Adıyaman'da kadınlara yönelik olarak "çocuklarda görülen uyum ve davranış problemlerine bakış" konulu program gerçekleştirildi.

İHH Adıyaman Şubesi tarafından düzenlenen ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa konuşmacı olarak eğitmen Figen Ezgin katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan İHH Kadın Kolları Başkanı Hülya Yetim, "Elini tutamadığımız, acı çeken kardeşlerimizi görüp hiçbir şey yapamayan ellerimiz için tövbeler olsun. Tövbeler olsun ömür takvimimizi boş boş geçirip lafla, sözle, boşluklarla, yanlışlıklarla, günahlarla doldurup heveslerimizin peşinde koştuğumuz her an için." dedi.

Daha sonra söz alan Ezgin ise içe kapanık veya çok hareketli çocukların farklı kişiliklere sahip olduklarını söyledi.

"Nesiller arasında farklı gezegenlerden gelmişçesine farklar oluşuyor"

Çocukların bu durumlarının aileleri yakından ilgilendirdiğini belirten Ezgin, şunları söyledi: "Ailelerin, bazı çocukların davranışları karşısında gerektiği gibi durum ve tavır takınamaması da çocukları etkilemektedir. Nesiller arasında farklı gezegenlerden gelmişçesine gittikçe farklar oluşuyor. Kent yaşamına doğru gittiğiniz zaman ailelerin yapısı, yaşam tarzları değiştikçe çocukların dünyaları da birbirinden farklılaşmaya başlıyor ve başka bir şey sirayet ediyor, bir problemi kendisinde taşımaya başlıyor. Çocuklarımızda davranış bozukluğuna yol açan tehlikeler, tsunami dalgası gibi bir yerden bilinçli bir şekilde pompalanıyor ve bu bizim ciğerlerimize kadar işliyor."

"Çocuğun dünyasına ait olmayan tavırlar oluşmaya başladı"

Çocuklarda olmaması gereken davranışları görmeye başladıklarını anlatan Ezgin, "Çocuğun kendisinden beklenenin dışında bir tavır var ve çevresindekilerle uyum sorunu yaşıyorsa bu durum fıtrat gereği mi yoksa başka nedenlere mi bağlı diye araştırmak gerekir. Eğer dış nedenlere bağlı ise işte orada sorun var demektir. 3, 3,5 yaşında fıtratlarında taşımaması gereken davranışlar sergilemeye başlayan çocuklar görmeye başladım. Çocukta olması muhtemel problemler vardır. Bunları görünce çok şaşırmayız ama olmaması gereken şeyler görmeye başladık. Çocuğun dünyasına ait olmayan, eşyanın tabiatına aykırı tavırlar oluşmaya başladı. Çocukların sizi dinlememesi, hırçınlık yapması, şımarıklık yapmasından değil, aslında çok daha tehlikeli bir boyuttan bahsediyorum. Çocuklarımız fesada uğruyor. Anne baba için büyük bir nimet olan çocuklar büyük bir imtihan sebebi olmaya başladı. Katil evlatlar üretmeye başladık. Katil anne babalar üremeye başladı. Sadece şunu sorgulayalım: Neden, nereye gidiyoruz?" ifadelerini kullandı.

"İnsanlığın sağlam karakterli nesillere ihtiyacı var"

Ezgin, anne ve babaların küçük şeyleri dert etmemeleri gerektiğini dile getirerek, "Küçük şeylerle ilgilenen ebeveynler sağlıklı nesil yetiştiremezler. İnsanlığın ufak tefek şeyleri kendine dert edinen ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklara değil, sağlam karakterli, değerlerini sırtına sıkı sıkı almış, kafası dimdik bir şekilde Rabbinin istikametinde bir hayat ile insanlık için mücadele verebilecek güç ve kuvvette nesillere ihtiyacı var. Anne babalara ve eğitimcilere çok ihtiyacı var. Hedefimizi iyi koyabilirsek ileriye bakarız ve önümüzdeki küçük küçük çakıl taşları ile uğraşmayız. Çocukların sürekli olumsuz tarafına adapte olmamalıyız. Olumludan hareket ederek, olumlu hareketleri takdir ederek olumsuz davranışlarına panzehir olmasını sağlamalıyız. Çocuğumuza ve çocuğumuzla ilgili problemlere doğru bir şekilde bakmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.

"Çocuklar aile içi iletişimi çok iyi gözlemliyor." diyen Ezgin, konuşmasını şöyle tamamladı: "İleriki süreçte bu ilişkiler çocuğa sirayet ediyor. Çocuğumuzdaki problemleri, uyum davranışlarını tanımlarken şunu çok iyi baz alalım: Çocuklar bizim turnusol kâğıdımız. Emar, tomograofi gibi ilişkilerimizi, karakterimizi, yuvamızın ortamını çekiyor, önümüze koyuyor. Sonra biz gördüğümüz görüntüden rahatsızlık duyunca çocuğumuzdaki problem davranışını dillendirmeye başlıyoruz." (Cemil Özdaş - İLKHA)