarılmasıdır. Eşimin durumunu bana soranlar oluyor, onlara eşimin cezaevinde olduğunu söylediğimde şaşırıyorlar ve neden halen cezaevinde olduğunu soruyorlar. Eşimin iki tarafına da poşet takılmış ve tedavisinin başındayız. Bu hastalığın tedavisi de 5 yıl sürüyor. Doktor bize daha yolun başında olduğumuzu söylüyor. Allah her şeyi biliyor ama eşimin ömrünün son günlerini çocuklarının yanında geçirmesini istiyoruz. En azından diğer mahkûmlara tanınan haklar eşime de tanınsın. Çifte standart yapılmasın. Artık ne diyeceğimizi bilmiyoruz, sözün bittiği yerdeyiz. Eğer yetkililer bunu yapmazlarsa onları Allah’a havale ediyoruz. Ahirette iki elim de yakalarında olacak.” ifadelerini kullandı.

“Fiziksel ve zihinsel engelli bir çocuğum var, ona mı bakayım eşimin yanına mı gideyim bilemiyorum”

Alpsoy, sözlerine şöyle devam etti: “Eşim kendi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Her iki tarafında da poşet var. Eşim tek başına o iki tarafındaki poşetleri değiştiremiyor. Birinin eşimin yanında olması gerekiyor, ihtiyaçlarını karşılaması için. Ben de kendisinin yanına gidiyorum. Benim fiziksel ve zihinsel engelli bir çocuğum var. Ben ona mı bakayım, eşimin yanına mı gideyim bilemiyorum. İkisinin arasında kalmışım. Artık ne yapabileceğimi bilmiyorum.”

Hatırlanacağı üzere; Şeyhmus Alpsoy’un babası Mehmet Emin Alpsoy da geçtiğimiz hafta aynı hastanede kasık fıtığı ameliyatı olmuştu. Baba Alpsoy, tedavisine hastanede devam edilmesi gerekirken ameliyatının ardından ailesi ile bile görüştürülmeden cezaevine apar topar götürülmüştü. Baba Alpsoy’un gördüğü muamele de kamuoyunun tepkisine neden olmuştu.

17 yıldır cezaevinde bulunan baba ve oğul Alpsoyların ikisi de ağır hasta. Baba Mehmet Emin ve oğul Şeyhmus Alpsoy'un hastalıkları nedeniyle cezaevinde kalmalarının insani olmadığı yönünde oluşan kamuoyuna rağmen yetkili merciler tarafından her hangi bir adım atılmamıştı.

Şeyhmus Alpsoy da geçirmiş olduğu ameliyata kelepçe ile götürülmüş, görüntülerinin medyaya yansıması ile kamuoyunun büyük tepkisini çekmişti.

İLKHA