Zülküf ER
Bir ay içerisinde öleceksin!
Biliyorum siyasi gündem çok yoğun, belki gündem yazmak, siyaseti yorumlamak lazım. Görüyorum ki gazetemizin diğer yazarları bu konularda benden daha mahirler. O yüzden gelin ben size yine bir kıssa anlatayım.
Kısayı Divan Edebiyatının günümüzdeki belki de ender savunucularından biri olan Hayati İnanç Hoca’nın bir sohbetinde dinlemiştim.
Anlatılan hikâyede Peygamber (SAV)’in “Ölmeden önce ölünüz” hadisi tam olarak mücessem kılınıyor.
Şöyle ki; bir ailede şiddetli geçimsizlik denen illet vardır. Karı-koca her gün didişiyor, birbirlerine hayatı zehir ediyorlar.
Evlilik bir noktadan sonra artık dayanılmaz hale gelince boşanmadan başka çarelerinin olmadığına karar verirler.
Adam bu konuyu konuşmak üzere değer verdiği ilim ve takva sahibi bir zatın yanına gider. ‘Efendim, hanımla her gün kavga etmekten bunaldım, artık bu kavga bitsin diye eşimden ayrılacağım. Bana dua edin de bu iş sorunsuz bir şekilde hayırla neticelensin’ der.
Gelen cevap, insana Ayet-el Kürsi okutacak türdendir.
Bir ay içinde öleceksin senin düşündüğün şeye bak!
Adam her ne kadar şok olsa da kalbinin temizliği ve muttaki zata olan itimadı dolayısıyla hiçbir şey sormadan mekânı terk ederek evine döner.
Adam kavga gürültüyü kesmiş, kendini ibadete vermiş kaza namazlarını eda etmektedir. Kadın yılların alışkanlığıyla zaman zaman denemelerde bulunuyor, kavga için atraksiyonlara girişiyor ama adam kadınla didişmektense Rabbine yönelmeyi tercih ediyor.
Kadın da şaşkındır. Ne oldu bu adama acaba, niye bana cevap vermiyor, diye düşünüyor. Bir iki denemeden sonra o da didişmeyi bir kenara bırakıp kendini işine veriyor.
Adam ise ibadetlerini artırdıkça arttırıyor. Nihayet 30 gün doluyor. Kefen alınmış yolculuk için hazırlanılmıştır. Gün biter ama adam ölmez. Belki o ilk gün sayılmıyordu diyerek bir gün daha beklemiş ama yine beklenen gelmemiş. Birkaç gün daha ölmeyince tekrardan ilim sahibi zatın yolunu tutmuş.
Efendim hükümde bir değişiklik mi var? Diye sormuş. Zat, sen şimdi onu bir geç, kavga ne oldu onu söyle.
Efendim o günden beri hiç kavga yok.
Boşanma ne oldu?
Vazgeçtik efendim. Ölecek adam boşanır mı?
Zat, hikâyenin can alıcı cümlelerini sarf eder; kavga iki diri arasında olur, biri ölünce kavga biter, ikisi de ölünce aşk olur. Demek ki bak öldün iş bitti. Bunu anladın. Boşanma da yok artık. Şimdi benim sana dediğim şeye gelince, ne dedim ben sana?
Bir ay içinde öleceğimi söylediniz.
Vallahi doğru söyledim. Hangi ay içinde bilmiyorum ama bir ay içerisinde öleceksin…
Bizler de hangi ay içerisinde olduğunu bilmesek de elbette bir ay içerisinde öleceğiz. Demek ki; Ölmeden önce ölünüz, hükmü hayatımıza dokunacak olursa birçok sorunumuzun çözümüne de katkı sunacaktır…
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.