Belgeli inşaat ustalarının yeniden sınava tabi tutulmasına tepki
İnşaat ustalarına zorunlu kılınan Mesleki Yeterlilik Belgesi hakkında değerlendirmelerde bulunan İnşaatçılar ve Yapıcılar Derneği, daha önce gerekli eğitimden geçerek geçici belge alanların yeniden sınava tabi tutulmasının haksızlık olduğunu belirtti.
İnşaat sektöründe çalışan ustaların almak zorunda olduğu Mesleki Yeterlilik Belgesi ile ilgili sorunlar gündemdeki yerini koruyor.
25 Mayıs 2016 tarihinde başlayacak olan belgeli işçi çalıştırma zorunluluğu ileri bir tarihe ertelendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında yapılan protokolün ardından sayısı 350 bini bulan ve belge almayan ustalar işsiz kalmayacağı gibi işveren de işçi başına 500 TL ceza ödemekten kurtulacak.
Biz de İLKHA olarak; başta mesleki yeterlilik belgesi sorunu olmak üzere inşaat sektöründe çalışan insanların sorunlarını ve beklentilerini Şanlıurfa İnşaatçılar ve Yapıcılar Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Yıldırım ile konuştuk.
Mesleki Yeterlilik Belgesi konusunda daha önce gerekli müracaatları yaparak geçici belge alanların yeniden sınava tabi tutulmasını haksızlık olarak değerlendiren Yıldırım, bu insanların durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi.
Daha önceki sistemde belge almak isteyenlere teorik bilgiler ile birlikte pratik bilgilerin de verildiğini ifade eden Yıldırım, yeni sistemde sadece sınavla belge alınmasının yeterli olmadığını belirtti.
İnşaat işçilerinin iş güvenliği ve sigortalı çalıştırılması noktasında kontrol mekanizmasının daha iyi çalışması gerektiğini belirten Yıldırım, ağır koşullarda çalışan inşaat işçilerinin emeklilik yaşının aşağıya çekilmesi gerektiğini söyledi.
Yıldırım, “Şimdi bu belgeli işçi çalıştırma zorunluluğu söylemi 1991 yılında ortaya atıldı. Biz bu söylemle birlikte bu belgenin alınacağı ya da sorulacağını tahmin ediyorduk. O tarihten bu yana biz Şanlıurfa İnşatçılar Derneği olarak üstümüze düşen görevi hakkıyla yaptık ama insanlar bunu kale almadılar. Biz, 2 bin kursiyeri kurslara gönderip belgelendirdik. Bununla bir defaya münhasır olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik Bey, 450 kursiyere bizzat kendileri belgeyi verdi. Bununla birlikte yoğunlukla bu belgeye müracaat etmeyenler, aldığı belgenin ne olduğunu bilmeyenler ya da ihmal edenlerin sayısı oldukça fazladır. Bu sadece Şanlıurfa illi için geçerli değil Türkiye genelinin yüzde 50’si bu belgeyi almış ve diğer kısım ise almamış. Yetkili mercilerin, bir defaya mahsus olmak üzere belgesi olmayan insanlar için belge alma hususunda bir yasa ya da bir kararname çıkarmalarını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“Daha önce geçici statüsünde belge almış olanlar o zaman kurslara niye gittiler?”
Daha önceleri gerekli müracaatları yaparak geçici belge alanların yeniden sınava tabi tutulmasını haksızlık olarak değerlendiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Daha önce belge almış olanlar geçici statüsünde kabul edilip 5 yıl sonra bu belgeler toplanıp asıl belgeye dönüşecekti. Yani Çalışma ve Sosyal Bakanlığı tarafından bu geçici belgeler asıl belge olarak değişecekti. Ama bundan yaklaşık 4 ay önce bize gelen bir yazıda denildi ki; 'Geçici statüsünde olan belgeler aynı bakanlığın öngördüğü bir tarihte sınav için yeniden müracaat edecekler.' Belgesi olan bu işçiler, yapılacak sınava tabi tutulacak ve ardından tekrar belge alacaklar. Bence bu sistem biraz haksızlık olur çünkü daha önce geçici statüsünde belge almış olanlar o zaman kurslara niye gittiler?”
“Pratik olmadan sadece teori bilgi yeterli değildir”
Önceki sistemde belge almak isteyenlere teorik bilgiler ile birlikte pratik bilgilerin de verildiğini ifade eden Yıldırım, “Ama Bakanlığın öngördüğü yeni sınav siteminde böyle bir uyulama imkânı yok. ÖSYM sınavları gibi bu sınava girip başarılı olanlar belgelerini alacaklar. Ama bu yeterli değildir. Çünkü o adamın inşaat ile ilgili bilgisi var mı yok mu, inşat malzemelerini biliyor mu ve en önemlisi olan projeyi okuyup yorumlayabiliyor mu? Projeyi okuyup anlamayan bir kişi inşaata bir çivi bile çakamaz. Çaktığı çivi ise yanlış çakılmış olur.”
İnşaat işçilerinin iş güvenliği ve sigortalı çalışması noktasında da birçok eksiğin bulunduğunu belirten Yıldırım, bu konularda kontrol mekanizmasının daha iyi çalışması gerektiğini söyledi.
Emeklilik konusunda ağır koşullarda çalışan inşaat işçilerine yönelik yeni adımlar atılması gerektiğini belirten Yıldırım, “İnşaatın tozunu, dumanını, kirecini yutan her inşaatçı 50 yaş grubuna geldiği zaman hastalanır. Yani bu mesleki hastalıktır. Nefes borusu tıkanır, akciğer hastası olur, nefes darlığı çeker yani vücudun tüm fonksiyonları zayıflamıştır artık. Bu insanlar sağlık güvencesi içinde mesleklarini icra ederken sağlık koşuları hiç olgun değil. Bu insanlar bu kadar ağır işte çalışırken 65 yaşına gidilmeden emekli olması lazımdır. Özellikle inşatçılara yönelik bir yasanın bir maddesi düzenlenip 50-55 yaş grubunda emekli olmayı hak kazansın. Bir inşaatçı eğer 65 yaşında emekli olmayı hak kazanıyorsa yani bu da ancak mezarda emekli olmayı hak kazanıyor demektir. Yani şu anda bir inşatçıya diyor ki 'sen ölünce ancak emekli olursun' yani od a sen bu emekliden faydalanmıyorsun. Benim arzım sayın Cumhurbaşkanım, Başbakanım ve Bakanım bu feryadı ve figanımızı duyması lazımdır.” (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.