Çiftçi girdi maliyetinin pahalılığı, elektrik kesintisi ve kuraklıktan yakınıyor
Girdi maliyetlerinin artması, desteklemelerin yetersizliği, enerji ve su sorunlarının yanı sıra küresel ısınmaya bağlı meteorolojik kuraklık çiftçileri kara-kara düşündürüyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Standart Yağış İndeksi (SPI - Standardized Precipitation Index) Metoduna Göre Türkiye'nin özellikle yılın ikinci yarısında beklenen yağışları alamadığı ve ülkenin önemli bir bölümü olağanüstü ve şiddetli kurak olarak gösterildi.
Küresel ısınmaya bağlı hem kar hem de yağmur yağışlarında yaşanan meteorolojik kuraklık, başta tarım sektörü olmak üzere büyük endişe oluşturdu.
TÜİK 2020 iş gücü verilerine göre en yüksek istihdam oranı %50,9 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) Bölgesi'nde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise %26,0 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) Bölgesi'nde oldu.
İstihdamın en düşük olduğu illerden Şırnak ve ilçelerinde çiftçi geçim ve istihdam kaynağı olan tarımda son yılların en zor anını yaşadığını belirtiyor.
Tarımsal girdi fiyatlarındaki hızlı artış üretimi tehdit ederken özellikle gübre, mazot, enerji gibi temel girdilerin fiyatının çok hızlı artması üretimi zorlaştırıyor. Girdilerin pahalı olması nedeniyle son yıllarda üretim yapamayan ve tarlasını boş bırakan çok sayıda çiftçinin olduğu belirtiliyor.
2011-2012 yıllarında iki yıl üst üste dönemin Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından önder çiftçi plaket ödülüne layık görülen Çitçi Serdar Soysal, bölgede yaşadıkları sorunları anlattı.
Çiftçilerin elektrik kullanımında sıkıntı çektiğini ifade eden Soysal, üreticilere geç elektrik ulaştığını bu nedenle çiftçilerin zor durumda olduğunu ifade etti.
2013 yıllarında 16 bin TL’ye 40 bin adat fide aldığını, şu an 40 bin fidenin 75 bin TL’ye mal olduğunu dile getiren Soysal, "13 dönümlük bir seramız var. 2013 yılında 16 bin TL’ye 40 bin fidan alıyorduk. Şu anda bir adetini 1 lira 85 kuruşa aldığımızda 75 bin TL rakam ortaya çıkıyor. Bu yıl ilk defa serayı ekmedim. Hesaplama yaptım, gübre, ilaç, mazot, elektrik, işçiliği, naylonu hesapladığımız zaman gerçekten de kurtarmıyor. Ektiğimiz zamanda zarar edeceğimi biliyorum ve bu sene kurmadım. Bu konuda ciddi adımların atılması desteklerin artırılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Doğuya pozitif bir ayrımcılık beklerken maalesef tam tersiyle karşılaşıyoruz. Böyle olunca üreticiler bu sorunlarla boğuşmaktan ürküyor ve üretim, yatırım yapmaktan kaçıyor." diyen Soysal şöyle konuştu: "Silopi ve Cizre’de sınırlarda nehirler var. Buradan barajlar ve su kanalları yapılarak su aktarılabilir. DSİ’nin daha önce yaptığı su kanalları var. Bunun Cizre’de, Silopi’de, İdil’de, Cizre’de mutlaka yapılması gerekiyor."
Ziraat Mühendisi Ebubekir Çağlın ise, tarımsal ürün ve ilaçların kontrolsüz bir şekilde yüzde 100 artığını belirterek, çiftçilerin girdi maliyetleri karşısında ezildiğini söyledi.
Son zamanların en şiddetli kuraklık dönemi olduğunu anımsatan Çağlın, barajlardaki suların azalmasıyla çiftçilerin su kanallarını sırayla kullandığını aktardı.
Susuzluğun ciddi verim kaybına sebep olacağını vurgulayan Çağlın, "Bu kuraklık döneminde çiftçinin elinden tutulmazsa tarımsal üretimde çok ciddi zararlara sebep olacaktır ve bu doğal olarak ülkemize yansıyacaktır." ifadelerini kullandı.
Borç gerekçesiyle çiftçi ve köylerin elektriği kestiğini ifade eden Çağlın, elektrik kesintilerinin çiftçileri ve tarımsal verimi etkilediğini belirtti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.