Camileri harabeye dönüştürenlerden daha zalim kimse yoktur
Muş İl Müftüsü Alettin Bozkurt, Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada camileri harabe haline dönüştürmeye çalışanlardan daha zalim kimsenin olmadığını vurguladı.
‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası' münasebetiyle Muş İl Müftülüğü tarafından bir program düzenlendi.
İl Gençlik ve Spor Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen programa; Belediye Başkanı Feyat Asya, Muş İl Müftüsü Alettin Bozkurt, siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Kur’an tilaveti ile başlayan programda İl Müftüsü Alettin Bozkurt ve Belediye Başkanı Feyat Asya birer konuşma yaptı.
Camileri sevip onlarla ilgilenmenin imanın nişanelerinden olduğunu belirten Bozkurt, “Biraz önce Kur’an-i Kerim okuyan hocamızın da zikrettiği gibi Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır; ‘Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a iman eden, ahirete iman eden dosdoğru namaz kılan ve zekat veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayanlar imar eder ve onlar hidayete erenlerin ta kendileridir.’ Evet, mescitler ve camilerde ancak Allah’a yakinen iman edenler çalışabilir, oraya emek verebilirler. Demek ki camileri sevmek ve camiye gitmek, camide vakit geçirmek cami ile ilgilenmek imanın bir nişanesidir. Bir alametidir.” dedi.
Camilere engel olan insanların ve camileri harabe haline dönüştürmeye çalışanlardan daha zalim kimsenin olmadığını ifade eden Bozkurt, “Bir yerde mescit varsa orada huzur vardır, orada kaynaşma vardır, orada ibadet vardır, orada medeniyet vardır. Onun için atalarımız bir yere geldiklerinde orada cami yapmışlar ve yerleşimi de o caminin etrafında gerçekleştirmişlerdir. Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettiği zaman henüz Medine’ye varmadan Küba mescidini, Medine’ye vardığında ise ilk yapmış olduğu icraatları arasında Mescidi Nebevi’nin temelini atması olmuştur. Mescidi Nebevi’nin içerisinde odalar oluşturmuş Ashabı Suffa için medreseler, günümüz itibariyle Kur’an kursları inşa etmişlerdir. Burada kendisine nazil olan ayetlerin sahabelere öğretmiştir. Peygamber Efendimiz eğitim ve öğretimi burada başlatmıştır. Tabii cami yapmak cami ile ilgilenmek ve camiye değer vermek, camiye arsa bağışlamak nasıl ki imanın bir göstergesi ise camiye engel olmak insanları camiden men etmekte Allah’ın indinde çok büyük cezası vardır. Kur’an-ı Kerim’in de ‘İnsanları Allah’ın evinden alıkoyandan daha zalim kim olabilir?’ şeklinde buyrulmaktadır. Camilere engel olan insanların ibadetlere engel olan ve camileri harabe haline dönüştürmeye çalışanlardan daha zalim kimse yoktur. Cami kendi evimizden bahçemizden daha önemlidir ve bunu bilerek hareket etmeliyiz. Biz bunlara çok değer vermeliyiz kendi evimizden daha iyi bir şekilde camilere bakmamız lazımdır. Sahabeler camilerin Allah’ın yeryüzündeki evleri olduğunu söylerler. Onun için camiyi temiz tutmak yine Allah’ın emridir.” ifadelerini kullandı.
Programda bir konuşma yapan Belediye Başkanı Feyat Asya ise, camilerin bir şehrin kalbi ve cazibe merkezi olduğunu söyleyerek, “Her yıl farklı temalarla işlenen haftanın bu yılki teması ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ olarak belirlenmiştir. Camiler, mihrabıyla mabet, minberiyle devlet, kürsüsüyle mektep, huzurumuzun yuvası ve imanımızın şahidi olan yerlerdir. Camiler, Allah'ın rahmetinin yeryüzüne ulaşmasını sağlayan, gönüllerin huzur dolduğu ve yüce yaratıcıya misafir olunan kutsal mekânlardır. Camiler bir şehrin kalbi ve cazibe merkezidir. Yine camiler yeryüzünde Allah’ın evleri sığınılacak liman olarak bilinir. Müslümanların bu ortak kullanım alanındaki engelleri kaldırmak hepimizin görevidir. İslam tarihinde camilerimizin önemi çok büyüktür. Sembol olmuş şahsiyet timsali büyük isimlere baktığımızda bu özelliklerini gençlik dönemlerinde camilerden kazandıklarını, özveri, fedakârlık ve adanmışlık kavramlarının hayatlarının bir parçası olduğunu görmekteyiz. İslam tarihi boyunca şehirler cami merkezli planlanmıştır. Dolayısıyla, cami şehrin merkezini belirler, şehir planının kurucu öğesidir ve şehir caminin etrafında şekillenir. Çevresinde yaşanan şehir hayatı, caminin bir devamı olarak gelişir. Camideki tevazu iş hayatına, merhamet aile hayatına, şefkat insan ilişkilerine yansır. Caminin bireye kazandırdığı; adalet, merhamet, yardımlaşma gibi ahlaki değerler şehrin huzurunu ve güvenini sağlar.” şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.