Bitlisli olan ve 22 yıl İstanbul’da tekstil sektöründe çalışan Emirhan Uludil, 4 yılı aşkın zamandır memleketinde açtığı tekstil fabrikasında 250 kişiyi istihdam ediyor. Ailece 3 tekstil fabrikasının bünyelerinde olduğunu buralarda yaklaşık bin kişiye iş imkânı sağladıklarını ve bu sayıyı 2 katına çıkarmak için destek beklediklerini söyledi.

İstanbul’da da tekstil fabrikasının olduğunu belirten Uludil, çalışanlarıyla diyalogunu anlatırken sadece mesleki olarak değil ahlaki olarak da katkı sağladıklarını belirtti.

Uludil, "Burada yaklaşık 4 buçuk yıldır tekstil işletiyorum. 70-80 kişiyle başladık. Şu an 250 kişi ile çalışıyoruz. Memleketimiz tekstile biraz yabancıydı. Metropollere giderek çalışan insanlarımız vardı. Dönüş için tereddütlüydüler. Bitlis genelinde yaklaşık 13 tekstil atölyesi açıldığı için insanlarımıza biraz özgüven geldi. 4 yıldır biz hep insan eğitimiyle uğraşıyoruz. Sadece makinayı öğretmiyoruz. İş ahlakını da öğretiyoruz. Nasıl daha iyi verim alabiliriz bunların hepsini öğretiyoruz." dedi.

Yaşadıkları sıkıntılara da değinen Uludil, yüklerinin ağır olduğunu belirterek şunları söyledi: "İstanbul’da 240 kişiyle günlük ortalama şu gördüğünüz fermuarlı bir malda, 12-13 bin malı ütü paket yapıp kapatabiliyoruz. Ama burada daha 5-6 bini geçemedik. Bu da haliyle bizi etkiliyor. Teşvik var, Allah razı olsun. Ama bizim yükümüz de çok ağır. Çünkü bu memleket bin 600 kilometre İstanbul’a uzak.  Bir TIR’ın gelip gidişi en az 8-9 bin TL’ye mal oluyor. Bununla birlikte uzak yerlerden personel servisini çekiyoruz. Tatvan’ın farklı köylerinden, Güroymak’ın köylerinden, Bitlis merkezden servisler çalıştırıyoruz."

En çok İŞKUR’un iş başı eğitiminden destek aldıklarını, bunun da eskisi gibi olmadığını ifade eden Uludil, "dezavantajlı kişilerle" çalıştıklarını ve onlara katkı sunduklarını kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Kesinlikle İŞKUR’dan eğitim başı olarak çalışanların süresi bittiğinde kapı dışarı etmiyorum. Onların sigorta girişini yaptırıp devam ettiriyorum. Çok sıkıntılar yaşıyoruz. Daha önce bize arsa tahsis edildi. Biz de cazibe merkezleri programının netleşmesini bekledik. Arsa parasını yatırmadık. Bunu beklerken, yeni kanunla arsalar gözden geçirilecek denildi. Şu an durum muamma. Dezavantajlı kişilerle çok çalıştık. Ama kalben rahatım. Çünkü onları eğittik. Farklı yollardan geri çektik. Ailesine kazandırdık. Gerçekten evine gitmeyen insanlar vardı. Şu an o insanların anne ve babaları bizlere dua ediyor. Burada gördüğünüz gibi halen çalışanlar da var. Bu insanların çoğu dışarda kalıyordu. Evine gitmiyordu. Ama şimdi çok şükür işlerine bakıyorlar."

"Amacımız daha çok insanı istihdam etmektir"

Bitlis'te ürettikleri malları farklı ülkelere ihraç ettiklerini belirten Uludil, ülke içinde de birçok markayla çalıştıklarını dile getirerek, "İngiltere, Almanya başta olmak üzere birçok ülkeye mal ihraç ediyoruz. Türkiye’nin belirli markalarını yaptık. İngiltere’deki müşterimiz son zamanlarda gelmiyor. Doğuya biraz çekingen bakıyorlar. Can güvenliği var mı yok mu? Ondan dolayı gelmiyorlar.  Son bir yıldır onlara çalışamıyoruz. Bununla ilgili inşallah daha güzel şeyler olur. Bırakın kazanmayı biz cebimizden de üstüne bırakmışız. Ama kalben çok rahattım. Çünkü çok aile kazanmışım bu memlekette. Şu an aynı aileden 3 tane fabrikamız var. Biri burada, biri Tatvan ve biri de Rahva mevkiinde. Ortalama bin kişiyi çalıştırıyoruz. Bunun kapasitesi daha yüksek, ama malumunuz yer ve diğer farklı nedenlerden dolayı kapasiteyi aşamıyoruz. Bunu yetkililerle, valilikle, basınla hep birlikte aşacağız. Burada 250 kişi çalışıyor. Bunu neden 500 kişiye çıkarmayalım? Amacımız daha çok insanı istihdam etmektir." (Şükrü Tontaş - İLKHA)