'Aşiretlere devlet verildi, ama Kürtlere verilmedi'
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, Tatvan’da partililere yaptığı konuşmada Kürt ve Kürdistan vurgusunda bulunarak aşiretlere bile devlet hakkı tanındığını, ama Kürtlere devlet verilmediğine dikkat çekti.
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz Bitlis'in Tatvan ilçesinde partililerle bir araya geldi. Partililere seslenen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcı Yavuz, İngiltere ve diğer şeytani güçlerin İslam ümmetini kendi istekleri doğrultusunda bölüp parçalamak için bir çabanın içerisine girdiğini hatırlattı.
"Müslümanlar arasında fitne sokuldu"
Yavuz bir aşirete bile devlet verildiğine dikkat çekerek Kürtlere devlet verilmemesinin sebebinin İslami bir geçmişlerinin olduğuna bağlayarak, "İslam alimleri İçerisinde bulunmuş olduğumuz zamanın İslam ümmetinin yaşadığı en sıkıntılı dördüncü zaman olduğunu ifade ediyor. Birinci sıkıntılı dönem Hz. Peygamberimizden (sav) sonra Sıffin Savaşıydı. Sıffin Savaşında Müslümanlar karşı karşıya geldiler. Öyle bir fitne öyle bir fesat zamanı Müslümanlar arasında başladı. İkincisi; Moğollar 11’nci yüzyılda Bağdat’a istila etti. Topyekûn Moğol ordularının sokaklara saldırmasıyla birlikte ehli imanın namusu malı canı emniyette olmadı. Bağdat’ta taş üstüne taş kalmadı. Dedi.
İki sebepten dolayı İslam coğrafyası parçalandı
İki sebepten dolayı İslam coğrafyalarının parçalandığını dile getiren Yavuz, ‘’Üçüncüsü ise Osmanlı imparatorluğunun parçalanması ile başlayan süreç idi. Bu süreçte dünya küfrünün önde gelen o dönemin süper gücü bir krallık yani Britanya, İngiltere öncülüğündeki şeytani güçler İslam ümmetini kendi istekleri doğrultusunda bölüp parçalamak için bir çabanın içerisine girdiler. 1916 yılında Fransızlar ile birlikte ellerine cetvel pergel alarak Müslümanlara ait olan İslam coğrafyasını Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu bütün İslam coğrafyasını parçaladılar. Peki, neler oldu. 22 milyon kilometrekarelik Osmanlı toprakları üzerinde 20 küsur devletçik oluştu. Peki, neden böyle yaptılar? 1916 yılından hemen bir yıl sonra İngiltere sömürge bakanı İngiltere de yaşayan Yahudi ailesinin önde gelenlerinden Rodşit ve Rokfelır aileleri var. Bunların öncülerine mesaj gönderdi. Sizin çok istediğiniz o toprakları sizlere vereceğiz. Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti oluşturulsun derdi. Esasen o dönemde yapmış oldukları bütün planlar bunun içindi." İfadelerine yer vedi.
Şuanda İslam coğrafyasıyla alakalı olarak ortaya konulan bütün plan, proje, ittifaklar, savaşlar ve barışların tamamının iki şey için olduğunu ifade eden Yavuz, "Birincisi Siyonist İsrail’in güvenliği içindir. İkincisi ise Allah’u Teâlâ'nın Müslümanlara bahşetmiş olduğu doğalgaz, petrol, altın, gümüş, elmas, kömür madenleri de dâhil olmak üzere aslında İslam coğrafyasını dünyanın süper gücü haline getirecek ekonomik imkânlardır. Bu iki husus savaşların sebebidir. İttifakların kurulup ittifakların bozulmasının sebebidir. İşte bu iki sebepten dolayı İslam coğrafyası parçalara ayrıldı’’. Şeklinde devam etti.
" Aşiretlere devlet verildi ama Kürtlere devlet verilmedi"
Bir aşirete bile devlet verildiğini fakat Kürtlere neden verilmediğini de sorgulayan Yavuz şöyle devam etti: "Tarihleri boyunca İslam’ı ilk kabul eden kavimlerden bir tanesi de Kürtlerdir. Bir aşirete bile devlet verilirken Suudi Arabistan mesela bir kabile idi devlet verildi. Ortadoğu coğrafyasının en geniş en kalabalık halklarından bir tanesi olan kültür ve edebiyat anlamında medeniyetler kurmuş savaş alanında önemli hizmetlere imza atmış orta doğunun en kavim halklarından biri olan Kürtlere herhangi bir devlet verilmedi."
"Kürtler İslam'i ilk kabul eden kavimlerdendir"
Yavuz bir aşirete devlet veren aklın neden milyonlarca insana bir kavme devlet vermediğini ise şöyle belirti: "Bunun sebebi şudur. Kürtler tarihleri boyunca İslam’ı ilk kabul eden kavimlerden bir tanesidir. İslamiyet’le öyle bir iç içe geçmiş ki ortalama bir kürdün haktan anladığı şeriattır. Yani bir hakkını alacaksa şeraittir diyor. Son 50 yıldaki her türlü sol, ateist, sekiler bütün hareketlere rağmen bu hala değişmemiştir. Bir mesele olduğunda özellikle kırsal bölgedeki köylerde derler ki biz gidelim şeriata nasıl diyorsa öyle yapalım. Yani şeriat kime ne hak vermişse hak odur. Bir kürdün esas anladığı şey şeriattır. İşte bu devletlerin oluşturulmaya çalışıldığı 100 yıl öncesinde çok daha da şiddetli bir şekilde böyle idi."
"Kürtleri, Arapları, Türkleri birbirine bağlayan İslam bağıdır"
Kürt isyanlarının meşhur olduğunu sözlerine ekleyen Yavuz daha sonra, "Ne hikmet ise Kürt devletleri kurmak isteyenler o Kürt isyancılarına sahip çıkmazlar. Neden mi çıkmazlar. Mesela şeyh Said Efendiye sahip çıkmazlar. Çünkü Şeyh Said Efendi'nin hareketi şeriat eksenli bir harekettir. Şeyh Said Efendi şeriat istemiştir. Mahkeme kararına hep beraber bakabiliriz. Neden kıyama kalktın neden isyan ettin diyorlar. Sayıyor bir, Türkleri Kürtleri Arapları birbirine bağlayan bağ İslam’dır. Siz bu bağı ortadan kaldırıyorsunuz. Bu bağ ortadan kalktığı zaman kaos olacak istikrarsızlık olacak terör ve anarşi olacak diyor ve haklı çıkmış." İfadelerine yer verdi.
"Osmanlılar ile Kürtler arasında İslam ekseninde imzalanan antlaşma 333 yıl sürdü"
Şeyh Sait Efendi'nin hem bir tarikat şeyhi hem de tam bir İslam alimi olduğuna vurgu yapan Yavuz, " O ilimde tam bir deryadır. Sonra Şeyh Mahmut Berzenci’nin Şeyh Abdusselam Barzani’nin şeyh Ubeydullah Nehri’nin hareketlerine bakıyoruz, 19’uncu yüzyıldan sonra şeriat için kıyam etmişler. Aynı şekilde bir Kürt İslam alimi olan hem şehriniz İdrisi Bitlis'i hazretleri demiş ki; 'Ey Osmanlı gel şeriat bana ne hak vermişse ne eksik nede fazla onun üzerine seninle bir antlaşma imzalıyorum. Osmanlı bunu kabul etmiş. Ve Kürtler arasında Amasya antlaşması imzalandı. Sonrasında 333 yıl barış ve huzur iklimi Kürdistan’da hakim olmuş. Kavgalar olmamış savaşlar olmamış. Bu 333 yıl içerisinde Malaye Ceziriler, Ahmedi Ğaniler, Fekiyi Teyra’lar yetişmiştir. İfadelerini kullandı.
"Şeyh Said Kıyamına gerici diyenler, Mustafa Kemal'in hareketine âşık oluyorlar"
Yavuz konuşmasının devamında ise şunları kaydetti. " 333 yıl içerisinde Kürtlerin İslam edebiyat kültür alanında zirve yapmış olduğu bir dönemdir. Şimdi birileri bu dönemi yok sayıyor yok saymak istiyor. Sen bu dönemi yok saydın mı Kürtleri tarihten siliyorsun. Kürt Ahmedi Xanîdir Kürt Melaye Ceziridir. Kürt Mahmut Berzenci, Abdusselam Barzani ve Şeyh Said efendidir. Ama bakıyorsun bunu ortadan kaldırmaya çalışanın 'Serok' dedikleri liderleri, Şeyh Said’in hareketini gerici bir hareket olarak Mustafa kemalin hareketini de ilerici bir hareket olarak görüyor. İşte bunu insanlara anlatmalıyız. Katillerinize âşık oluyorsunuz. Bunlar sizin cellâtlarınız olacaktır. Bunu izah etmeliyiz. İşte Kürtlere devlet verilmemesinin sebebi budur.
"Bütün haklar Allah'ın teminatı altındadır"
Şeriatın Allahın nizamı olduğunun altını çizen Yavuz devamla, "İnsanlar, kafalarından çıkarmış olduğu ürünü kanunlar ile birbirlerini idare etmeye çalışıyorlar eksik geliyor. Zulüm ortaya çıkıyor. Nedeni ise bir, insan eksiktir fanidir zevale mahkûmdur gidicidir zaafları vardır illetlidir dolayısıyla mükemmeli bulamaz. Mükemmel olan Allahın nizamıdır. Ona şah damarından daha yakın olandır. Onun neye ihtiyacı var onu bilendir. Onun için şeriat gereklidir. İnsan için gereklidir. İki, Vergi koymuşsunuz Kürdistan’a vergilerin ucu bucağı yok uçsuz bucaksız. Bunu şeriatın sınırlarına çekeceksiniz. Şeriat ne kadar vergi istemişse o kadar başka benden vergi alamazsın zulümdür. Üç, Kürdistan’a atadığınız kadılar hani şeriat ortadan tam kalkmamış ya takip etmeye çalışıyor. Şafii fıkhını bilen kadılardan oluşsun diyor çünkü Kürdistan’da ekseri Şafii mezhebine göre hareket edilir. Talepleri bu şekildedir. Hiç Kürtçülük mürtçülük var mı burada? Hayır. Çünkü şeriat hayatın tamamı ile ilgilidir. Yani şeriat hâkim olsa Kürtler aynı şekilde Türkler ya da Araplar yada Çerkezler yada beğenmediğin hor gördüğün ırktan insanlar hayatın her alanında dillerini konuşacak eğitim dili de dahil olmak üzere bütün haklarını özgürce yaşayacaklar. Bütün hakları Allahın teminatı altındadır’’ ifadelerine yer verdi.
"İçinde bulunduğumuz dönem en sıkıntılı dönemdir"
En sıkıntılı dördüncü döneme değinen Yavuz ifadelerinin devamında, "Dördüncü en büyük dönem en sıkıntılı dönem işte bu dönemdir. Bu dönemde 100 yıl önce 100 yıl sonrasının planını yapanlar altın vuruşlarını yapmak için şu anda tetikte bekliyorlar. Yeni bir dünya kuruluyor. Kendilerine engel olarak gördükleri bütün yapıları iki şey için yok etmek istiyorlar. Bir İsrail'in güvenliğini tam anlamıyla sağlayacaklar. Mısır'da Muhammed Mursi’yi darbeyle aşağı indirip Yahudi’ye benzeyen sisi ve uşağını getirdiler ve diğer yerlerde benzer kavgaları çıkartıyorlar. Bizim yaşamış olduğumuz Kürdistan İslam coğrafyasında bu tuzağı görüp bu tuzağa fark eden insanları önce afişe ediyor sonra algı operasyonlarıyla onları şeytanlaştırmaya çalışıyor. Daha sonrada yok etmek için buradaki taşeronlarına, maşalarına talimat veriyorlar.
Tarikatta keşif ve keramet vardır. Mevdudi ( r. a.) diyor ki; bu dönemde en büyük keşif, küfrün oyunlarını fark etmektir açığa çıkarmaktır. Yani şuan bölgemizde neler oluyor onu bilmek en büyük keşiftir. Ve en büyük keramette buna bir tedbir geliştirmektir’’ ifadelerini kullandı.
Yavuz son olarak İslam şehitlerinin şahadetlerini kutlayarak, "İçinde bulunduğumuz Şubat ayı şehadet ayıdır. Bu ayda birçok İslam âlimi şehit edilmiştir. Bu münasebet ile bütün şehitlerin şahadetlerini kutluyorum’’ diyerek sözlerine son verdi. (Menderes Beysülen-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.