“Bu saatten sonra konuşulacak tek şey varsa o da adalettir”
FETÖ ilişkili polis ve yargı mensuplarının kumpasıyla cezaevlerine konulan ve yıllardır işlemedikleri suçların bedelini çekmek zorunda bırakılan mahkûmların aileleri HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığını ziyaret ederek, yaşadıkları sıkıntıları anlattı.
FETÖ'ye bağlı hâkim, savcı ve polisler tarafından kurulan çeşitli kumpaslarla ceza alan ve yıllardır cezaevlerinde tutulan mahkûmların aileleri HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığını ziyaret etti. Aileler, yaşadıkları mağduriyetin artık bitirilmesini ve yıllardır kendilerine reva görülen zulme dur denilmesini istedi.
Mağdur aileleri HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Said Şahin ve Erdal Elibüyük karşıladı.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Said Şahin, FETÖ ve 28 Şubat döneminden dolayı mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda, iktidarın üzerine düşen yetki ve sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Darbe süreci sonrası ekranlara çıkan ve FETÖ üzerinden mağduriyet edebiyatı yapanların yanı sıra Türkiye’de çok daha büyük mağduriyet yaşamış olan Müslümanların görmezden gelindiğini belirten Şahin, asıl mağdur olanların mağduriyetlerinin halen devam etiğini, bu mağduriyetlerin kimse tarafından görülmemesinin ise ayrıca düşündürücü olduğunu belirtti.
“FETÖ mağduru görüntüsü verilen pek çok kimsenin mağduriyetleri giderildi”
Türkiye’de zorlu süreçlerden geçildiğini ve çok ciddi badirelerin atlatıldığını belirten Şahin, “Bir darbe süreci yaşadık. Darbe süreciyle birlikte Türkiye’nin geçmişten bu yana birikmiş ve raflar arasına sıkıştırılmış kimi sorunlar gündeme geldi. Bu sorunların başında da FETÖ’ye bağlı polis, savcı ve hâkimlerin İslami kesimlere karşı giriştiği kumpaslar ve bu kumpaslar sonucu onlarca yıldır cezaevlerinde mahkûm olarak tutulan mağdur insanlar durumudur.” ifadelerini kullandı.
“Bu dönemde hâlâ FETÖ mağdurlarının olması kabul edilir bir durum değil”
Partilerini ziyaret eden ailelerin FETÖ’nun ve 28 Şubat dönemin gerçek mağdurları olduğunu dile getiren Şahin, bu ailelerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Şahin, “Bugün bizi burada ziyaret eden ailelerimiz, FETÖ’nün veya 28 Şubat döneminin gerçek mağdurlarıdır. Bu ailelerin mağduriyetlerinin halen devam ediyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ailelerin yaşadıkları mağduriyetler görülsün ve buna yönelik adımlar atılsın. Bu saatten sonra konuşulacak tek şey varsa o da adalettir. Bu aileler adalet bekliyorlar. Kendilerini anlatmaya çalışıyorlar, yaşadıkları acıları dile getiriyorlar. Eşlerinin, çocuklarının, babalarının bir an önce uğramış oldukları zulümlerden kurtulmasını ve adaletin gerçekleşmesini istiyorlar.” diye belirtti.
“Yusuf ’ileri zindana atanlar şu anda FETÖ’dan tutuklanıyorlar”
Son olarak FETÖ ilişkili hakim ve savcılar tarafından İslami kimliğe sahip bu insanların haksız gerekçeler ve ihdas edilen suçlar baz alınarak zindanlara atıldığını belirten Şahin, Yusufilere yeniden yargılanma yolunun açılmasını ve iktidarın bu durumda üstüne düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Şahin, “Büyük bir toplumsal acı ve yara var. Tarifi imkânsız, sözün bitiği yerin acılarıdır bunlar. Bu konuda hepimize sorumluluklar düşüyor. En büyük sorumlulukta iktidara düşüyor. İktidar yetki ve sorumluluk makamıdır. Bu mağduriyetleri oluşturan kişiler, dosyaların altına imza atanlar şu an FÖTÜ ‘den dolayı içeri alınmış. Bunların vermiş olduğu kararların ve mağduriyetlerinde görülmesi lazım. Bu dosyaların tekrardan yargılamaya açılması lazım. Bu aileler son derce onurlu ve haklı bir talepte bulunuyorlar. ‘Af istemiyoruz’ diyorlar. Çünkü ‘Bizler eşlerimizin, çocuklarımızın, babalarımızın suç işlediğine inanmıyoruz’ diyorlar. Gerçekten adaleti dert edinmiş ve hukuk zemininde hareket eden yargıçların eliyle yargılanmasını, bu yargılanmalar sonucunda adaleti oluşturacak şekilde bu mağduriyetlerin giderilmesini istiyorlar.” şeklinde konuştu.
“Çocuklarım babasız büyüdü”
16 yıldır cezaevinde bulunan Yasin Demir’in eşi Semiha Demir, bir kızının daha doğmadan, diğerinin ise 2 yaşında iken babasız kaldığını ve yılarca eşinin yokluğundan dolayı sıkıntılardan geçerek bu günlere geldiklerini söyledi.
Semiha Hanım, “16 Yıl önce evimize büyük bir baskın düzenlenerek, eşimi yatağından alıp götürdüler. İnanılmaz derecede akla, hayale gelmeyecek işkencelere tabi tutuldu. Yapmadığı, işlemediği suçları yapmış gibi gösterip ceza verildiler. Çocuklarımla yaşadığım sıkıntıları anlatsam roman olur. Çocuklarım bu yaşa kadar baba nedir bilmediler. Benim bir kızım henüz doğmamışken diğeri de 2 yaşında babasız kaldılar. Sucumuz neydi ki bu zulümleri gördük? Zalim FETÖ’nun adamları ve polisleri bize kumpas kurdu.” dedi.
Eşinin tek suçunun İslami şahsiyeti ve İslami çalışmaları olduğunu belirten Semiha Hanım, sözlerine şöyle devam etti:
“Eşim kendi halinde Müslüman bir insandı. İslam’ı yaşamak ve yaşatmaktı derdi. 35 bin mahkûma tahliye yolu açılırken, bizim gözlerimiz yollarda kaldı. Müslümanlar yine kapsam dışında tutuldu. Bizler FETÖ’nun mağdurlarıyız ve yeniden yargılanma istiyoruz. Bizler eşlerimiz için af istemiyoruz. Sadece yeniden yargılanmalarını istiyoruz. Çocuklarımız 20 yıldır babalarından ayrı bayram geçiriyorlar. Eşlerimiz FETÖ’cuların mağdurlarıdır bunun görülmesini istiyoruz.”
“Cumhurbaşkanına, Başbakana sesleniyorum”
16 yıldır cezaevinde bulunan, Yasin Demir’in kızı Meryem Demir ise Cumhurbaşkanına ve Başbakana seslenerek, babasız yaşadıkları 16 yılık sürecin sona ermesini ve bu zulmü yapanlardan hesap sorulmasını istedi.
Meryem Demir, “Buradan devlet erkânına, Cumhurbaşkanına, Başbakana sesleniyorum. Daha neyi bekliyoruz. Bizim sesimiz niye duyulmuyor. Kumpasçılar, FETÖ’cular şu an hepsi cezaevinde ve bizim babamızı cezaevine koyanda onlar. 16 yıldır babasız büyüdük. Babamızı cezaevine koyan yargıçlar, savcılar ve polislerde de şu an cezaevinde.” dedi.
“Biz af istemiyoruz adalet istiyoruz”
22 yıldır zindanda olan Mesut Tuncer’in annesi Leyla Tuncer ise oğlunun daha 16 yaşındayken camiden alındığını ve 22 yıldır zindanda tutulduğuna dikkat çekerek çocukları için af değil adaletli bir şekilde yargılanmalarını istediklerini belirtti.
Tuncer, “ Benim oğlum daha 16 yaşındaydı. Oğlumu elimle camiye götürüyordum. Henüz küçüktü benim oğlum, ders alıyordu. Camide abdest alırken, polisler arkadan gözünü bağlayıp götürdüler. 31 gün aradım, Diyarbakır’ın altını üstüne getirdim bulamadım. İşkencende ve gözaltında 31 gün kaldıktan sonra onu cezaevinde görmeye gittim. Onu ilk gördüğümde tanıyamamıştım. O gün, bugündür oğlum 22 yıldır cezaevinde. 70 yaşındayım ve oğlumun peşinden gitmediğim yer kalmadı. Çocuklarımızın sucu yok. Yetkililerin bunu bir gün göreceğini bekliyordum. Ama hala bu zulmü gören yok. İktidar oralı dahi olmuyor.” ifadelerini kulandı.
Son olarak ta 11 yıldır cezaevinde bulunan Hamza Temizin kızı Hatice temiz ise 11 yıldır babasıyla görüşmediğini, babasıyla ilgili tek bir anısının olmadığını ve mağduriyetlerinin giderilmesi için yetkililerden çözüm istediklerini söyledi.
“Babamla ilgili bir anım bile yok”
Temiz, “Ben her hafta sonu babamla cezaevinde sadece 10 dakika konuşabiliyorum. Onu bir gün olsun yanımda hissedemedim. Babamla ilgili bir anım bile yok. Neyi sevdiğini neye kızdığı dahi bilmiyorum.” dedi. (Ahmet Karakaş - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.