Renas Cano (Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu üyesi)

"Irak ve Amerika arasında vize ilişkileri aynı prosedürleri içeriyor. ABD Başkanı'nın Irak vatandaşlarına vize uygulamasının durdurulması kararına karşı, Irak da o ülkenin vatandaşlarına vize vermeyi durdurabilir.”

Bu açıklamayı okurken kendimi gülmemek için tuttum.

Irak'ın kukla yöneticileri Amerika'ya vize mi uygulayacak?

Yani Amerika Irak'a girerken vize mi isteyecek?

Renas Cano da bunun farkında ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Eğer Irak, ABD'ye böyle bir misillemede bulunursa, çok zarar göreceğiz, çünkü Irak'ta IŞİD'e karşı yürüttüğümüz savaşta, çok sayıda Amerikan askeri bize destek oluyor, burada çok sayıda Amerikalı diplomat ve işadamı bulunuyor.”

Bunun açıklaması şudur: Siz Amerika'ya vize uygulayamazsınız.

Hem zaten Amerika kendini “Yabancı” olarak kabul etmiyor ki… İşin aslı Irak'ın kukla yöneticileri de Amerikalıları “Yabancı” olarak kabul etmiyor. Nitekim “Başika krizi” gündemdeyken Başbakan Haydar İbadi, Türkiye askerlerinin Irak topraklarını terk etmesini istemiş ve “Topraklarımızda yabancı güç istemiyoruz” demişti.

Bu arada Amerika'nın Irak büyükelçiliğinde 15 bin personel çalıştığını biliyor muydunuz?

15 bin kişi ne yapar, merak etmiyor musunuz?

ADI GİBİ EMİN(MİŞ)

Bu sözler Kemal Kılıçdaroğlu'na ait:

"Referandumdan evet çıkmayacak, hayır çıkacak, adım gibi eminim"

“Adı gibi eminmiş!”

Şimdi adama sormazlar mı, “Madem bu kadar eminsin öyleyse neden mecliste bu kadar geciktirdin, komisyonlarda her türlü yola başvurdun” diye.

Eminsen çıkar adam gibi tepkilerini dile getirir ve sandık için her yolu açarsın.

Ama sen bunu yapmıyorsun.

Tehditler savuruyorsun, vekillerin kavga çıkarıyor, din adamlarına danıştığını söyleyip “İslamiyete aykırı” diyorsun.

Tamam da İslamiyet'e aykırı olan bir şey seni niye rahatsız ediyor ki?

Atatürk'ün partisi ne zamandan beri işlerinde “İslam'ı referans” alıyor.

Başörtüsü yasağının kaldırılması da “İslamiyet'e aykırı” mıydı ki, o düzenlemeyi iptal için Anayasa mahkemesine götürdün?

İkna odaları mucidi Nur Serter'in senin partinde vekil olduğunu unuttun mu?

Kafan karışık Kemal Bey!

Hiçbir şeyden “Adın gibi emin” değilsin.

Siyasi hayatın öyle bir görüntü veriyor.

Bu arada kardeşin Celal da siyasetten önceki yaşamın için öyle söylüyor.

TÜRKLÜĞÜN BEKASI MI? ESTAĞFİRULLAH!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, referanduma gidecek olan anayasa değişiklik teklifi için konuştu: “Biz yanlış yapmıyoruz ki telaşa kapılalım. Biz millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz.”

Bahçeli, MHP tabanı üzerine siyasi hesap yapanlara da meydan okudu:

“MHP'li görünüp, ülkücü kisvesinde dolaşan küçük bir sözde muhalif azınlık kişisel heves ve hedefleri için olmadık oyunlar içindedir. Bunlar; elinde ülkücü kanı bulunan aydınlıkçılar, Kandil beslemeleri, FETÖ'cüler, çeyrek aydınlar, CHP ve HDP'yle birliktedir. Gazeteleri açıp okuyorum, MHP'yi kesip biçiyorlar. Madem MHP'de hayırcı muhalifler etkin ve çoğunluktadır, o zaman YSK ayrı bir sandık kursun, başına da müşahit diye Aydın Doğan'ı oturtsun. Olmadı Turgay Ciner, yetmiyorsa Ferit Şahenk kurulan ayrı sandıklarda görev yapsınlar. Yanlarına kirli ve kinli kalem sahiplerini alsınlar.”

Verilen mesaj siyasi açıdan önemli.

Bahçeli “Hayır cephesi”ni yan yana getiriyor ve hepsini PKK ile müttefik ilan ediyor.

PKK'nin ve dolayısıyla HDP'nin “Hayırcı cephe”de yer alması hem küskün milliyetçileri hem de bir kısım CHP tabanını etkileyecektir. Belki “Evet” deme noktasına gelmezler; ama büyük çoğunluğunun sandığa gitmeme eğiliminde olacağı görünüyor.

Gelelim “Türklüğün bekası” meselesine…

Kelimeler yerine göre kullanılmazsa çok anlamsız bir hal alabiliyor.

“Beka” Allah'ın Zati sıfatlarındandır ve hiçbir yaratılan için kullanılamaz.

“Yeryüzünde bulunan her şey fanidir (yok olucudur.) Yalnız celal ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zatı) baki kalacaktır.” (Rahman/26-27)

Bahçeli de biraz Kur'an okusun. Okur da faydasını görür ve belki böyle saçma laflar etmez.