​Bir alimin haksız yere cezaevinde olması zulümdür

​Bir alimin haksız yere cezaevinde olması zulümdür

​28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkûmların aileleri, evlatlarının komplo ve kumpaslar sonucu yıllardır haksız yere cezaevinde tutulmasının zulüm olduğunu ve bu zulmün artık son bulmasını istiyor.

28 Şubat "Postmodern" darbesinin ardından 2000'li yıllarda mütedeyyin kişilere yönelik başlatılan sürek avının binlerce kurbanlarından sadece birisi olan Molla Ekrem Derdiyok, 2000 yılında tutuklanarak bir yıl cezaevinde tutuklu kaldı.

Bir yıl sonra tahliye edilen ve aradan geçen yıllardan sonra verilen mahkûmiyet kararıyla 2015 yılında tekrar tutuklanan Molla Ekrem Derdiyok’un acılı ailesi, bir alimin haksız yere cezaevinde tutulmasını zulüm olarak niteledi.

Kendisine rakip gördüğü camia, yapı ve kişileri yok etme yoluna giden FETÖ ile kendisi gibi düşünmeyen yapılara hayat hakkı tanımayan PKK zihniyetinin ve o dönem JİTEM tarzı illegal yapıların hedefindeki Müslümanlar, 1990’lı ve 2000’li yıllarda türlü saldırı ve işkencelere maruz kaldı. Kurulan kumpaslar sonucu tüm hukuk kuralları hiçe sayılarak binlerce insan, zindanlara konuldu. Adalet talebinde bulunan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahkûmların mağduriyeti halen devam ediyor.

Molla Ekrem Derdiyok’un acılı annesi ve ailesi, İLKHA’ya yaptığı açıklamada, tek isteklerinin adalet olduğunu söyledi.

Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan yargılanan kişilere ağır cezalar verilmesine rağmen tahliye edildiği bir ülkede, mütedeyyin insanların ise halen cezaevinde olmasının zulüm olduğunu söyleyen Molla Ekrem Derdiyok’un annesi ve ailesi, bu zulmün  son bulmasını istediklerini belirtti.

İlim ile meşgul olan ve Kur’an-ı Kerim talebesi yetiştiren bir alimin, haksız bir şekilde cezaevinde tutuklu olmasını bir adaletsizlik ve zulüm olarak niteleyen Molla Ekrem Derdiyok’un 75 yaşındaki yaşlı annesi, oğlunun bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

Derdiyok’un acılı annesi Kadife Derdiyok, gözyaşları içinde oğlunun diğer 28 Şubat mağdurları gibi tek suçunun İslami bir hayatı yaşamaya çalıştığı için mahkûm edildiğini söyledi. Oğlunun hasreti ile geceleri gözüne hiç uyku girmediğini anlatan anne Derdiyok, "Sabah akşam Rabbim’den niyaz ediyorum ki; oğlum evine dönsün. Onun hiçbir suçu yoktur. Oğlumu suçsuz yere cezaevine attılar ve oğlumu cezaevine attıktan sonra düzenimiz dağıldı. Ekonomik anlamda da sıkıntının içerisine girdik." dedi.

"Oğlum hukuksuz hiçbir işe bulaşmadı, camide çocuklara ders veriyordu"

Oğlunun ilim ile meşgul ve Kur’an-ı Kerim talebesi yetiştiren bir alim olduğunu dile getiren Derdiyok, "Benim oğlum bir molla idi, hiçbir sıkıntısı yoktu. İlim ile meşgul olur, talebe yetiştirirdi. Onun hiçbir suçu yok iken hapse attılar. Rabbim onun hakkını o zalimlere bırakmasın. Oğlum hukuksuz hiçbir işe bulaşmadı. Bir tek camide çocuklara ders veriyordu, talebe yetiştiriyordu." ifadelerini kullandı.

Oğlumun özgürlüğüne kavuşmasını istediğini ifade eden Derdiyok, "Benim gibi yaşlı bir kadının hatırına dahi olsa oğlumun bırakılmasını istiyorum. Benim oğlum İslam dini ve Allah rızası için çalışan temiz, kimseye zararı olmayan biriydi. Oğlumu sorgusuz sualsiz hapse attılar. Oğlum ne yapmıştı ki; hiçbir suçu olmayan masum biriydi. Allah bu yaptıklarını da o zalimlerin yanına bırakmasın. Ben ihtiyar bir insanım, elimden bir şey gelmiyor. Benim tek istediğim adalettir. Ben 75 yaşında bir insanım cezaevine ziyarete dahi gidemiyorum ve yeter artık! Oğlumun hakkını geri verin, onu serbest bırakın. Ben bu dünyada başka bir şey de istemiyorum." şeklinde konuştu.

Haksız bir şekilde tutuklanan eşi için adalet talebinde bulunan Zenyep hanım ise "28 Şubat döneminde eşime tutuklama emri gelmişti. Eşim Kur’an- Kerim dersi veren bir molla idi. 28 Şubat döneminde ise evimiz aranınca eşim bir yıl dışarıda kalmak zorunda kaldı. Bir yıl sonra tekrar yapılan aramalar neticesinde eşim tutuklandı ve 2001 yılında cezaevine girdi. Eşim âlim olan bir insandı, camide çocuklara Kur'an dersi verirdi, yaptığı başka bir şey yoktu. Hiçbir suçu olmadığı halde bir yıl boyunca cezaevinde kaldı. Bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Ama dosyaları devam ettiği için 15 yıl sonra Yargıtay’a giden dosyalar tekrardan eşime ceza olarak geri döndü ve bundan dolayı eşim 5 yıldır cezaevindedir." diye konuştu.

"Sadece adalet istiyorum"

Yıllardır çocuklarına hem annelik hem de babalık yapmak zorunda kaldığını ve bu zulmün artık son bulmasını istediğini belirten Zeynep hanım, "Çok sıkıntılar yaşadık. Eşim tam çocuklarına bakacak, babalık yapacak zamanda çocuklarının da tam da babalarına ihtiyaçları olduğu zaman da babaları yanlarında olmadığı için büyük bir sıkıntı çektim. Çocuklarıma hem annelik hem de babalık yaptım. Benim eşim bir âlimdi. Bir suçu olmuş olsaydı o zaman biz tamam deyip hiçbir sıkıntı olmaz derdik. Ama eşimin çok şükür hiçbir suçu yoktur. Ama ben adalet istiyorum, mağdur olmuşuz. Şimdi eşim cezaevinde. Kaynanam yaşlı bir insan ve ben ona da bakmak zorundayım. Kaynanamı cezaevine götürüp getirmekte çok sıkıntı yaşıyoruz. Kaynanam yaşlı bir kadındır. Her gün her gün oğlu için ağlıyor. Eğer adaletli davranırlarsa eşimi bırakmak zorundalar. Ben çocuklarımla birlikte çok mağdur oldum. Bayağı bir sıkıntı çektik. Ne kadar sıkıntılar çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Ben adalet istiyorum, sadece adalet istiyorum." diye konuştu.

"Çıkacak ceza indiriminden eşimin ve arkadaşlarının da faydalanmasını istiyoruz"

Kendilerine zulüm üstüne zülüm yaşatıldığını da belirten Zeynep hanım, görüşe gitmek için çok sıkıntılara katlandıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Eşime ziyarete gidiş gelişlerde çok sıkıntı yaşıyoruz. Tek başıma gidemiyorum. İki kişi gitmek zorundayız. İki kişi gittiğimiz zaman da çok büyük maddi külfetler oluyor. Bununla birlikte Adana'dan Van'a kadar 24 saat içerisinde aynı gün gidip gelmek zorunda kalıyoruz ve sadece 45 dakika bir görüşme yapabiliyoruz. Bu 45 dakikalık görüşmeden sonra tekrar yorgun bir şekilde eve dönmek zorundayız. Çıkacak ceza indiriminden eşimin ve arkadaşlarının da faydalanmasını istiyoruz. Bizler af değil yeniden yargılanma istiyoruz. Çocuklarım ve ben mağdurum. Eşim cezaevinde olduğundan dolayı geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Çocuklarım okulu terk etti, geçim sıkıntısından dolayı okuyamadılar. Biz adalet istiyoruz. ‘Af’ diyorlar. Esrar satanları ve hırsızları yani herkesi serbest bırakıyorlar.  Ama bize gelince adalet maalesef bize uğramıyor. Biz diyoruz ki Yusuf ’ileride artık adalet gelsin."

"Okulumu bırakmak zorunda kaldım, hayallerimi gerçekleştiremedim"

Derdiyok’un en büyük oğlu Yasir Derdiyok da (23) babası cezaevine girdiğinden dolayı lise öğrencisi iken annesinin ve kardeşlerinin geçimini sağlayabilmek için okulu terk etmek zorunda kaldığını söyledi.

Babasının 28 Şubat döneminde bir yıl cezaevine girdiğini ve suçlu olmadığından dolayı tekrar serbest bırakıldığını belirten Derdiyok, "Bundan 5 yıl önce yine 28 Şubat dosyasından dolayı babama bir ceza geldi. Babam dışarıdayken ben lisede okuyordum. Babam cezaevine girdiği için liseyi bırakmak zorunda kaldım. Sonuçta aileme bakmam gerekiyordu." diye belirtti.

Bazı hayallerinin olduğunu, ancak babası cezaevine girdiğinden dolayı ise bu hayallerini yerine getiremediğini belirten Derdiyok, "Babamdan sonra tesisat işçiliğine başladım. Bizler kimseden bir şey istemiyoruz, af da talep etmiyoruz. İstediğimiz tek şey adil bir şekilde yargılanmalarıdır. Ergenekon ve Balyoz’dan tutuklananlar dışarı çıktı. FETÖ yargısından dolayı içeride olan insanların da af değil adil bir şekilde yargılanarak tekrar özgürlüklerine kavuşmaları gerekiyor. Cezaevinde sadece babam yok. Suçsuz oldukları halde cezaevinde olan birçok insan var. Hırsızlar ve uyuşturucu tüccarları için af diyorlar. Ancak bu içerideki masum insanlar için hiçbir şekilde adalet tecelli etmiyor. İnsanların adil olması gerekiyor." çağrısında bulundu.

Babası cezaevine girdiğinde henüz çok küçük yaşta olduğunu belirten Süreyya Derdiyok ise (10), "Babam cezaevine girdiğinde ben daha çok küçükmüşüm ve babamın nerede olduğunu bilmiyordum. Anneme "Anne babam nerede?’ diye sorduğum zaman, annem ‘baban gelecek’ diyordu. Ama biraz daha büyüyünce babamın hapiste olduğunu öğrendim. Anneme ‘babam neden cezaevinde?’ diye sordum. Annem bana babamın âlim olduğu için cezaevine girdiğini söylüyordu, çok üzülüyordum." şeklinde konuştu.

"Babamı rüyalarımda görüyorum"

Babasının sürekli rüyalarında ve uyandığında ise babasını yanında göremeyince çok üzüldüğünü belirten Derdiyok, "Ben babamın yanına gidemiyorum ara sıra ancak gidebiliyordum. Bütün arkadaşlarımı okula babaları getiriyor. Bende hep istiyorum ki babam bir gün beni de okula götürsün. Ama babam yanımda yoktu, çok üzülüyordum. Bazen üzüldüğüm zamanlar hep ağlıyordum. Anne ‘babam ne zaman gelecek?’ diye soruyorum. Babamın beni okula götürmesini istiyordum. Ben büyüdüm ama hala babam gelmedi. Çok üzülüyorum ve babamı istiyorum. Biz artık adalet istiyoruz. Babam bir seyda, âlimdi ve hiçbir suçu yoktu.  Boşuna cezaevine girdi. Bazen babamı rüyalarımda görüyorum. Babamın eve geldiğini görüyorum, yataktan kalkıyorum ve bakıyorum ki hiç kimse yoktur. Babamı da görmeyince ağlıyorum. Keşke şu anda da kapı çalıp babam gelseydi. Bazen kapı çaldığında babam geldi zannediyorum. Her gün kapıda bekliyorum. Ama babam gelmiyor." diye konuştu.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.