Çantacı Necmi Hoca, gençlere Bediüzzaman'ı anlattı
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde vefatının sene-i devriyesinde Bediüzzaman Said-i Nursi konferansına konuşmacı olarak katılan Necmeddin İlgen, Bediüzzaman'ın hayatını ve mücadelesini anlattı.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde vefatının sene-i devriyesinde Bediüzzaman Said-i Nursi konferansı düzenlendi. Değerleri İnşa Kulübü’nün organize ettiği konferansa Çantacı Necmi ismiyle bilinen Necmeddin İlgen katıldı. Saat 13.00'de başlayan konferansa öğrenciler tarafından yoğun ilgi gösterildi.
Konferans Adem Aksu'nun, Kur’an tilavetiyle başladı. Ardından Değerleri İnşa Kulübü Başkanı Serdar Ayhan, kulübünün kuruluş amaçlarını ve çalışmalarını anlattı.
Ayhan "Haziran 2015 yılında kurulan kulübümüz dönem başında yaptığı açılış programından sonra hızına hiç ara vermeyerek faaliyetlerine devam etti. Açılış programımızın hemen akabinde İHH öncülüğünde Suriye için başlatılan Un Kampanyasına destek verdik. Daha sonra Peygamber Sevdalıları tarafından tüm Türkiye'de gerçekleştirilen Siyer Sınavı için fakültemizde stand açıp kayıt aldık. Hemen akabinde bayan komisyonumuza bağlı üyelerimiz Başakşehir Erdem-Der ile beraber Bunyan-ı Mersûs Kardeşliği programını gerçekleştirdiler." dedi.
Programlarının sadece fakülte içiyle sınırlı olmadığını belirten Ayhan şöyle devam etti: "Programlarımız sadece fakülte içiyle sınırlı kalmadı. Nitekim kuruluş aşamamızda sadece fakülte kulübü olmayacağımızı ifade etmiştik. Bu minvalde Şubat ayında Bağcılar Halk Sarayı'nda Marifet Eğitim Derneği ve Marmara Üniversitesi Rehber Gençlik Kulübü'yle beraber 'Gençlik ve Şehadet Buluşması' programını tertipledik. Çok yoğun bir katılımla gerçekleşen programımıza İstanbul'un dört bir yanından insanlar geldiler. Mart ayındaysa yetim kardeşlerimiz yararına iki gün süren kermes düzenledik. Ve Rabbimize hamdolsun ki şu an yeni bir program gerçekleştiriyoruz."
"Bediüzzaman, asrın dinsizlerine karşı göğsünü siper etmiştir"
Bediüzzaman Said Nursi'nin vefatının yıl dönümü nedeniyle düzenlen programa konuşmacı olarak katılan Necmeddin İlgen, Bedüizzaman'ın hayat mücadelesini anlatarak, hayatından kesitler sundu.
Said Nursi'nin hayatından kesitler sunan İlgen, "Herkes buraya gelemez, adam 70 bin kişilik stada gider, top takip eder ama buraya gelip ebedi hayatıyla, yaratıcıyla, dünyaya gelişiyle ilgili, bir şey duymak istemez. Bu, nasip meselesi. Sizleri ne kadar tebrik etsem azdır. Bu gençlerin ellerinden öpsem yine azdır. Bakın buraya gelmişsiniz, Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri ne yapmış, ne demiş, kimmiş bu zat, ne için feryat etmiştir. 'Karşımda büyük bir yangın var. İçinde evladım tutuşmuş yanıyor, imanım yanıyor. İmanımı kurtarmak için koşuyorum.’ diyor. Düşün, böyle bir Bediüzzaman, asrın allamesi, bütün şerlere karşı, bütün dinsizlere karşı, bütün imansızlara karşı, göğsünü siper etmiştir. 'Başımdaki saçlarım kadar, başlarım olsa, her gün biri kesilse, Kur’an’a feda olan bu başı, ehli zındıkaya teslim etmeyeceğim.’ diye buyuruyor." dedi.
"Bediüzzaman’ın eserlerini elli senedir okuyorum"
"Mecliste namazla ilgili on maddelik bir yazı yazıyor." diyen İlgen daha sonra şunları söyledi: "Mecliste birçok milletvekili namaza başlıyor. Bu namaza başlayanları görünce, diyor ki; ‘Ne yaptın hocam, biz seni çağırdık, parlak fikirlerinden istifade edelim' diye. 'Sen geldin, yine eski şeylerden bahsettin. Namaza dair şeyler yazdın, aramıza ihtilaf soktun.' Üstad ayağa kalkıyor, iki parmağını uzatıyor gözlerine doğru, 'Paşa! Paşa!' diyor, 'Kâinatta en büyük hakikat imandır, imandan sonra namazdır, namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur.' diyor. Böyle bir Bediüzzaman’ın eserlerini elli küsür senedir okuyorum. Canım feda olsun. Birkaç defa hapse girdik. Dayak yedik. İtildik, kakıldık, dövüldük. Allah bin bereket versin. Yaşım seksen. Yine hapse girebilirim. Yine dayak yiyebilirim. Her türlü hakarete uğrayabilirim. Zerre kadar korkum yoktur."
"Altı bin sayfa Risale-i Nur Külliyatı"
Bediüzzaman'ın tanıtılması için çalışılması gerektiğini söyleyen İlgen, "Bedi harika demek, Bediüzzaman zamanın harikası. Bizim memleketimizde doğuyor, burada yetişiyor. Altı bin sayfa Risale-i Nur Külliyatı yazıyor. Bizim gençliğimizin ondan haberi yok. Freud’u bilir. Kant’ı bilir. Bilmem kimi bilir. Batının her şeyini bilir. Marks’ı bilir. Fakat kendi memleketinde, onu kurtarmak için çalışan, onun imanla Allah’ın huzuruna gitmesi için, Kur’an-i ve imani bir yol gösteren bir zatı tanımıyor, zavallı. Ama bu, sizin suçunuz değil. O zaman ki idarecilerin kasten tanıttırmaması. Bir de bizim gibi ihtiyarların çalışmaması çalışsaydık herhalde daha farklı olurdu." ifadelerini kullandı. (M. Tahir Özsoy/Ahmet Karakaş-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.