"Çocuklar ruhen ve bilinç olarak doyurulmalıdır"
Anne ve babaların, çocuklarının beslenmesi noktasında verdikleri önemin aynısını manevi eğitimde de göstermesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hamdi Gündoğar, çocuklardaki manevi boşluğun bir çok olumsuzluğu beraberinde getirdiğine dikkat çekti.
Adıyaman Üniversitesi (ADYÜ) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamdi Gündoğar, çocukların ve gençlerin kötü alışkanlıkları edinme nedenleri ve bu konuda alınması gereken tedbirler hakkında İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Toplumda son yıllarda özellikle gençler arasında madde bağımlılığında artış yaşandığına dikkat çeken Gündoğar, bu konuda anne babalara önemli görevlerin düştüğünü söyledi.
Gündoğar, "Aileler çocuklarını iyi bir şekilde eğitmeleri, onları iyi tanımaları, ihtiyaçlarını iyi bilmeleri ve çocuk, genç psikolojisinden haberdar olmaları gerekir. Çocuk meşgul edilmeli ki zararlı olan maddelere yönelmesin. Çocuk eğitilmelidir ki kendisini yanlış yollara sevk etmeye çalışan kişilerin peşine takılmasın. En önemli noktalardan birisi çocuğun hayatını iyi bir şekilde meşgul etmek, ona iyi şeyler öğretmek, hayatını geçirdiği gerek evde gerekse okulda çocuğu gözetim altında tutmak, çocuğu takip etmek. Tabi bu sürekli gözetme derken çocuğu hapsetme anlamında değildir." dedi.
Anne ve babaların çocukları ile sıkı bir arkadaşlık ilişkisi kurması gerektiğinin altını çizen Gündoğar: "Çocuğa çok iyi anne ve babalık yapmak ondan sonra çocuğa arkadaş olmak. Evet, anne ve baba çocuğa arkadaşça davranmalı ama önce anne ve babalığını yapmalıdır. Onunla konuşmalı, seviyesine inmeli, bütün sorularına cevap vermeli. Onu ruhen ve bilinç olarak doyurmalıdır."
"Çocuğun hem zihnini doyuracağız hem midesini doyuracağız"
Kişiyi madde kullanımına iten sebeplerin altında kişinin kendisini yalnız hissetmesi olduğunun ve bu noktada bu kişilerin yalnızlığa itilmemesi gerektiğinin altını çizen Gündoğar, "İnsanlar neden maddeye yönelir? Kendisini bir boşlukta hissettiği zaman, yani kendisini doyurmak istediği için ona yönelir. O halde biz çocuğun hem zihnini doyuracağız hem midesini doyuracağız. Çocuğu çok iyi bir şekilde biyolojik olarak beslemek… Evet, anne ve babanın görevi ama yeterli değil. Nasıl ki onu biyolojik olarak düzgün olarak dengeli bir şekilde besliyor isek beslenmesine önem veriyor isek, manevi anlamda, ruhsal anlamda da çocuklarımızı çok iyi bir şekilde beslemeliyiz. Eğer burada boşluk bırakır isek başka birileri başka bir şey ile doldurur." ifadelerini kullandı.
Çocukların, arkadaşlarının da yakın takibe alınması gerektiğini belirten Gündoğar, bu konuda okul yöneticileri ve öğretmenlere de büyük görevlerin düştüğünü söyledi.
Gündoğar, "Öncelikle bizim aile olarak, anne ve baba olarak, kardeş olarak görevlerimiz; kardeşlerimize sahip çıkmak, gençlerimize sahip çıkmak onları güzel şeyler ile meşgul etmek, onlara güzel kitaplar okutmak, güzel bir eğitim almalarını sağlamak, onların istediklerini meşru yollardan yerine getirmektir. İslam’daki güzellikleri, kanaati, sevgiyi, şefkati, merhameti, arkadaşlığı onlara doya doya hissettirmemiz lazım. Ve onlara bunu aldırmak lazım. Çocuk kendisini hiçbir şekilde boşlukta bulmamalı. Ekonomik olarak eğer bir sıkıntısı var ise ona elimizden geldiğince yardımcı olmalıyız ki çocuk başkasına muhtaç olmasın. Çünkü başkası bunu para vererek ya da başka bir şey vaat ederek kandırabilir." diye konuştu.
"Evlilik talepleri uygun şekilde karşılanmalı"
Gençlerin evliliğe ilişkin taleplerine anne ve babaların duyarsız kalmaması gerektiğini ifade eden Gündoğar, şu ifadeleri kullandı: "Gençlerimizin arasında sevgiye dayalı bazı problemler olabilir. O konuda da anne ve baba, çocuklarını erkek olsun kız olsun dinlemelidir. Zamanı gelince evlendirmeli. Bu gibi şeyler için 'daha erken dememeli' onları dinlemeliyiz. Bu konudaki isteğini de makul ölçülerde karşılamaya çalışmalıyız. Bu konudaki duygusallıklarına tercüman olabilmeliyiz. En azından onları dinleyip ne istediklerini anlamalıyız. Aksi takdirde çocuk kendisini dışlanmış hissediyor, 'anne baba nasıl olsa beni dinlemiyor' diyor ve dışarda kendisine çelme takan insanların kurduğu tuzağa da düşebiliyor." (Cemil Özdaş – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.