Çırak yetişmediği için sobacılık mesleği ölüyor
Muş’ta sobacılık yapan esnaf, devlet desteği almadıkları için işlerini büyütemediklerini ve yetiştirecek çırak bulamadıkları için mesleklerinin bitmeye yüz tuttuğunu söylediler.
Havaların soğumasına rağmen soba satışlarında herhangi bir değişlik olmadığını söyleyen Muşlu soba satıcıları, artık soba üretmek yerine soba borusu ve kova gibi malzemeler üretip tamirat işleri yaptıklarını söylediler.
Doğalgaz ile birlikte işlerinde ciddi düşüş yaşandığını, bunun yanında devlet desteği almadıkları için işlerini büyütemediklerini ve yetiştirecek çırak bulamadıkları için mesleklerinin bitme aşamasına geldiğini belirten sobacılar, tüm olumsuzluklara rağmen mesleklerini devam ettirdiklerini kaydettiler.
Muş’ta Eski Çarşı olarak bilinen belediye civarında çocukluğundan beri sobacılık mesleğini devam ettirmeye çalışan Cevat Aktaş, mesleğinin bitme aşamasında olduğunu belirterek, "Doğalgazın da gelmesiyle beraber bu iş bitmek üzere. Bu işe biz başladığımızda 20-25 kişi çalışıyordu. Şu anda 4-5 kişi kalmış. Bunlar da yavaş yavaş bırakacaklar. Bu iş biraz kirli olduğu için de kimse pas içinde çalışmak istemiyor." dedi.
"Sanat güzeldir fakat kimse gelip öğrenmez"
Eskiden insanların çocuklarını yetiştirmek için kendilerine verdiğini anlatan Aktaş, "Eti senin kemiği benim' misali fakat şimdi kimse çalışmıyor. Sanat güzeldir fakat kimse gelip öğrenmez. İnsanlar boş boş gezerler fakat gelip sanatı öğrenmezler. Hâlbuki sanat her zaman iyidir. Biz istiyoruz ki eleman yetiştirelim. Fakat insanlar bize gelmiyor. Gençler uyuşturucuya, kahveye, sigaraya, içkiye ve kumara alışacaklarına gelip burada sanat öğrensinler ve ekmeğini kazansınlar. Biz kimseyi getirip burada çalıştıramıyoruz. Bir zamanlar yağ tenekesinden soba borusu yapardık. Sabaha kadar çalışır yetiştiremezdik. Şimdi o da yok. Şu anda tamirat yapıyoruz. Doğalgazın gelmesi bizi olumsuz etkiledi. Mesleğimizi devam ettirmek için eleman arıyoruz fakat eleman da bulamıyoruz." diye belirtti.
"Çarşımızı bile düzene sokamıyoruz"
Yaklaşık 30 yıldır sobacılık mesleğini yaptığını aktaran Kerem Rençber ise yaşadıkları sıkıntıları anlatarak özellikle yerel yönetimin kendilerine sahip çıkması gerektiğini ve devlet desteği almak istediklerini söyledi.
Rençber, "Eskiden araç gereçlerimiz, makinelerimiz çok yoktu. Biraz daha kendimizi geliştirdik. Kendi imkânlarımızla işimizi biraz modernleştirerek ileriye götürmeye çalışıyoruz. Önceleri 15-20 sobacı varken şu an üç beş tane kaldı. Çünkü insanlar devletten destek görmüyor. Yerel yönetimden de destek görmüş değiliz. Küçük bir çarşımız var. Çarşımızı bile düzene sokamıyoruz. Bizim bu dükkânımız en az 100 yıllık bir dükkândır. Bu çarşıya çarşı mı denilir? Yerel yönetimler her zaman bizi kandırıyor. Diyorlar ki biz size yer yapacağız ama bunlar yapılmıyor. Devlet tarafından hiçbir destek almıyoruz. Sanki devlet bu mesleği hususi bitirmek istiyor. Sadece benim ailemden 20 nüfusu bu meslekten besliyorum." ifadelerini kullandı.
Mesleği olduğu için sobacılığı bırakamadığını ve sobacılıktan başka hiçbir iş yapamadığını kaydeden Rençber, "İmkânım olsa, devlet destek olsa, makinelerine getirip kurabileceğim yer olsa burada 10 tane adam çalıştırırım. Fakat yerim yok. Makinelerimi çürümeye terk etmişim. Bir imalathane yok. 2 tane küçücük dükkânda kaç kişi çalıştırabilirim ki? Biz burada 7-8 sobacıyız. Dükkânlarımız olsa, imkânlarımız olsa herkes ekmek yer. Bu meslek ölmez. Sobacılık, saç ve metal mesleği bitmez. Biz bunu bilincindeyiz fakat bir destek göremiyoruz." şeklinde konuştu.
"Bize destek versinler ki bu meslek ölmesin"
Yerel yönetimlerden destek alamadıklarına değinen Rençber, şöyle konuştu: "Neticede sobacılık da 100-150 yıllık bir meslektir. Biz bunun içinde yetiştik. Bize destek versinler ki bu meslek ölmesin. Şu anda çalıştıracak çırak bulamıyoruz. Çünkü meslek ölmek üzere olduğu için kimse gelip de çalışmak istemiyor. Kış mevsiminde üretebildiğimizi satıyoruz. Bir kovanın maliyeti bana 9 liradır. Ben 11 liraya satıyorum. Elimde imkân olsa üretebilsem 50 bin tane satarım ama imkânım bu kadarına yetiyor. 8’inci ayda imalata başlıyorum. 3’üncü aya kadar devam ediyoruz. Beni de doyuruyor çoluk çocuğumu da doyuruyor. Kimseye de ihtiyacımız kalmıyor ama bir ilerleme kaydedemiyoruz. Çünkü yerimiz kısıtlı, imkânlarımız kısıtlı. Yerel yönetimlerden hiçbir destek alamadık. Bizim devlet ile bir ilgimiz yok. Sadece faturamızı kesiyoruz vergimizi ödüyoruz."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.