Dengeyi korumadığımız müddetçe hiçbir şeyi koruyamayız
Hayvan haklarıyla ilgili halkın STK’lar tarafından bilinçlendirmeli ve devletin de buna destek vermesi gerektiğini ifade eden DOHAYSEV Başkanı Şehnaz Uğur, "Dengeyi korumadığımız müddetçe hiçbir şeyi koruyamayız." dedi.
Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde sokak hayvanlarının olduğu ve çoğu zaman televizyonlarda, sosyal medyada sokak hayvanlarının zulme maruz kaldığını görmekteyiz. Elbette ki bu durumun aksine İslam’ın emrettiği şekilde hayvanlara ve diğer canlılara karşı merhamet durgularıyla yaklaşanların da olduğu göz ardı edilemez.
Sokak hayvanları hakkında değerlendirmelerde bulunan Doğayı Hayvanları Sevdirme Yaşatma ve Koruma Derneği (DOHAYSEV) Başkanı Şehnaz Uğur(55), "Hayvan haklarıyla ilgili halkın STK’lar tarafından bilinçlendirilmesi gerekiyor. Devletin de buna destek vermesi gerekiyor. Dengeyi korumadığımız müddetçe hiçbir şeyi koruyamayız. Yaşatmayı öğrenmediğimiz müddetçe yaşayamayız. Belki insanları fiili olarak öldürmeyecekler ama hırslarıyla öldürecekler. Tarihte insanları kullanarak para kazananlar vardı. Şimdi hayvanları kullanarak para kazananlar var." şeklinde konuştu.
"Hayvanları dışlayıp barınaklara atmak onları ölüme terk etmektir"
Sokak hayvanlarının 5199 numaralı kanuna göre korunması gerektiğini ancak kanunu gerektirdiği mevzuatın yerine getirilmediğini belirten Uğur, "Hiçbir şeye herhangi bir koruma duygum yok ama ortak yaşamda hayat bulmamız için hepimiz birbirimizi korumak zorundayız. Şu an hayvan hakları yasası varsa bunu da korumak zorundayız. Hayvanları dışlayıp barınaklara atmak onları ölüme terk etmektir. Eğer kısırlaştırma gibi bir kanun varsa bunu uygulayın. Hayvanların şehir içinde yaşamalarına izin verilmiyor. Sokaklarda hayvanlar berbat durumdalar. Sanki sorun teşkil ediliyormuş gibi bulundukları yerden sürülerek daha kötü yerlere atılıyorlar." ifadelerini kullandı.
"Hayvanların çöpe atılması çevre kirliliğidir"
Eğer hayvanın bir hastalığı varsa ve bu yüzden ölmüş veya öldürülmüşse bunun kireçle beraber defnedilmesi gerektiğini ifade eden Uğur, son olarak şunları söyledi:
"Belediyeler hayvanlara sahip çıkmıyor. Barınak diye üstü açık mekânlara kapatıyorlar. Hayvanlar yazın güneşin altında kavruluyor, kışın da yağmur ve kar altında kalarak ölüme terkediliyorlar. Buralara koydukları mazgallara hayvanların ayakları sıkışarak kırılıyor. Belediye mevzuata uygun davranmıyor. Ölen hayvanları çöpe atıyor. Hayvanların çöpe atılması çevre kirliliğidir. Eğer hayvanın bir hastalığı varsa ve bu yüzden ölmüş veya öldürülmüşse bunun kireçle beraber defnedilmesi gerekiyor. 2015 yılında kurduğu dernek çatısı altında faaliyet yapamadığını, kimseden bağış toplamadan kendi imkânlarıyla sadece sahiplendiği 18 hayvana baktığını belirten Uğur, "Tek başımayım. Üzerimde çok baskı var. Belediye hayvan beslediğim için her birine değişik cezalar kesiyor."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.