Bu saldırı 16 Nisan'daki referandumdan bağlantısız değil
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, Diyarbakır'da meydana gelen bombalı saldırının 16 Nisan'da gerçekleştirilecek referandumdan bağlantısız olmadığını belirtti.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Hüseyin Yılmaz, PKK tarafından Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde gerçekleştirilen saldırıda iş yerleri zarar gören esnafı ve halkı ziyaret etti.
Ziyarette Yılmaz'a HÜDA PAR İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, İl Başkan Yardımcıları Metin Turan ve Ali Doğan, Kayapınar İlçe Başkanı Mehmet Demir ile parti üye ve gönüllüleri eşlik etti.
Esnaf, saldırıyla ilgili mağduriyetini anlatırken, heyet de söz konusu mağduriyetlerle yakından ilgileneceğini ifade etti. Heyet, Diyarbakırlılara saldırıdan zarar gören esnaftan alışveriş yapmaları çağrısında da bulundu.
Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yılmaz, saldırının 16 Nisan'da gerçekleştirilecek referandumdan bağlantısız olmadığını belirtti.
Kimsenin halkın huzurunu bozmaya hakkının olmadığını vurgulayan Yılmaz, "Hem meydana gelen çukurdan hem de etraftaki tahribata bakıldığında büyük bir patlama olduğu görülmektedir. Can kaybının az olması belki bunun tesellisidir. Böyle bir patlamada çok daha büyük bir can kaybı olabilirdi. Allah'a şükürler olsun fazla bir can kaybı yok. Esnafımızda da ufak tefek yaralanmalar dışında ciddi bir yaralanma yok. Cana değil, mala gelmiş. İnşallah son olur ve bir daha bu tip patlamalar olmaz. Şunu unutmamak lazım. Bu tip bombalama eylemleriyle kimseye herhangi bir zarar verilemiyor. Verilen zarar bu halkadır. Kürt halkına verilen zarar söz konusu, Kürt esnafı zarar görüyor. Bunun iyi bilinmesi lazım ve ona göre adım atılması lazım. Kimsenin şehrimizin huzurunu bozmaya hakkı yok." dedi.
"Halkımızın mağduriyeti giderilmelidir"
Halkın mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi: "Esnafımız daha yeni yeni işini idame etmeye başlamışken bu saldırı oldu. Az önce esnafla görüştük. 'Birinci patlamadan sonra tamamen işlerimiz durmuştu. Güvenlik olmadığı için patlama nedeniyle ekonomik krize girmiştik. Son bir aydır işlerimiz düzelmeye başlamıştı ki bu patlama oldu.' diyorlar. Endişeleri tekrar işlerinin kırılması, alışverişin ölmesi, buranın, bu sokağın, bu cadde esnafının iş yapamaz hale gelmesidir. Şu an ondan endişe ediyorlar. Halkımızın mağduriyeti giderilmelidir. Çünkü yapmış olduğumuz görüşmelerde bazı esnafların sadece cam ve çerçeve masrafları verilmiş ama mobilyaya ve diğer büro malzemelerine yönelik zarar ziyan tespiti yapılmamış. Bu noktada tespit yapanların daha ciddi tespit yapması gerekmektedir. Halkımızdan da talebimiz var. Alışverişlerini özellikle patlamanın olduğu bu bölgedeki vatandaşlardan, esnafımızdan yapsalar onlara ekonomik olarak çok faydası dokunmuş ve hayırlı bir iş yapmış olacaklar."
"Bu saldırı 16 Nisan'daki referandumdan bağlantısız değildir"
Saldırının 16 Nisan'daki referandumdan bağlantısız olmadığına vurgu yapan Yılmaz, "Bu patlamaların olmaması, Kürt halkının huzurunun bozulmaması için 'evet'. Biz yeni bir Türkiye'nin oluşması, sıfırdan yeni bir anayasanın olması, Kürtlerin temel insani ve İslami haklara kavuşmasının önü açılabilmesi, yeni anayasa ile yeni sistemle o ihtimal güçlü olduğu için 'evet' diyoruz. Ama 'hayır' dendiğinde örgüt bu patlamaları devam ettirecek, halkımızın huzuru kaçmaya devam edecek. Biz kültürel ve siyasi haklarımızın, temel insani ve İslami haklarımızın takipçisiyiz ama bu şekil bombalama eylemleriyle halkın huzurunu bozan, malını, canını tehlikeye atan yol ve yöntemlerle hakları talep edemeyiz. Şiddet hak arama yöntemi değildir, bundan çıkarılmalıdır. Kanaatimizce bu saldırı da 16 Nisan'daki referandumdan bağlantısız değildir. Örgüt korku ortamı yaratarak belki halkı böyle bir yola sevk etmek istiyordur." ifadelerini kullandı.
"Bu noktada Kürtlerin haklarının takipçisiyiz"
"O patlama boş alanlarda değil de binaların altında olmuş, çok daha fazla zayiat ve can kaybı olsaydı örgüt bunun semeresini halka 'Bak ben güçlüyüm, istediğim yerde istediğim eylemi yapabilirim.' mesajı verecekti." diyen Yılmaz, "Azalan desteği yeniden kazanmak için bir manevra olarak kullanma ihtimali mevcuttur. Yüzde yüz olmasa da bu da ihtimal dâhilindedir. 16 Nisan'da bir referandum var. Referandumda HDP, örgüt ve Kandil'in çağrısıyla 'hayır' derlerse bu, örgüte 'Gel her gün bombala, her tarafa bomba koy, benim huzurumu boz, bombalamaya devam et.' demektir. Çünkü bu dolaylı olarak örgüte destek olacaktır. Yok, eğer 'evet' çıkarsa kanaatimizce barışa, huzura verilmiş bir destek olacaktır. Dediğim gibi sandıktan 'evet' çıktıktan sonra HÜDA PAR olarak bu noktada Kürtlerin haklarının takipçisiyiz, halkımızın taleplerinin takipçisi olacağız. Legal, yasal yollarla bu hakları talep edeceğiz. Sivil yöntemler vardır. Halkın zarar görmemesi için sivil yöntemler kullanılması lazım. Çünkü bu şekil halkımızın hem can hem mal güvenliği risk edilmekte, halkımız mağdur olmaktadır." şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.