Asya’nın Mazlum Coğrafyası: MYANMAR
Myanmar’da Müslümanlara yönelik terörist Budist rejim ve çetelerince yapılan vahşice katliamlara karşın dünya kamuoyunun sessizliği, Budist rejimi ve desteklediği terörist çetelerine cesaret veriyor. İslam ümmetinin bu katliamlara daha ne kadar sessiz kal
Asya’nın mazlum coğrafyası Myanmar’da Müslümanlara yönelik vahşice katliamlar, soykırımlar terörist Budist rejim ve çetelerince kadın-çocuk ayırımı yapılmadan sürdürülüyor. Dünya kamuoyu ve uluslararası insani kuruluşlar ise söz birliği etmişçesine Müslümanlara karşı yapılan vahşi katliamlar karşısında sessizliğini koruyor. Yeri göğü inleten feryatlar arşı alayı titretirken körelmiş vicdanlar, göğe yükselen çığlıklara kulaklarını tıkamış, bir şey yapmıyor. Ve bu suskunluk, Budist rejimi ve desteklediği terörist çetelerini cesaretlendiriyor. Aylık ilim ve kültür dergisi İnzar, bu ayki sayısında Furkan Can imzalı Myanmar araştırma-analiz yazısında, Myanmar’da Müslümanlara yaşatılan katliamları ve suskun kalan İslam dünyasını yazdı. İşte o yazıdan bir bölüm!
ÖLÜME YOLCULUK!
Vahşi Budist teröristler Myanmar’da her gün Müslümanları çeşitli silahlar, bıçaklar/kamalarla katlediyorlar. Sadece son birkaç ayda 100 bine yakın Müslüman, kadın-çocuk denilmeden şehid edildi. On binlerce kişi evlerinden edildi ve evleri yakıldı. Budistler, Müslüman kadın ve kızların namuslarına saldırıyorlar. Çocuklar organ mafyalarına satılıyor, Müslümanların evlerine el konuluyor, işyerleri yağmalanıyor. Gazetecilerin bölgeye girmesi yasak olduğundan bölgeden net haberler alınamıyor maalesef. Başka ülkelere gitmek için yalınayak yollara düşen Müslüman ailelerden sınırı geçebilenler bin bir zorlukla Hint okyanusu veya Naf nehrini geçmeyi başarmış iseler de bu kez Bangladeş yönetiminin engeline takılıyorlar.
Mültecileri kabul etmeyen Bangladeş yönetimi, Müslümanları tekrar geri gönderiyor. Ancak gelişte olduğu gibi dönüş yolu da çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor. Ya bindikleri derme çatma tekneleri alabora oluyor, ya da denizi geçmeyi başardıktan sonra ülkelerinde Budist çetelerin hedefi oluyorlar. Kimileri de Bengal Körfezi’nden Gulf akıntısını takip ederek Tayland ve Malezya’ya ulaşmaya çalışıyor. Eğer hayatta kalabilirlerse Malezya’ya ulaşabiliyorlar. Denizde kaç kişinin kaybolup gittiğinin sayısı bilinmiyor. Tayland’a ulaşanlara yönetim ve bağlı birimlerce çok kötü davranılıyor, aşağılanıyorlar. Pek çoğu, teknelerinin motorları alınarak çok az su ve yiyecekle denize terk ediliyor. Kaç kişinin denizde açlıktan ya da boğularak öldüğünü Allah biliyor.
Evlerine geri dönemeyip ormanlarda saklananlar da yine açlık ve soğuktan hayatlarını kaybediyorlar. Geçmişte yüzbinlerce Müslüman’ın katledildiği Myanmar’da bugün hâlâ hiçbir şeyin değişmediği, artan saldırı ve katliamlarla kendini gösteriyor.
KATLİAMLAR KARŞISINDA O KADAR SIRADANLAŞTIK Kİ…
Yaşananlar öyle kanıksandı ki artık tüm dünya medyası bile vahşet görüntülerini verse o an için vahşet görüntülerini seyredenlerin tepkileri, ‘vah vah’ diye söylenmekten ‘Allah zalimleri kahretsin’ gibi sözler sarf etmekten öteye geçmiyor maalesef. En fazla beş dakika sonra her şey eskisi gibi kaldığı yerden devam ediyor. Vicdanlar nasıl da körelmiş! Kimse elimden ne gelebilir, ne yapabilirim demeye cesaret bile edemiyor? Büyük topluluklara, hareketlere yön veren cesur liderler, üstlendikleri misyonlarını unutmuş olabilirler mi acaba? Cihadı, her şeyden öte en öncelikli gören Müslüman kişilikler neredeler? Myanmar’da yaşananları Afganistan’dan veya Suriye’den farklı mı görüyorlar?
ÜMMET YAPILAN VAHŞETLERE SEYİRCİ Mİ KALACAK?
Bin bir parçaya bölünmüş Ümmet, hep böyle yapılan vahşetlere seyirci mi kalacak? Nerede İslam kardeşliği? Aynı Peygamberin tek ümmeti olarak farklı düşüncelerimizin Kur’an ve Sünnet çerçevesinde olduğu müddetçe zenginliğimiz olduğunu ne zaman anlayacağız? Emin olun ki bunu idrak ettiğimizde ancak gerçek manada iman etmiş olacağız. İşte o vakit ümmetin birleştiğine de şahitlik edeceğiz inşallah.
İSLAM DÜNYASINDA BİRÇOK FİLİSTİN’İMİZ VAR
Sivil toplum kuruluşlarının geçmişe nazaran önemli bir güç haline geldiği Türkiye’deki İslami STK’ların Myanmar’da yaşanan vahşete bir an bile sessiz kalması düşünülemez. Yönetimlere bağımlı kalınmayarak güçlerini direk halktan alan sivil toplum kuruluşları neye hizmet ettiklerini unuttular mı? Evet, Filistin ümmet olarak hepimizin çok önemli bir meselesidir. Her daim de öyle olacak ve her anlamda oraya yardım edilmeli ancak İslam dünyasında acılar, katliamlar yaşayan maalesef birçok Filistin’imiz var. Myanmarlı Müslümanlar da Filistinlilerden farksız, İslam ümmetinin bir parçası… İslami cemaatler, hareketler ve sivil toplum kuruluşları, Myanmarlı Müslümanlara yönelik yapılan katliamları durdurabilecek argümanlar geliştirmeli, hükümete baskı oluşturmalı, uluslararası alanda faaliyet yürüten tüm kurum ve kuruluşları harekete geçirecek eylemlerde bulunmalı. Yani elimizden bu da mı gelmiyor Allah aşkına? Ama yine de en güzel cevabı şanı yüce Rabbimiz, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’de veriyor:
“(Resulüm!) Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim- 42)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.