Bingöl Solhan kutlu doğum etkinliği 2015 video peygamber sevdalıları
Bingöl’ün Solhan ilçesinde Peygamber Sevdalıları Platformuna üye derneklerden Solhan Çağrı-Der tarafından Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi.
Peygamber Sevdalıları Platformuna bağlı Solhan Çağrı-Der Kutlu Doğum etkinlikleri çerçevesinde Solhan’da bir program gerçekleştirildi. Solhan Belediyesi bahçesinde gerçekleştirilen etkinlik Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Mevlid-i Şerif okunmasının ardından program, Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdiği ilahilerle devam etti.
“Anneler Resulullahı tanımalı ve çocuklarına tanıtmalıdır”
Programın açılış konuşmasını yapan Abdulhakim Ayık, Peygamber Sevdalıları Platformu’nun Muhammedi sevdayı köylerde, kasabalarda, ilçelerde ve şehirlerde yaydığına değinerek “Müslüman halkımız Peygamber sevdası ve Peygamber ahlakını haykırmakta ve paylaşmaktadır. Amine’nin yetimi mazlumları ve mustazafları harekete geçirerek hakkı kâinata hâkim kılmaya geliyordu. O’nun dünyaya gelişini melekler kutluyor ve kâinat seviniyordu. Zulüm sarayları çatırdıyor, ateşperestlerin ateşi sönüyordu. Biz Müslümanlar O’nun kutlu doğumunu kutluyor, Allah’ın sevdiğini seviyor, O’nu tanımaya ve O’na tabii olmaya çalışıyoruz. Kıymetli Peygamber âşıkları! Anneler Resulullahı tanımalı ve çocuklarına tanıtmalıdır; çünkü O’nu tanımadan hayatın anlamı ve gayesi olamaz. O’nsuz kâinat anlamsızdır.” dedi.
Programa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, “Sen esnaf isen, dükkânında O’nu hayırla, ihsanla, ikramla, dürüstlükle anlatacaksın. Sen gençsen Hz. Muhammed Mustafa’yı edebinle, saygınla, hürmetinle anlatacaksın. Sen hanımsan kocana itaatinle anlatacaksın. Çocuksan anne babana saygınla anlatacaksın. Sen bir idareciysen O’nun idaresini göstererek anlatacaksın.” ifadelerini kullandı.
Peygamber Efendimiz (sav)’i en güzel anlatanların ashabının olduğunu belirten Yaman, “Hz Ebu Bekir efendimiz O’nu sadakatiyle anlattı. Hz Ali, O’nu ilimle, şecaatle anlattı. Hz Ömer O’nu adaletle anlattı. Hz Osman efendimiz O’nu cömertlikle, haya ile anlattı. Tabi ki O’nu en güzel anlatan Rabbimiz idi. Kur’an-ı Kerim’de ‘Sen yüce bir ahlak üzeresin’ dedi. ‘Sen âlemlere rahmetsin” dedi. Allah Resülüne kendi isimlerinden verdi. “Sen Raufsun, Rahimsin” dedi ve ismini kendi isminin yanına yazdı. ‘O’na tabi olmadıkça sizi sevmem’ dedi. ‘Eğer benim sevgimi hak etmek istiyorsanız, habibime uyacaksınız, O’nun yolundan gideceksiniz’ dedi.” şeklinde konuştu.
“O ümmetini ailesinden daha çok düşünüyordu”
Tüm programlarda bayanların daha fazla katılım gösterdiğini belirten Yaman, “Her yerde bacılarımız daha fazla. O yüzden bacılarımıza daha çok anlatmamız lazım. Peygamber Efendimiz’i Hz Ayşe annemiz çok güzel anlatmış. Bir defasında zevceleri, Peygamber Efendimiz’den bir şeyler istiyorlar. Bir tanesi, ‘bana niye yüzük almıyorsun’, öbürü ‘bana bilezik al’, öbürü ‘bana minder’, öbürü ‘bana elbise al’, öbürü ‘küpe al’ diyor. Allah Resülünün elinde avucunda bir şey yok. Geleni zaten yoksula dağıtıyor. Annelerimize cevap da veremiyor. Almayacağım da diyemiyor. Üzülmüş, bir köşeye çekilmiş. Ashap çok üzülmüş. Herkes kapıda bekliyor Allah Resülünü görmek için. Çünkü Allah Resülü ile moral buluyorlar. Allah Resülü annelerimize cevap veremediği için üzgün. Onların istekleri karşısında çaresiz kalmış. Ama Allah’u Teâla habibinin üzülmesine dayanmıyor. “Ey Peygamber! Zevcelerine söyle, eğer siz dünya hayatının süsünü istiyorsanız, eşyasını istiyorsanız, onları bir şekilde size alayım. Sağdan soldan bulayım, alayım. Sizi de güzel bir şekilde boşayayım. Ama siz Allah ve Resulünü, ahiret yurdunu istiyorsanız muhakkak ki sizin içinizden iyilik yapanlara ahiret yurdunu hazırlamışız, büyük bir mükâfat hazırlamışız. Hangisini istiyorsunuz? Allah Resulü ile beraber sabretmeyi mi, yoksa dünya hayatının süsünü mü istiyorsunuz?” diye ayet inince Ayşe annemiz diyor ki, “Allah Resulü beni çağırdı. Dedi ki ‘Ey Ayşe, bir ayet indi. Ayet diyor ki, ‘Eğer bu duruma sabrederseniz, Allah Resulü ile kalmaya devam edeceksiniz. Ama sabretmeyeceksen istediğin yüzük bilezik neyse alacağım ve seni boşayacağım. Kararını ver ve kararını vermek için gidip anne babana danış.’ Hz Ayşe ‘Ne yani ben şimdi senden vazgeçmek için gidip anneme, babama mı soracağım? Annem babam sana feda oldun. Tamam, bir şeyler istedik. Yanlış yaptık’ diyor.” şeklinde konuştu.
Hz Muhammed’in, ümmetini ailesinden fazla sevdiğini söyleyen Yaman, “ Ayşe annemizin alnından öpüyor ve diyor ki; ‘Ey Ayşe, ben seni bu dünyada sevindiremedim. Sen diğer kadınlar gibi rahat yüzü göremedin. Şu evde aylarca sıcak yemek yiyemedin, sıcak yemek pişmedi peygamber evinde. Seni sevindiremedim. Diğer kadınların kocaları belki onlara bir şeyler aldı ama ben sana hiç bir şey alamadım. Senin güzel bir elbisen olmadı. Bir yüzüğün, bir bileziğin olmadı. Ey Ayşe, ben seni sevindiremedim’ diyor. Evet, Peygamber Efendimiz de istemiyor muydu hanımı güzel giyinsin, süslensin. Ama o ümmetini, bizi, ailesinden daha çok düşünüyordu. İnanın şuan ki sizleri Ayşe’sinden daha fazla düşünüyordu. İnanın Solhan’daki kardeşlerini, Bingöl’deki kardeşlerini vallahi Zeyneb’inden daha fazla düşünüyordu, vallahi habibesinden daha fazla düşünüyordu. Ayşe’ye diyordu ki; ‘Ey Ayşe sabret, seninki öbür tarafa kalsın, seninki cennette olsun.’ dedi.
“Biz O’nu sevmeyi ashabından öğrendik”
Hz Muhammed’i (sav) ashabının çok güzel anlattığını belirten Yaman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bildiğimiz bir olay anlatacağım. Hz Bilal anlatıyor. Yıl 632. Peygamber efendimiz (as) vefatından iki gün önce Resulullah diyor ki, “Ashabım, içinizde bir ömür sürdüm. Birinizi üzmüş olabilirim, yanlışlıkla kırmış olabilirim, incitmiş olabilirim, birinize borcum kalmış olabilir. İşte gelip alsın. Kime yanlışlıkla da vurduysam o da gelsin bana vursun. Ashab ses çıkarmıyor, üzgün, hepsi başını önüne eğmiş. Ama içlerinden biri ayağa kalkıyor. Ukkaşe bin Mihsan ayağa kalkıyor diyor ki; ‘Ya Rasulallah filan yerde siz bana vurmuştunuz. Yanlışlıkla vurdunuz, evet, ama şimdi kısas istiyorum. Size vurmak istiyorum.’ Tamam diyor Peygamber Efendimiz. Ey Bilal git Fatıma’dan kırbacımı iste, kırbacımı getir Ukkaşe’ye ver. Bilal kırbacı alıp geliyor. Ukkaşe’ye veriyor. Ukkaşe Allah Resulüne vurmak için ayağa kalkmış, karşısına Hz Ebubekir çıkıyor diyor ki ‘Ey Ukkaşe Allah Resulüne vuracağına bana vur’ Efendimiz ‘otur ey Ebubekir” diyor. Bu defa Hz Ömer çıkıyor. Onu da oturtuyor. Hz Ali’yi de oturtuyor. Hasan ile Hüseyin çıkıyor diyorlar ki ‘Ey Ukkaşe dedemize bir defa vuracağına bize yüz defa vur. Ama ne olur dedemize vurma, Allah resulüne vurma, o kısasını bizden al’ Peygamber Efendimiz onlara da oturun diyor. Ukkaşe geliyor Allah Resulünün mübarek sırtından öpüyor ve diyor ki ‘Ya Resulallah benim ne haddime size vurmak anam babam ruhum sana feda olsun. Yalnız ben istedim ki kıyamete kadar bütün insanlar şunu anlasın. Allah Resulünden daha adaletli bir önder gelmeyecek, Allah Resulünden daha adaletli bir devlet başkanı gelmeyecek ve bütün önderler adaleti arıyorlarsa işte adalet. Ben bunu göstermek istedim ya Resulallah ve sizin mübarek sırtınızdan öpüp cennette size arkadaş olmak istedim.’ Efendimiz (as) ‘Cennette arkadaşımı görmek isteyen Ukkaşe’ye baksın’ buyuruyor. Evet, ashabı onu çok güzel anlatmış onu anlatmaya sözler yetmez, kelimeler yetmez, zamanlar yetmez.” ifadelerini kullandı.
“Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi özledim”
Son olarak yağıştan dolayı kısa bir konuşma yapan Eğitimci Cevdet Yanılmaz, “Resulullah (sav) Efendimiz bir gün ashabı içindeyken ‘kardeşlerimi özledim’ diyor. Ashabı ‘biz senin kardeşlerin değil miyiz ey Allah’ın Resullü’ dediğinde Peygamber efendimiz ‘beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi özledim’ diyor. Biz de bugün Solhan’dan o yüce Resulümüzün ruhaniyetine sesleniyoruz. Ey yüce Resul, Solhan’dan kardeşleriniz size selam söylüyor. Allah’ın selamı üzerinize olsun. Ey Allah’ın Resulü! Kıyamete kadar Sen önderimizsin, kıyamete kadar Sen rehberimizsin, kıyamete kadar iman edenler Senin yolunu takip edecekler ve inşallah buradaki kardeşlerimiz ve buraya yeni gelen kardeşlerimiz bugünden itibaren Resulle, O’nun sünnetiyle daha çok birlikte olmaya çalışacaklardır.” ifadelerini kullandı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.