Bütün olumsuzluklara rağmen ümitvar olmalıyız
Sabah namazı buluşmaları kapsamında, parti üyeleriyle bir araya gelen HÜDA PAR Genel Merkez İstişare Kurulu Üyesi Lokman Yalçın, bütün olumsuzluklara rağmen Müslümanların ümidini kaybetmemeleri gerektiğini belirtti.
HÜDA PAR Şanlıurfa İl Gençlik Kolları, üye ve gönüllüleriyle sabah namazında bir araya geldi.
Her hafta cumartesi günleri, Balıklıgöl Dergâh Camisinde buluşarak sabah namazı sonrası bir araya gelen HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanlığı bünyesinde oluşan üyeler, bu hafta yine Balıklıgöl Dergâh camisinde bir araya geldi.
Sabah namazını hep birlikte eda eden üyelere, HÜDA PAR Genel Merkez İstişare Kurulu Üyesi Lokman Yalçın ve HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat da eşlik etti.
Sabah namazının kılınmasının ardından bir konuşma yapan Yalçın, "Bugün Müslümanların başına gelen bela ve musibetlerin sebebi, tevhitten uzak bir hayatın yaşanmasından kaynaklanıyor. Müslümanların tekrardan tevhit anlayışına dönmeleri, tüm olumsuzluklara rağmen Allah'tan ümit kesmemeleri, Allah için Müslümanların birbirlerini sevmeleri gerekir." dedi.
"En büyük kaybımız tevhit anlayışından uzak olmamızdır"
Yalçın, "Tevhitten uzaklaşmamız, beraberinde birçok sorunu getirdi. Bugün insanlarımız deizme doğru yönelmektedir. 'Allah vardır, fakat yeryüzünde Allah'ın işi yoktur.' diyorlar. Ateistler Allah'ı tamamıyla inkâr ederken, deizme yönelen insanlar, Allah'ın varlığını kabul ediyor, fakat Allah'ın yeryüzünde herhangi bir hükme sahip olmadığını iddia ediyorlar. Bu insanlar, 'Biz dünyada istediğimiz gibi yaşarız. Allah'ın buna karışma gibi bir yetkisi yoktur.' demektedirler. Birtakım insanlar ise, "Biz istediğimiz gibi yaşar ve istediğimiz gibi harcama yaparız.' demektedirler. Bunlar da seküler anlayışa sahip kimselerdir. Bugün Müslüman dünyası olarak kaybetmemizin en büyük sebebi, tevhit anlayışından uzak olmamızdır." şeklinde konuştu.
"Tevhit Allah'a şartsız ve koşulsuz bir şekilde teslim olmaktır"
"Tevhit, tasdiki gerektirir. Tasdik yoksa tevhit de yoktur." Diyen Yalçın, "Ceddimiz Hz. İbrahim gibi, Hz. Hacer annemiz gibi, oğulları Hz. İsmail'in bıçak altında yatarken göstermiş olduğu tasdik gibi, bizim de tasdik etmemiz gerekiyor. Biz buna tevhit anlayışı diyoruz. Tevhit, Allah'a şartsız ve koşulsuz bir şekilde teslim olmaktır. Ama bugün maalesef biz bu anlayışı kaybetmiş durumdayız. Sanki Allah yeryüzünde yokmuş gibi (haşa) yaşıyoruz. Sanki Allah elini üzerimizden çekmiş, bizi başıboş bırakmış, bir gün Allah'a hesap vermeyecekmişiz gibi (haşa) yaşıyoruz. Allah'ı unutmuş bir duruma gelmişiz. Bugün dünya Müslümanlarının başına gelen en büyük musibet, Allah yokmuş (haşa) gibi bir yaşantının yaşanıyor olmasıdır. Biz Müslümanların, bir an önce bu durumdan kurtulup Rabbimize yönelmemiz gerekiyor." dedi.
"Bütün insani ilişkilerimizin merkezine Allah'ı yerleştirelim"
Müslümanların sadece Allah için birbirlerini sevmeleri gerektiğine vurgu yapan Yalçın, "Müslümanlar olarak birbirimizi Allah için sevelim. Birbirimize muhabbet besleyelim. Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in buyurduğu gibi, "Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız. İman etmedikçe de cennete giremezsiniz." Aramızdaki bütün tefrikaları, nefreti, kin ve öfkeleri bir kenara bırakalım. Sadece ve sadece Allah için birbirimizi sevelim, Allah için birbirimize muhabbet besleyelim. Bütün insani ilişkilerimizin merkezine Allah'ı yerleştirelim. Eğer biz hayatımızın her alanında ve her türlü insani ilişkimizde Allah'ı merkeze almazsak kaybederiz. Dünya malı için, dünyevi çıkar ve menfaatler için birbirimizi seversek kaybederiz." dedi.
"Müslümanların en büyük görevi, insanları cehennem azabına karşı uyarmaktır"
Yalçın, "Allah için birbirimizi sevelim. Bütün insanları sevelim Yaradan'dan ötürü. Canlıları sevelim Yaradan'dan ötürü. Allah'ın yarattığı her şeyi sevelim. Gayrimüslimlerin dahi cehenneme girmesine müsaade etmeyelim. Onlara İslam'ı en güzel şekliyle anlatalım ve hayatımızda gösterelim. Allah'ın Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem), defalarca Ebu Cehil ve Ebu Leheb'in kapısına gitmiştir. Onların cehenneme girmesini istememiştir. Biz Müslümanların en büyük görevi, insanları cehennem azabına karşı uyarmaktır." dedi.
"Biz Allah'ın rahmetinden ümidimizi kestiğimiz an kaybederiz"
İslam dünyasında yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, Müslümanların ümitvar olmaları gerektiğini ifade eden Yalçın, "Bugün İslam dünyasına baktığımızda, her yerde kan, gözyaşı, açlık ve felaket görmekteyiz. Suriye, Yemen, Irak, Afganistan, Filistin, Libya ve daha birçok İslam beldeleri perişan bir durumda. İslam ümmetinin dört bir tarafı şu anda kaos, kan ve gözyaşı içerisinde. Bütün bu durumlar, Müslümanların hakkı mıdır? On bin km öteden gelip burada Müslümanları, mezhepleri ve etnik kimlikleri üzerinden birbirine kırdırtıyorlar. Belki milyarlarca dolar parayı, sırf Müslümanları; dilleri, renkleri, ırkları ve mezhepleri üzerinden birbirine vurdurtmak için harcıyorlar. Böyle olumsuz bir tablo karşısında, biz Müslümanlar olarak ümidimizi kaybetmemiz gerekiyor. Ümitvar olmalıyız. Bir Müslüman ümitvar olmalıdır. Ümidini hiçbir zaman kaybetmemelidir. Yüce Rabbimiz, "Sakın Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin." buyurmaktadır. Biz Allah'ın rahmetinden ümidimizi kestiğimiz an, kaybederiz. Yüce Rabbimiz bizlere mutlaka bir çıkış kapısı açacaktır. Biz buna inanıyoruz. Bunun için de meşakkat ve zorluklara karşı sabretmemiz gerekiyor. Sabırlı olmak zorundayız. Allah'ın emirlerini yerine getirirken, Allah'ın yasakladığı günahlardan uzak dururken ve başımıza gelen bela ve musibetlere karşı sabır göstermeliyiz." ifadelerini kullandı.
Yalçın, sözlerini Mevlâna'nın "Her şey üstüne gelip, dayanamayacağın bir noktaya geldiğinde, sakın vazgeçme, işte orası kaderinin değişeceği noktadır." sözüyle bitirdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.