Dar gelirlinin kemeri değil boğazı sıkılıyor

Dar gelirlinin kemeri değil boğazı sıkılıyor

​Kurdaki hareketlilik nedeniyle son günlerde etkisini artırarak sürdüren ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde bulunan Milletvekili Ömer Fethi Gürer, dar gelirlinin kemer değil boğaz sıktığını söyledi.

Türkiye’nin yanlış ekonomik politikaları sonucunda darboğaza girdiğini belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  son günlerde etkisini artırarak sürdüren ekonomik krizle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

TL'nin değer kaybetmesini dış güçlere bağlanmaya çalışıldığını vurgulayan Gürer, ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizini doların yükselmesine gerekçe olarak gösteren hükümet, krizin esas sebebinin yapısal sorunların ağırlaşarak artmasından kaynaklandığı görülmesi gerektiğini belirtti.

Sanayici, esnaf, çiftçi ve toplumun büyük bölümünün ekonomiyle ilgili gidişattan kaygı duyduğunu, memur işçi ve bordroluların maaşlarının eridiğini, işsizlerin ise çaresiz bir beklenti içinde olduğunu ifade eden Gürer, "Dar gelirlinin artık kemeri değil, boğazı sıkılıyor." dedi. 

Rantçıların gidişattan memnun olduğuna dikkat çeken Gürer, "Açlık sınırının 1800 lirayı geçtiği, yoksulluk sınırının 6 bin liraya dayandığı günümüzde rant ve faizle beslenenler ile yandaş işadamları gidişattan rahatsız değildir." şeklinde konuştu.

TÜİK’in yaptığı son ekonomik araştırmalardan çıkan veriler üzerinden bir değerlendirme yapan Gürer, 100’den büyük olan ekonomik güven endeksinin ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, küçük olan endeksin ise kötümserliği gösterdiğine dikkat çekerek, ekonomide güven endeksinin ağustosta bir önceki aya göre yüzde 9 azalarak yüzde 92.2 değerinden yüzde 83.9 değerine düştüğünün, düşüşün ise tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektöründeki güven endekslerinin düşmesinden kaynaklandığının açıklandığına dikkat çekti.

Ağustosta tüketici güven endeksinin 68,3, reel kesimde 96.3, hizmet sektöründe 88, perakende ticaret sektöründe 93,4 değerine ve inşaat sektöründe 68.8 değerine gerilediğine işaret eden Gürer, "TÜİK bile durumu en iyimser haliyle ‘düşüş’ olarak gösteriyor. İktisatçıların uyarılarına rağmen yıllardır uygulanan yanlış politikalar sorunlara yol açtı. Hükümet TL’deki düşüşü dış güçlere bağlarken ekonomide her geçen gün artan dışa bağımlılık sürdürülemez hale geldi." diye konuştu. 

Sıcak para ile olan yapının düşmesinin TL’nin erimesinin nedenleri arasında gösterilebileceğini belirten Gürer, dış borçların artmasının, katma değeri ve istihdamı düşük olan inşaat sektörüne yönelmek ve hükümet yanlısı şirketlerin de rant peşinde koşmasının işsizlik ve yoksulluğun artmasına neden olduğunu vurguladı. 

Türkiye’nin üretim yerine ithalata dayalı bir ekonomi politikası izlediğini kaydeden Gürer, uyarılara rağmen cari açığın kontrol altına alınamadığını, ekonominin suni olarak büyütülmeye çalışıldığını ifade etti.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.