Mehmet EŞİN
Boş mideyle zulme karşı direnmek...
Bir hükümetin kabinesinde ihtiyaç, önem ve şartlara göre değişik işlev ve isimler altında bakanlıklar bulunur. Maliye, eğitim, savunma, spor, dışişleri gibi… Ama Esirler bakanı adı altında bir bakanlığın bulunması tarihte ve günümüzde ender rastlanan bir durumdur. Filistin’deki HAMAS kabinesinde ‘Esirler ve Özgürlüğüne Kavuşanlar’ adında bir bakanlık bulunmaktadır. Bu da Filistinliler için esaretin ne kadar hayatla iç içe ve hayatın bir gerçeği olduğunu göstermektedir.
Esirlik ve esaret, insanlık onur ve haysiyetiyle bağdaşmayan, fıtratla çelişen bir durumdur. Hz Ali gibi bir şahsiyet dahi ‘Ya Rabbi, hapsedilmekten Sana sığınırım’ duasını sık sık tekrarlamıştır. Esir edilen bir insan, artık düşmanının insafına kalmıştır. Kendini savunacak, insani ihtiyaçlarını karşılayacak imkân ve şartlara sahip değildir. Düşman izin vermedikçe sesini dışarı duyuramaz, en yakın akrabalarıyla, anne-baba, eş ve çocuğuyla görüşemez, seslerini duyamaz, kendilerine bir faydası dokunamaz. Esaretin ne kadar sıkıntılı ve özgürlüğün kıymetini en iyi esareti yaşayanlar bilir.
Esaret, istenilmeyen bir durumdur. Hele hele siyonistlerin eline esir düşmek, kendisinden sürekli Allah’a sığınılacak bir durumdur. Siyonistlerin tüm dünyanın gözleri önünde ve kameralar karşısındaki zulmünü göz önüne alırsak kapalı kapılar ardında, elleri kolları bağlı olan insanlara neler yapabileceğini varın siz düşünün.
Maalesef Filistinli kardeşlerimiz yıllardır siyonistlerin zindanlarında her türlü zulme ve haksızlığa uğratılmaktadır. Seslerini duyuracak imkân ve olanaklardan mahrumdurlar. Bu zulüm ve haksızlığın sona ermesi ve esirlerin özgürlüğüne kavuşması için açlık grevleri, siyonist asker kaçırmalar ve eylemler yapılmaktadır. Bu eylem ve esir takasları kısmi başarı sağlasa da siyonistlerin hiçbir vicdan ve ahlakla bağdaşmayan zulümleri, bıraktıklarını tekrar toplamaları ve verdikleri sözleri yerine getirmemeleri sonucu nihai bir başarı sağlanamamaktadır.
Filistin Enformasyon Merkezi’nin verdiği en son bilgilere göre Siyonist cezaevlerinde 4700 Filistinli esir var. Bunların içinde 185 çocuk, 27 milletvekili ve 9 bayan esir var. Filistin Meclis Başkanı Dr. Aziz Duveyk, milletvekili Mervan El-Bergusi ve Ahmed Saadat da zindanda. Bayan esirlerden bir kısmı “Özgürlerin Vefası” esir takasıyla özgürlüğüne kavuştu. Ancak bunlardan bir kısmı serbest kaldıktan bir süre sonra yeniden tutuklandılar. Ömür boyu hapse mahkûm olanların sayısı 534, Oslo İlkeler Anlaşmasından önce tutuklanan ve esirlerin piri sayılan esirlerin sayısı 120, yirmi yıldan fazla süreyi içerde geçiren esirlerin sayısı 25,hasta esir sayısı 1100, tek kişilik tecrit hücresinde kalanların sayısı ise 15.
Filistin’de yaşayan toplam üç buçuk milyon insan Filistinli için 4700 esirin olması yüksek bir rakamdır. Akrabalık bağlarının güçlü olduğu bu toplumda neredeyse uzaktan ama yakından muhakkak herkesin bir akrabası cezaevindedir. Kaldı ki bu sayı zaman zaman on bine çıkmaktadır.
Filistin’de her yıl 17 Nisan tarihi Esirler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu yıl 17 Nisan diğerlerinden farklı oldu. Siyonist zindanlarındaki zulüm ve insanlık dışı muamele ve uygulamalardan dolayı 17 Nisan itibariyle tüm cezaevlerinde açlık grevi başladı. Bedenlerinden başka kaybedecekleri bir şeyleri olmayan Filistinliler, bedenlerini siyonist zulme karşı nasıl ki istişhadi eylemlerde en etkili silah olarak kullandılarsa; cezaevlerindeki zulme karşı yine bedenlerini ortaya koydular. Aç mide ve bağırsaklarla zulme karşı direnmek ve sessiz kalan insanlığa ve ümmete seslerini duyurmaya çalışmaktadırlar. Bu yolda her şeyi göze aldıklarını belirten esirlerden İzzeddin El-Kassam Tugayları komutanlarından Abdullah El-Bergusi, açlık grevine katılan tecrit odalarındaki Filistinli esirlerin “orta çözüm” kabul etmediklerini belirterek, esirlerin tüm haklarını alıncaya kadar bu direnişe devam edeceklerini söyledi.
Yeryüzündeki bir Müslüman’ın hele hele içlerinde kadın ve çocukların, âlim ve liderlerin, İslam’ın izzeti ve onuru için savaşan bu kahramanların esaretten kurtarılmasının tüm Müslümanların boynunda borç olduğunu sanırım hatırlatmama gerek yoktur.
Doğruhaber Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.