Avrupa'da 36 STK, PKK saldırılarını kınadı
Avrupa'da faaliyet gösteren 36 sivil toplum kuruluşu PKK/BDP'liler tarafından İslami kurumlara ve dindar kişilere yapılan saldırıları kınadı.
BASEL - Avrupa'da faaliyet gösteren 36 İslami Sivil toplum kuruluşu adına Basel Said-i Nursi Vakfı tarafından yapılan basın açiklamasiyla, İslami Kuruluşlara ve dindar insanlara yapılan saldırılar kınandı.
İsviçre Said Nursi Vakfı, Fransa Medine Camii, Almanya Vahdet vakfı, Belçika El Gazali Vakfı, İtalya Mevlana Vakfı, Hollanda Hicret Camii, Avusturya İmam Hüseyin Derneği ve İngiltere Said Nursi Camii gibi İslami STK'a temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen basın açıklamasında, yapilan saldırılardan duyulan endişe dile getirilirken bu saldırıların Kürt halkinin faydasına olmayacağı vurgulandı.
Saldırıya uğrayan insanların şahsında saldırıların İslam'a yönelik olduğu vurgulanılan açıklamada, tarih boyunca İslam'a ve Müslümanlara yapılan saldırıların hiç kimseye fayda sağlamadığı gerçeği de hatırlatıldı.
PKK-BDP kanadının saldırılardaki rollerinin açıklanması istenen açıklamada olaylara sessiz kalan Türkiyeli Müslümanlar ve failleri yakalamayan yetkililere de seslenildi.
Doğru Haber Gazetesi Yazarlarından Zülküf Er tarafından okunan ve saldırganların kınandığı Basın Açıklamasında olaylar karşısında sağ duyulu tavır sergileyen HÜDA PAR ve Mustazaflar Cemiyeti tebrik edildi.
Basın açıklamasında Avrupa'da ikamet eden Türkiyeli Müslümanlar olarak Kürdistan'da, dindar insanlara ve İslami kuruluşlara yönelik artarak devam eden saldırıları kaygıyla takip ettiklerini dile getiren Er, "Hiçbir şekilde Kürt Halkına fayda getirmeyecek olan bu saldırıların Kürdistan'da yeni bir çatışma ortamı oluşturmasından duyduğumuz endişeyi kamuoyuyla paylaşırken; tek taraflı gerçekleşen bu saldırıların faillerini ve onları yönetenleri bu saldırıları sonlandırmaya çağırıyoruz."
Eğer saldırıların arkasında BDP yoksa çıkıp olayları kınasın!
Yapılan saldırıların PKK-BDP kanadının gençlik yapılanması olarak lanse edilen YDH-G tarafından üstlenilmesi, saldırıların arkasında kimlerin olduğunu açıkça ortaya koyduğuna dikkat çeken Er, Kendini Kürtlerin partisi, temsilcisi ya da milletvekili olarak görenlerin bu saldırıları durdurmak bir yana, kınamamalarının bile anılan kesimleri suçlu konumuna indirgediğini söyledi. Er, "Oysa saldırıya uğrayanlar dışarıdan getirilip oraya iskân edilen insanlar değildir. Öz be öz ve en azından saldırganlar ve saldırganların amirleri kadar Kürdistani renkler taşımaktadırlar. Tek fazlalıkları İse Kürdistani renklerini İslami tonlarla müzeyyen kılmış olmalarıdır.
Bu münasebetle her şeyden önce PKK-BDP kanadını bu saldırıları durdurmak için harekete geçmeye davet ediyoruz. Eğer bu olayların arkasında olduğu iddia edilen karanlık el kendilerinin değilse, çıkıp bu saldırıları lanetleyerek kınamalıdırlar. Masumsalar eğer, bunu ispatlamak adına saldırıya uğrayanları sahiplenmeleri, geçmiş olsun mesajları yayınlayarak, kendi tabanlarına saldırlar konusunda kukla olmamaları için mesajlar vermeleri lazımdır. Aksi durum, yani sessiz kalmaları veya olayları tasvip etmeleri doğrudan doğruya olayların sorumluluğunu üstlenmeleri anlamına gelir."dedi.
Rojava'daki olayları bahane ederek Başta HÜDA PAR olmak üzere diğer İslami Kurumlara ve üyelerine saldırmanın en basit ifadeyle aymazlık ve insafsızlık olduğunu ifade eden Er, açıklamalarına şu ifadeler ile devam etti: "HÜDA PAR sözcülerinin defalarca, biz Rojava'daki savaşın tarafı olmayacağız demelerine ve sorunun çözümü için aracı olmak istemelerine rağmen, bunun görmezlikten gelinerek, HÜDA PAR'I sanki orada savaşan bir tarafmış gibi lanse etmeyi büyük bir haksızlık ve saldırganlık olarak telakki etmekteyiz.
Ayrıca, Hür Dava Partisi sözcülerinden Sayın Sait Şahin'in, Hiç kimse bizi El-Kaide ile özdeşleştiremez, sözünün de dikkate alınarak iyice değerlendirilmesi gerekmektedir. Resmi ağızdan yapılan bu açıklamaya rağmen Hüda Par ve Mustazaflar Camiasını Rojava'da El-Kaide ile beraber Kürtlere karşı savaşıyor diye suçlamak, hiçbir insaf ölçüsüyle bağdaştırılamaz.
Olaylara sessiz kalarak, halkın birbirini kırmasından rant devşirmeye çalışan Devlet ve Ak Parti iktidarı da yaşananlar konusunda sorumluluk sahibidir. Sözde barış ve çözüm sürecinin arkasına sığınarak PKK-BDP kanadının bölgede hüküm sürmesini istemek ve onlar aracılığıyla bölge Müslümanlarını devreden çıkarmayı hedeflemek kısa vadede iktidar partisi tarafından bir kazanım olarak algılansa da, son tahlilde halkın katledilmesine göz yummak ve sessiz kalarak teşvik etmek ateşle oynamaktan başka bir şey değildir."
AK Parti hükümeti ve polisi saldırganlara muhabbeti bıraksın!
"Bizler, Ak Parti Hükümetini, polisini ve diğer etkili ve yetkili organlarını bu konuda duyarlı olmaya, saldırganlara muhabbet beslemeyi bırakmaya çağırıyoruz." Diyen Er şöyle devam etti: "Dindar insanlara ve İslami kurum ve kuruluşlara yapılan saldırılar karşısında ölüm sessizliğine bürünen Türkiye Müslümanlarını, İslami cemaatleri de anlamakta güçlük çektiğimizi de belirtmek istiyoruz. Bölgede, Kahrolsun İslam, Kahrolsun Şeriat, diye slogan atarak Müslümanlara saldıranlar karşısında etnik kaygılarla bölge Müslümanlarını görmezlikten gelme anlayışı kabul edilir bir şey değildir. Türkiye Müslümanlarını bu konuda duyarlı olmaya çağırırken, Peygamberimizin Müslümanların dertleriyle dertlenmeyen onlardan değildir, buyruğunu da hatırlatırız.
Bizler Avrupa'da faaliyet gösteren 36 İslami STK olarak bu saldırıları ve bu saldırılara sessiz kalanları kınarken, Kürdistan Halkını, Kürdistan'daki tüm kanaat önderlerini, Âlim ve şeyhleri, Sivil Toplum Kuruluşlarını ve Partileri bu sorunun çözümü ve saldırıların engellenmesi için girişimde bulunmaya, saldırganlardan değil de mağdurlardan yana tavır takınmaya çağırıyoruz.
Saldırganlara ise bu saldırıların, Kürt halkından çok karanlık odakların hayrına olduğunu, yeni bir çatışmanın Kürt halkı için yıkım olacağını tekrar hatırlatıyoruz.
Bu saldırıların Mağdurlarına, HÜDA PAR ve Mustazaflar Cemiyeti'ne saldırılar karşısında gösterdikleri sağduyulu ve barışçıl tavırlarından dolayı teşekkür ederken desteklerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi sunarız."
(Ahmet Bayram - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.