BM'nin Arakan raporu: Böyle bir vahşete şimdiye kadar tanıklık etmedik

BM'nin Arakan raporu: Böyle bir vahşete şimdiye kadar tanıklık etmedik

​BM, Myanmar ordusunun Arakanlılara yönelik katliamlarına ilişkin hazırladığını raporunu bir bölümünü açıkladı. BM Araştırma Heyeti Başkanı Marzuki Darusman, "Hayatım boyunca bu ölçekteki bir vahşete tanıklık etmedik." açıklamasında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Araştırma Heyeti, 15 aylık incelemenin ardından bugün BM İnsan Hakları Komisyonuna sunması beklenen 400 sayfalık Myanmar'ın 3 eyaletiyle ilgili hazırladığı raporunun bir bölümünü açıkladı.

Raporda, uluslararası toplum ve Myanmar yönetimine tavsiyelerde bulunmasının yanı sıra, Myanmar Genel Kurmay Başkanı General Min Aung Hlaing ve üst düzey askerlerin; soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma açılması çağrısı yapıldı.

Tatmadaw'ın (Myanmar ordusu), yasaların üstünde yeri olduğu müddetçe barışın gelmeyeceğini belirten BM Araştırma Heyetinin başında bulunan Marzuki Darusman, "Tatmadaw, Myanmar'ın modern demokratik bir ulus olarak gelişmesinin önündeki en büyük engelidir. Tatmadaw'ın Başkomutanı Min Aung Hlaing ve şimdiki diğer liderler değişmelidir. Tatmadaw'ın tam bir sivil kontrolünün altına alınması için ordu yeniden yapılandırılmalıdır. Myanmar'ın demokratik geçişi buna bağlı." dedi.

Beş ülkeyi kapsayarak 875 detaylı röportajdan oluşan BM raporunun, Myanmar ordusunun kendi halkına karşı işlediği şiddet olaylarının işleyiş biçimlerini grafik detaylarıyla birlikte göstermekte olduğu belirtildi. Raporun, ordunun her üç eyalette işlediği suçların tamamıyla benzerlik gösterdiğinin altını çizdi.

"Hayatım boyunca bu ölçekteki bir vahşete tanıklık etmedik." diyen BM Araştırma Heyeti Başkanı Marzuki Darusman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tatmadaw, operasyonları sırasında kadın ve çocuklar da dâhil olmak üzere sistematik olarak sivilleri hedef aldı, geniş çaplı tecavüz dâhil cinsel şiddet uyguladı, dışlayıcı ve azınlıklara karşı ayrımcı bir söylem geliştirdi, çeteleri teşvik etti ve kendi askerleri için bir dokunulmazlık ortamı oluşturdu. Bugün yayınladığımız tüm bulgular dâhilinde İnsan Hakları Konseyi'ne sunacağımız raporumuzda, Rakhine, Kaçin ve Şan Eyaletlerinde işlenen ağır insan hakları ihlalleri ve uluslararası suçların faillerinin cezasız kalmaması konusunda ısrar ediyoruz. Ayrıca, üst düzey generallerin Rakhine eyaletindeki soykırım için neden soruşturulması ve yargılanması gerektiğini de belgeleriyle ortaya koyuyoruz."

Katliamlar, toplu tecavüzler, köy yakmalar detaylarıyla belgelendi

Rapor, 25 Ağustos 2017'den bu yana, ordunun "temizlik harekâtı!" diye adlandırdığı, Rakhine eyaletindeki Rohingyalı Müslümanlara karşı yürüttüğü aşırı şiddet bulgularını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor. Raporda, ordunun Rohingya'da yaşayan binlerce sivilin nasıl ortadan kaybolduğu, çetelerin toplu tecavüzüne nasıl maruz kaldığı ve binlerce köyün nasıl yakıldığı detaylarıyla beraber belgelendiği belirtildi.

Yüzlerce mağdur ve tanığın ifadesi alınarak oluşturulan rapor, ordunun "temizlik harekâtı!" sırasında gerçekleştirdiği kitlesel katliamların bazılarının işleyiz şeklinin üzücü ayrıntılarını veriyor. BM, raporda Rohingya'da Tula Toli olarak bilinen Min Gyi, Chut Pyin ve Maung Nu bölgelerinde gerçekleşen katliamlar da dâhil olmak üzere; bu operasyonların planlı ve kasıtlı olarak düzinelerce ve bazı durumlarda yüzlerce erkek, kadın ve çocuğun öldürüldüğü kitlesel öldürme eylemleri olarak gerçekleştiğini belirtti.

BM Araştırma Komisyonun bir diğer üyesi olan Radhika Coomaraswamy, Rohingyalı Müslümanların Ağustos 2017'den bu yana devam eden operasyonlarda, erkek, kadın ve çocuk gözetilmeden ayrımcılığa uğradıkları, hem savaş suçları hem de insanlığa karşı işlenen suçlara girecek şekilde katledildiklerini belirtti.

"Rohingyalı Müslümanların geri dönüşleri mümkün değil"

Uydu görüntülerinin yer aldığı BM raporunda Rohingyalı Müslümanlara ait yakılan köylerin ve arazilerin daha sonra buldozerlerle yerle bir edildiği bilgisine de yer verildi. "Bu süreçte birçok Rohingya köyleri tüm yapılardan, ağaçlardan ve bitki örtüsünden yoksun hale getirilerek tanınmaz duruma getirilmiştir," denilen raporda, yıkılan yerlerin yerine Budist etnisitiye mensup kişilere yeni köyler yapıldığı belirtildi. Bu mevcut durumda yurtlarını terk etmek zorunda bırakılan Rohingyalı Müslümanların geri dönüşlerinin mümkün olmayacağı ayrıca vurgulandı.

"Müslümanların doğumdan ölüme kadar ordu tarafından "kurumsallaşmış bir zulme" maruz bırakıldı"

Myanmar ordusunun on yıllarca süren baskı ve zulmüne de değinen BM, Müslümanların doğumdan ölüme kadar olan süreçte ordu tarafından "kurumsallaşmış bir zulme" maruz bırakıldıklarını belirtti. Yapılan "kurumsallaşmış zulüm" içerisinde Müslümanların herhangi bir kimliğe sahip olmaması, ülke içerisinde serbest dolaşamaması, yaşam ihtiyaçları olan gıda ve diğer yiyecek türlerine erişimlerinin kısıtlı olması, sağlık ve eğitim sistemlerinden yoksun olmaları, istedikleri gibi evlenemeyecekleri ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olamayacakları gibi durumlar raporda başlıca yaşanan zulümler olarak gösterildi.

"Dini temellere dayanan bir zulüm işlenmektedir"

Araştırma Komisyonunun bir diğer üyesi Chris Sidoti, "Rakhine'de olduğu gibi, sivilleri hedef alan öldürme, tecavüz, keyfi tutuklama ve gözaltı, ortadan kaybetme, zorla çalıştırma, işkence ve kötü muamele ve etnik veya dini temellere dayanan bir zulüm işlenmektedir." dedi.

Yaşanan bunca zulüm uluslararası toplumun ilgisizliğinden kaynaklanıyor

Bugüne kadar yaşanan bunca zulmün uluslararası toplumun ilgisizliğinden kaynakladığı belirten Sidoti, "Raporumuzun Kaçin ve Şan'daki kritik durum hakkında farkındalığı artıracağını umuyoruz. Yeni ortaya çıkan hak ihlalleri ile birlikte bu bölgelerdeki şiddetin devam ettiği konusunda ciddi endişelerimiz var." dedi.

"Myanmar yetkilileri, insan haklarını savunucularını susturarak nefret söylemleri yayanları öne çıkardı"

Raporda ayrıca Myanmar hükümetinin halka; duyurularda, dini öğretiler ve Facebook dâhil olmak üzere geleneksel ve sosyal medya aracılığıyla yaydığı nefret söylemleri araştırıldı. Raporda, "Myanmar yetkilileri, hoşgörüyü ve insan haklarını savunucularını susturarak nefret söylemleri yayanları öne çıkarmıştır. Aşırıcıların nefret söylemlerini yayacağı ortamlar oluşturarak insan hakları ihlalleri meşrulaştırılmakta, ayrımcılığa ve şiddete teşviki kolaylaştırmıştır." denildi.

"Myanmar devleti hesap vermeli"

Gerçekleştirdiği katliamlardan ve insan hakları ihlallerinden dolayı hiçbir zaman hesap vermeyen Myanmar devletinin Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanması gerektiği çağrısı yapan heyet, sorumlulara karşı serbest dolaşım ve mal varlıklarının dondurulmasının yanı sıra Myanmar devletine silah ambargosu yaptırımının uygulanması gerektiğini belirtti.

BM'nin tüm yetkili organları ve ajanslarını acil olarak bu insan hakları ihlallerini sonlandırmak için göreve çağıran heyet son olarak, "Uluslararası toplum başarısız oldu. Şimdi tekrar Myanmar halkının bu sorununu çözmede başarısız olmayalım." çağrısı yaptı.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.