Arakan'daki katliamlar bir an önce durdurulmalı
Arakan'da yaşanan vahşetle ilgili açıklama yapan Mardin Dost-Der, bu katliamların bir an önce durdurulması gerektiğini belirtti.
Mardin merkez ve ilçelerinde faaliyet yürüten Dostluk Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dost Der), Arakan'da yaşanan Budist vahşetine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Myanmar'ın 7 eyaletinden biri olan Arakan'da Rohingya Müslümanlarının bütün haklarının ellerinden alındığının belirtildiği açıklamada, seyahat özgürlüğü, sağlık hizmetlerinden yararlanma, mülkiyet haklarından yararlanma gibi temel hakların yok sayıldığı ifade edildi.
Sürekli işkence ve soykırımlara maruz kalan Arakanlıların 4 milyona yakınının bu sistematik ihlaller nedeniyle çevre ülkelere kaçtığının kaydedildiği açıklamada, her gün yüzlerce Müslümanın katledildiği Arakan'da kalanlar için zulüm ve katliamların devam ettiği vurgulandı.
Açıklamada, "Hal böyleyken Budist Myanmar hükümeti, geçtiğimiz günlerde Arakan eyaletinde yaşayan Müslümanlara karşı vur emri çıkarmıştır. Sonrasında operasyon başlatılmış, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 3 bine yakın Myanmarlı Müslüman vahşice katledilirken, binlercesi de kadınların ve çocukların gözleri önünde vahşi bir şekilde insanlık dışı işkencelerden geçirilmiştir. 3-4 yıldır süre gelen bu olaylar karşısında başta Müslüman ülkeler olmak üzere bütün dünya ülkeleri adeta bir film sahnesiymiş gibi seyirci kalmaktadır. Yaklaşık 4 yıldır en şiddetli bir biçimde devam eden bu soykırım ve insanlık dışı işkenceler karşısında dünya kamuoyunun sessizliği utanç verici ve düşündürücüdür." denildi.
İnsan Hakları ve Adalet Hareketi'nin (İHAK) yayımladığı rapora değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Rapora göre, yaklaşık 20 bin Rohingya Müslümanı Bangladeş'e iltica etmiş, 60 bin sivil ise sınırdan geçemediği için sınıra yakın dağlık bölgelere sığınmışlardır. Arakan'ın Buthidaung, Maungdaw ve özellikle Rathedaung bölgelerinde Rohingyalı Müslümanlara ait köyler yakılmış, 700'den fazla ev, cami, Kur'an kursu, medrese, okul ve dükkân yakılmıştır. 35'in üzerinde köyden siviller can güvenliği için köylerini terk edip dağlık bölgelere sığınmışlardır. Myanmar ordusu tarafından Maundaw, Buthidaung ve Rathedaung'ta katliamlar devam etmektedir. Ayrıca, çok sayıda kadın ve çocuk canlarını kurtarmak için dağlarda yaşam mücadelesi veriyor. Katliamlardan kaçan siviller dağlarda sınıra yakın bölgelerde Myanmar askerlerince ateşe maruz bırakılarak, onlara işkence yapılıyor. Katliamlardan kaçan siviller fiziki şartlar nedeniyle hayatını kaybediyor."
Myanmar'da yaşanan bu olayların soykırım ve insanlık suçu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, söz konusu tutumların lanetlendiği bildirilerek, "İslam İşbirliği Teşkilatını, Birleşmiş Milletleri ve tüm uluslararası kuruluşları bir kez olsun görevlerini yapmaya acil olarak çağırıyoruz. Başta Türkiye ve diğer İslam ülkeleri olmak üzere tüm hükümetleri, tüm insan hakları örgütlerini ve vicdan sahibi olan herkesi Arakan'da yaşanan bu soykırım, işkence ve insanlık suçunu durdurmak için tepki göstermeye ve harekete geçmeye davet ediyoruz. Bilinmelidir ki zulüm karşısında sessiz kalmak zulme rıza göstermek demektir. Arakan'daki katliamlar bir an önce durdurulmalı ve sorumluların tamamı yargılanarak hesap vermelidir." ifadeleri kullanıldı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.